Yüksek Seçim Kurulu (YSK), İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanlığı seçimlerinin iptaline ve yenilenmesine yönelik gerekçeli kararını açıkladı. Gerekçeli kararda "kanuna aykırı şekilde oluşan sandık kurullarının yaptığı seçim iş ve işlemlerine itibar edilmesi mümkün bulunmamaktadır" denilerek İBB Başkanlığı seçimi iptal edilirken, aynı sandık kurullarının bulunduğu sandıklardaki ilçe belediye başkanlığı, belediye meclis üyeliği ve muhtarlık seçimlerine ilişkin sorular yanıtsız kaldı.
YSK, CHP ve İyi Parti'nin İBB Başkanlığı seçimlerinin iptal edilmesinin ardından, İstanbul'da tüm ilçe belediye başkanlığı seçimleri ile 24 Haziran Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçiminin iptali için 'tam kanunsuzluk' gerekçesiyle ayrı ayrı yaptıkları başvuruları reddetmişti.
TIKLAYIN - YSK, CHP ve İyi Parti'nin başvurusunu oy birliğiyle reddetti
YSK, İBB Başkanlığı seçimlerinin iptali için bugün açıkladığı gerekçeli kararında sandık kurulu başkanlarının yasalara uygun seçilmediği, dolayısıyla yaptığı seçim iş ve işlemlerine itibar edilmemesi gerektiği yönündeki kararını şöyle ifadelendirdi:
"Bu rakamlar incelendiğinde görüleceği üzere, İstanbul İlinde sandık kurulu başkanlığı için ihtiyaç duyulan kamu görevlisinin yaklaşık yedi katı sadece 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre aylık ödenen ve sandık kurullarında görev alabilecek durumda olan kamu görevlisi bulunmaktadır. Bu itibarla 298 sayılı Kanunun 22. maddesine ilçe seçim kurullarınca uyulmamış olmasının hukuken kabul edilebilir bir sebebi bulunmamaktadır. Zira, sandık kurulu kamu görevlisi asıl ve yedek üyesinin belirlenmesinde de, Kanunun 22. maddesindeki esaslara uyulması gerektiği aynı Kanunun 23. maddesinde emredilmiş olup, bu maddenin son fıkrasında, üyeliklerin bu şekilde doldurulması mümkün olmazsa, eksiklerin, ilçe seçim kurulu başkanı tarafından, o çevrede bulunan ve görev verilmesinde sakınca olmayan kimselerden doldurulmasına cevaz verilmişken, sandık kurulu başkanlarının belirlenmesini düzenleyen Kanunun 22. maddesinde başkanların belirlenmesi aşamasında buna izin verilmemiştir. Bu bakımdan, sandık kurulu başkanlarının kamu görevlisi olmayanlardan belirlenmesini izah etmeye çalışan bazı ilçe seçim kurullarının Kanunun 23. maddesinin son fıkrasını referans göstermelerine itibar edilmemiştir. Bütün bu açıklamalar uyarınca, sandık kurulu başkanının mülki amir tarafından bildirilen kamu görevlileri listesinden seçilmesi yasal zorunluluktur. Bu zorunluluğa ilçe seçim kurullarınca makul ve hukuki bir gerekçe ileri sürülmeksizin uyulmamış olması ve bu suretle kanunla getirilen sandık kurulu başkanının belirlenmesine dair şekil şartlarının ihlali, seçimin güvenilirliğini ortadan kaldırmaktadır. Bu sebeple kanuna aykırı şekilde oluşan sandık kurullarının yaptığı seçim iş ve işlemlerine itibar edilmesi mümkün bulunmamaktadır. Öte yandan, kanuna aykırı şekilde oluşturulan sandık kurullarının oluşumuna karşı 2 Mart 2019 tarihine kadar itiraz edilmediği ve bu listelerin kesinleştiği ileri sürülmekte ise de, sandık kurullarının kamu görevlisi olması gereken başkan ve üyelerinin listesinin talepte bulunmalarına karşın, siyasi partilere verilmediği dikkate alındığında, siyasi partiler bu konudaki itiraz haklarını etkili bir şekilde kullanamamışlardır. Yüksek Seçim Kurulu, sandık kurullarının oluşturulması ve diğer seçim işlemleri konularında genel düzenlemeler yapmaktadır. Kanun hükmünün kaymakamlıklar ve ilçe seçim kurulları tarafından yerine getirilecek olması nedeniyle sandık kurullarının oluşumu sırasında, bu konudaki usul ve esasların belirlenmesi dışında oluşum süreci ile ilgili bir görevi bulunmamaktadır. Keza, Yüksek Seçim Kurulunun 139 sayılı Genelgesinin “Sandık kurulu başkanının belirlenmesi”başlıklı 9. maddesinde, “İlçede görev yapan tüm kamu görevlilerinin (298 sayılı Kanunun 26. maddesinde sayılanlar hariç) listesi, mülki idare amiri tarafından yerleşim yeri adresleri esas alınmak suretiyle ilgili ilçe seçim kurulu başkanlıklarına gönderilir. (İlçe seçim kurulu başkanı mülki idare amiri tarafından gönderilen listede yer almayan diğer kamu kurumlarındaki kamu görevlilerini re'sen istemeli ve listeye eklemelidir.) İlçe seçim kurulu başkanı, bu kamu görevlileri arasından ihtiyaç duyulan sandık kurulu başkanı sayısının iki katı kamu görevlisini ad çekme suretiyle tespit eder ve bu kişiler arasından mani hali bulunmayanları sandık kurulu başkanı olarak belirler. Sandık kurulu başkanının göreve gelmemesi halinde, kamu görevlileri arasından belirlenen üye, bu üyenin de bulunmaması durumunda en yaşlı üye kurula başkanlık eder. (298/22).” düzenlemesiyle sandık kurulu başkanının belirlenmesi ile ilgili usul ve esaslar tespit edilmiştir. Bu çerçevede sandık kurullarının oluşum sürecindeki görev, kanun gereği ilçe seçim kurullarına ait bulunmaktadır. İlçe seçim kurullarının bu görevlerini kanuna ve genelgelere uygun olarak yerine getirmedikleri, olağanüstü itiraz üzerine yapılan incelemeler sonucu ortaya çıkmıştır."
YSK'nın bu kararı ve gerekçesi aynı sandık kurulu başkanları ile yapılan ilçe belediye başkanlıkları, belediye meclis üyelikleri ve muhtarlık seçimleri sonuçlarının nasıl geçerli sayıldığı konusundaki soruları yine yanıtsız bıraktı.
YSK kararında, "Yukarıda yer verilen 298 sayılı Kanunun 130. maddesi hükmü uyarınca, seçimin neticesine müessir bir halin varlığı saptandığında alt kademelerce verilen kararların kesin veya kesinleşmiş olması veya kurullara derece derece ve müddeti içinde müracaat edilmemiş olması, bu itirazın incelenmesine ve reddine sebep teşkil etmeyecektir" denilerek itiraz edilmese de seçim sonuçlarının iptal edilebileceğine vurgu yapıldı. Bu kararın altına imza atan YSK, İstanbul'daki tüm seçimlerinin yenilenmesine yönelik bir karar almadı.