Yunan bankacılığı 90 milyar Euro’luk acil durum kredileriyle ayakta durabiliyor. Bu krediler Yunanistan Merkez Bankası tarafından ticari bankalara dağıtılıyor. Ancak kredi hacmi Avrupa Merkez Bankası (AMB) tarafından saptanıyor. Merkez bankası görüşmelerin haziran sonunda başarısızlığa uğramasından sonra acil kredi yardımlarını 90 milyarda dondurunca Yunan hükümeti sermaye hareketlerini kontrol altına almak zorunda kaldı.
O günden bu yana çok şey değişti. Bankalar kapandı. Sadece emekli aylıklarının çekildiği bankalar kepenk indirmedi. Commerzbank baş iktisatçısı Jörg Krämer bu uygulamanın likidite erozyonuna yol açtığını söylüyor:
“Medya haberlerine göre Yunan bankaları AMB’nin kullandırdığı acil durum kredileri limite dayandı. Aynı zamanda her Yunan banka hesabından günde 60 Euro çekebiliyor. Bundan dolayı Yunan bankaları günde 200 milyon Euro nakit açığı veriyor. Önümüzdeki günlerde nakit sıkıntısı patlak verebilir. Bankalar kan kaybediyor.”
Fransa Maliye Bakanı Michel Sapin acil durum kredilerinin azaltılmasını istemiyor. AMB yönetim kurulunun Fransız üyesi Benoit Coeure de ‘kredi hacminin genişletilmesi gerekiyorsa, genişletilir’ diyerek, Yunanistan’ın likidite darboğazına sürüklenmemesi için Yunan bankalarını parasız bırakmaya niyetli olmadıklarının sinyalini verdi.
‘Müflis bankaya nakit yardımı yapılamaz'
Kredi hacminin 90 milyar euroda dondurulması Yunanistan açısından hem iyi, hem kötü olabilir. Commerzbank baş iktisatçısı Krämer kredi limitine uyulmasının Yunan bankalarını birkaç gün zarfında parasız bırakacağını söylüyor:
“Aslında AMB’nin acil durum kredilerini 90 milyarda dondurması değil, sıfıra indirmesi gerekirdi. Çünkü referandumdan sonra Yunanistan iflasın eşiğine geldi. Devlet iflası bankaların da batması demektir ve AMB temerrüde düşen bankalara para yardımı yapamaz.”
Tsipras hükümetinin göreve başlamasından sonra AMB’nin kredi karşılığında Yunan devlet tahvillerinin teminat olarak kabul edilmeyeceğini duyurmasıyla Yunan bankalarının tek taze para kaynağı olarak acil likidite yardımları kalmıştı. Kısa adı ELA olan acil likidite yardımları tedricen 90 milyar euroya çıkarılmış ve o düzeyde dondurulmuştu.
Bu krediler baskı aracı yerine de geçebiliyor. ELA kredilerini kesme tehdidi iki yıl önce Kıbrıs parlamentosunun tasarruf programını onaylamasına yetmişti.
Tasarruf taleplerinin Yunanlar tarafından açık farkla ret edilmesinden sonra ELA kredilerinin Atina hükümetine baskı aracı olarak kullanılması zorlaştı. Buna rağmen hükümet üzerindeki baskının önümüzdeki gün ve haftalarda artması bekleniyor. Yunanistan 20 Temmuz’a kadar devlet tahvili karşılığında aldığı 3,5 milyar euroluk kredi borcunu ödemezse AMB’nin acil kredi yardımlarına son vermesi kaçınılmaz olacak.
‘Yunanistan şartsız yardım alamayacak'
Commerzbank baş iktisatçısı Jörg Krämer bu nedenle Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nden ayrılıp Drahmi’ye dönme ihtimali artıyor:
“Yunanistan’ın bir anlamda ‘kuruyup’ kendi para birimini tedavüle sokmaya karar verme ihtimalini %75 olarak görüyorum. Yabancı ülkelerin bir kez daha ikna olup Yunanistan’a taze kredi verme ihtimali ise bence üçte bir. Ama bu doğru olmaz. Krediye bağlı şartları kabul etmeyen bir ülkeye borç nasıl verilir? Bu şartlara uyulması, Yunanistan’ın ekonomisini düzeltip ileride borçlarını ödeyebilmesi için talep ediliyor.”
1998 – 2006 yılları arasında AMB yönetim kurulu üyeliği yapan Ottmar Issing Euro Bölgesi’nin ayakta kalabilmesinin sürekli ekonomik büyümeye bağlı olduğunu söylüyor:
“Ortak para bölgesi ancak, milli hükümetlerin ödevlerini yapıp ekonomilerini büyüme ve istihdam artışı sağlayacak tarzda esnekleştirdikleri takdirde ayakta kalabilir. Yunan hükümeti bunları yapmıyor. Sosyalist düşünce tarzıyla Yunanistan’ın problemlerine çözüm bulunamaz.”