HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ, PKK’ya yönelik operasyonlar ile ilgili olarak, "Bu memlekette ve ülkede barışın, kardeşliğin, demokrasinin sahipleri vardır. Bu ülke sahipsiz değildir, bu değerler sahipsiz değildir. Kimse bizi tehdit etmeye kalkmasın, bu tehditlerden medet ummasın" dedi. Yüksekdağ, "Barış umudu kritik bir aşamaya gelmişken Kandil'in bombalanması çözüm ve barış umudunun da bombalanmasıdır" ifadelerini kullandı.
Barış Bloğu'nun Suruç’ta katliamı için düzenlediği basın açıklamasına katılan katılan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Barış yürüyüşünün yasaklandığını hatırlatan Yüksekdağ, "Bu yasak, geçici hükümet tarafından bir hafta boyunca uygulanan savaş ve gerilim politikalarının en tipik göstergesidir" dedi.
"IŞİD'e karşı mücadele adı altında halklara karşı bir savaş başlatıldığının savunan” Yüksekdağ,Bağcılar’daki operasyon sırasında Günay Özaslan polis tarafından öldürülmesi ile ilgili olarak "Yargısız infaz sonucu cenazesi kaldırılmak istenen devrimci kadın arkadaşımızın cenazesi adeta rehin alınmış durumda. İki günden bu yana Gazi cemevi polis kuşatması ve polis operasyonuyla karşı karşıya. Bir ibadethane AKP'nin kolluk güçleri tarafından kuşatılmış ve rehin alınmış durumda" dedi.
Gazi Cemevi'ne biber gazı atılmasının tüm Alevilerin tehdit edildiğini öne süren Yüksekdağ, "Yine bu hafta 600'ün üzerinde gözaltı yaşandı. Bu arkadaşlarımızın çoğu HDP'liydi. IŞİD'de karşı mücadele safında yer alıyorlardı. Geçici hükümet ve talimat veren Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatıyla IŞİD'de karşı konumlanan güçler hedeflendi. Hala gözaltı operasyonları devam ediyor" diye konuştu.
'Demokrasinin son kırıntıları da harcandı'
Yüksekdağ, Doğu ve Güneydoğu illerinde çıkan orman yangınlarına ilişkin "Biz demokrasiyi inşa etmeye çalışırken, kalan ve olan küçücük demokrasi kazanımlarla yürümeye, barış için yol açmaya çalışırken, geçici hükümet kalan son demokrasi kırıntılarını heba etmiş ve harcamış durumda" dedi.
Yüksekdağ, "Bu son bir hafta içinde siyasi iktidar gerilimi durdurmak yerine HDP'yi hedep tahtasına oturttu. Milletvekillerimiz, eş genel başkanlarımız, parti üyelerimiz kirli yalanlarla komplo senaryolarıyla, AKP'nin propaganda makinelerinin yaydığı çirkefle hedefleniyor, karanlık güçlerin hedef tahtası haline getiriliyor" dedi.
Siyasi iktidarın Türkiye'yi çok karanlık bir eşiğe getirdiğini ifade eden Yüksekdağ, şöyle konuştu: "Cumhurbaşkanı Erdoğan ve tek başına hükümet olamayan, kuramayan AKP yönetimi geldiğimiz bu sürecin birinci derece sorumlusudur. Yaklaşık bir yıl boyunca HDP ve bütün barış ve demokrasi güçleri, bugünlerin gelmemesi için olağanüstü sabırla ve metanetle mücadele yürüttü. Barış için direndik. Her koşulda soğukkanlılığımızı, sabrımızı ve metanetimizi koruduk. Bugün 31 kardeşimizin anısı etrafında buluşurken yine barış yine çözüm diyoruz."
Yüksekdağ, "Bu kaos planına Türkiye toplumu izin vermemelidir. Vicdan sahibi, akıl sahibi hiç kimse bu karanlık gidişata sürüklenmemize izin vermemelidir" dedi.
“AKP'nin darbe hukuku ve uygulaması dayatarak Türkiye'yi bir erken seçime götürdüğünü” söyleyen Yüksekdağ, "Şu an tek kişinin ve avarelerinin kararı ve hırsıyla, Türkiye gitmemesi gereken bir yere sürüklenmeye çalışıyor. Hepimizin buna dur demesi gerekiyor" diye konuştu.
IŞİD, PKK ve DHKP-C’ye yönelik operasyonları değerlendiren Yüksekdağ, "Bugün operasyon Türkiye'ye yapılıyor, Gazi Cemevi'ne yapılıyor. Bugün operasyon Suruç'ta gençlere yapılıyor, HDP üyelerine, yöneticilerine, milletvekillerine yapılıyor. Bugün operasyon ormanlara yapılıyor, ormanlar yanıyor. Bugün operasyon barışa yapılıyor" dedi.
'Barış umudu da bombalandı'
Yüksekdağ, PKK’nın sınır ötesi kamplarına yönelik operasyonlara tepki gösterdi. Yüksekdağ, "Barış umudu kritik bir aşamaya gelmişken Kandil'in bombalanması çözüm ve barış umudunun da bombalanmasıdır. Barış umudunu canlandırması gereken, müzakere sürecini canlandırması gereken yapı, çözümün muhatabı olarak gördüğü bir merkezi bombalıyor. Bundan daha akıl dışı yaklaşım olamaz" diye konuştu.
“Askeri operasyonlar, erken seçim ve Erdoğan'ı başkan yaptırma operasyonlarının çözüm sürecinin siyasi iktidar tarafından bitirildiğinin ifadesi olduğunu” söyleyen Yüksekdağ, "Kimse bize, 'Çözüm süreci devam ediyor' demesin. Çözüm süreci olarak gördüğünüz bir kesime cephe savaşı açıyorsunuz. Demek ki siyasi iktidar masayı devirme ve çözümü çıkmaza sürükleme konusunda karara varmış. Bu karar meşru değildir" dedi.
'Savaş yaptırmalarına izin vermeyeceğiz'
Yaşananlar için "Darbeyi dayatan bir ara rejim yaşanıyor" diyen Yüksekdağ şöyle konuştu:
"Bizler bu koşullarda onlara savaş yaptırtmayacağız. 'Başkan yaptırtmayacağız, size diktatörlük yolu açmayacağız' dedik, sözümüzde durduk. Bundan sonra da halkımızın birliğiyle, demokratik tutumu ve barışta ısrarıyla savaş heveslilerine savaş yaptırtmayacağız. Bu memlekette ve ülkede barışın da kardeşliğin de demokrasinin sahipleri vardır. Bu ülke sahipsiz değildir, bu değerler sahipsiz değildir. İstiyorlarsa ortadayız. Canımız da mücadelemiz de bu yüce değerler için işte orta yerde duruyor. Kimse bizi tehdit etmeye kalkmasın, bu tehditlerden medet ummasın. Kimse korku, tehdit ve yıldırma siyasetinden kendisine ekmek ve prim çıkacağını sanmasın. Bu ekmek acı ekmektir yiyemezler, yutamazlar. Bunu çok iyi bilsinler. Ölümle, tehditle korku salarak teslim almaya çalışarak asla ve asla Türkiye'nin geleceğini aydınlatmazlar, karartırlar. Karartmalarına izin vermeyeceğiz. Savaş yapmalarına, savaş yaptırtmalarına izin vermeyeceğiz."