Ekonomi

Yunanistan batmaya mahkum mu?

Alacaklılar ile Atina arasında varılan üçüncü yardım programı karşılığında reform anlaşması Syriza'da bölünmeye yol açtı. DW editörü Christoph Hasselbach, Yunanistan kriziyle ilgili merak edilen soruları yanıtladı.

13 Ağustos 2015 15:38


Yunanistan'a yeni bir yardım paketi hazırlandı. Daha önce de böyle olmamış mıydı?

Chrsitoph Hasselbach: Olmuştu. Yabancı alacaklıları devlet iflaslından kurtarmak için Yunanistan'a 240 milyar euro tutarında iki yardım programı uyguladı. Yunanistan yine iflasın eşiğine geldi. 20 Ağustos'ta Avrupa Merkez Bankası'na üç milyar euroluk borç taksiti ödemesi gerekiyor. Atina bu parayı ancak yeni yardım programından çekeceği ek krediyle ödeyebilir.

Borcu borçla kapatmak uygulanabilir bir metot mu?

Avrupa'nın merak ettiği de zaten bu. Ek krediler Yunanistan'a sadece kısa süre nefes aldırabilir. Yunanistan'ın birikmiş borçları 300 milyar euroyu aşıyor. 86 milyarlık üçüncü yardım programı borç stokunu daha da şişirecek. Yunanistan'a 2012 yılında uygulanan 100 milyar euroluk borç affına rağmen altı ay sonra borçları yeniden aynı düzeye geldi. Çünkü ekonomisi büyümüyor, aksine küçülüyor. Finlandiya, şimdiye kadar uygulanan yardım programlarının sonuç vermemesini gerekçe göstererek Yunanistan'a yeniden yardım edilmesini reddediyor. Almanya'da da böyle düşünenler var. Berlin hükümeti prensip olarak yardım programını destekliyor. Yunanistan Başbakanı Aleksis Tsipras'ın alacaklıların yardım şartlarını şantaj olarak tanımlayarak yeni yardımlara önce karşı çıkmış olması ilginçtir.

- O halde, yardım programına gerek kalmamıştı, denebilir mi?

Önce acil önlemler söz konusu olacak. Borç taksitlerinin zamanında ödenmesi gerekiyor. Aksi takdirde yunan devleti kontrolden çıkar ve iflasa sürüklenir. Aynı zamanda bazı Yunan bankalarının da kurtarılması gerekiyor. Yunanistan'ın iflasına seyirci kalınması, siyasi ve ekonomik kaosa yol açar ve Euro Bölgesi'ndeki ortakları da girdaba kapılabilir. Bu durumda AB bütünüyle kritik bir noktaya gelebilir. Bunu kimse istemeyeceği için alacaklıları zararı göze alıp yeniden kesenin ağzını açtılar.

- Ama yardım karşılıksız olmayacak, değil mi?

Karşılığında Yunan hükümetinden sürekli olarak tasarruf, yapısal reform ve özelleştirme talep edildi. Yunan hükümeti bu talepleri kısmen görmezden geldi, kısmen de istemeyerek yerine getirdi. Tsipras, tasarruf politikasına son verme vaadiyle iktidara geldiği için buna şaşmamak gerekir. Partisinde huzursuzluk çıkmasının nedeni de zaten vaatlerinin tersini yapması. Partisinin sol kanadı başbakanı ihanetle suçluyor. Tsipras son reform yasalarını muhalefetin desteğiyle meclisten geçirebilmişti. Syriza'nın dağılması ve sonbaharda erken seçim yapılması ihtimali belirdi. Erken seçimi artık bütün partiler telaffuz ediyor.

- Yunanistan'ın borcun altından kalkamayacağını söyleyenler sizce haklı değil mi?

Yunanistan'ın en olumlu ekonomik şartlarda bile borçlarını kapatamayacağı ve borçların konjonktürü frenlediği de söyleniyor. Uluslararası Para Fonu da borçların ödeneceğinden şüpheli olduğunu duyurarak Yunanistan için borç affı talep etti. Avrupalı alacaklıları ise son derece düşük faizle verdikleri kredileri uzun vadeye yaymakla dolaylı zaten borç tıraşı yapıldığını ileri sürüyor. Avrupalı politikacılar kendi ülkelerinde tepkiye yol açmamak için borç affından, yani alacaklardan vazgeçilmesinden söz etmiyorlar. Kreditör ülkelerin kamuoyu borç affını hoş karşılamıyor.

- Her şey yolunda giderse, prosedür nasıl işleyecek?

Yunanistan reform, tasarruf ve özelleştirme taahhütlerini yerine getirmesi karşılığında yeni kredi yardımlarından yararlanabilecek. Daha öncekiler gibi üçüncü yardım programındaki krediler de reform temposuna göre dilimler halinde kullandırılacak. Euro Bölgesi maliye bakanlarının onay vermesinden sonra kredi anlaşmasının bazı ülkelerin parlamentolarında oylanması gerekecek. Bu ülkeler arasında Almanya da var. Her yardım oylamasında anlaşmaya karşı çıkanların sayısı artsa da büyük koalisyonun anlaşmayı onaylayacağından kuşku duyulmuyor.

- Yardım programının onaylanmasıyla devlet iflası tehlikesi bertaraf edilmiş olacak mı?

Katiyen. Her şey, Yunan hükümetinin devlet yapısını tepeden tırnağa reformdan geçirip ülkenin rekabet gücünü arttırmasına bağlı olacak. Bunu başardığı takdirde bile Yunanistan'ın mali bakımdan yeniden kendi ayakları üzerinde durabilmesi çok uzun zaman alacak. Muhtemelen ilerde borç affı yeniden gündeme gelecektir. Yunanistan tepeden tırnağa yenilenmeyi kabul etmezse devlet iflası kısa zaman sonra yeniden gündeme gelir. Bu durumda Yunanistan alacaklılarından anlayış bekleyemez ve Euro Bölgesi'nden ayrılması kaçınılmaz olur.