"Beate Zschäpe katil değil, terörist değil." Avukatların savunmalarında sarfettiği bu ifade kulağa bir provokasyon gibi geliyor, NSU'nun öldürdüğü ya da yaraladığı kurbanlarla alay edilmesi gibi. Buna rağmen Zschäpe'nin mahkeme tarafından görevlendirilen avukatlarının dün başladığı perşembeye dek sürmesi beklenen savunma, kendi içinde mantıklı ve tutarlı.
Wolfgang Heer, Wolfgang Stahl ve Anja Sturm Beate Zschäpe'yi NSU davasının başladığı 2013 Mayıs'ından beri savunuyor. Mathias Grasel ve Hermann Borchert ise 2015 yazından beri. Sorun şu: Yeni ve eski avukatlar farklı stratejiler izliyor.
Strateji değişikliği zahmete değmez
Zschäpe'nin avukatları dava yeni başladığında 43 yaşındaki müvekkillerine susmalarını tavsiye etti. Neden iki buçuk yıllık suskunluğun ardından 2015 Aralık ayında ifade verdiği ise hala bir sır. Belki de bunun nedenini Zschäpe'nin daha sonra savunmasını üstlenen iki avukat Grasel ve Borchert biliyordur. Zschäpe onlara güveniyor, daha önce savunmasını yapan üç avukatıyla artık konuşmuyor. Davalı ile savunmasını ilk olarak üstlenen üç avukatı arasındaki güven ilişkisi tamamen sarsıldığı için azledilmeleri amacıyla mahkemeye dilekçe verdi.
Manfred Götzl başkanlığındaki mahkeme heyeti Zschäpe'nin talebini kabul etseydi, NSU davası çok uzun süredir Heer, Stahl ve Sturm üçlüsü olmaksızın devam ederdi. Ancak davada kalmak zorundalar ve meslek onuru nedeniyle Zschäpe için çalışmaya devam ediyorlar.
Başsavcılık mütalaasında Zschäpe için ömür boyu hapis cezası ve cezasının sona ermesinin ardından da gözetim altında tutulmasını istedikten sonra avukatlar Grasel ve Borchert Nisan ayında müvekkilleri için en fazla 10 yıl hapis cezası talep etti. Avkutların müvekkilleri için en iyi sonucu isteyip buna ulaşmak istedikleri düşünüldüğünde, bu yüksek bir ceza. Kanıt durumu ciddi ama o kadar ezici değil.
Zschäpe'nin 10 cinayet ve iki bombalı saldırıya doğrudan katıldığının kanıtlanamamış olması sebebiyle, güvenmediği üç avukatın savunmalarında müvekkillerinin hemen tahliye edilmesini istemeleri, onlara asla aykırı gelmiyor. Çünkü Başsavcılık iddialarını kanıtlamak için mevcut sınırların sonuna kadar gitti. Zschäpe diğerlerinin Almanya'da şehir şehir gezip insanları katletmesi için en uygun ortama sahip olmalarına çalıştı, planlamada yer aldı, cinayetleri onayladı. Bu 14 yıl yeraltında süren ortak yaşamı aynı şekilde aydınlatacak bir görüş.
Avukatların neye inandığı önemsiz
Zschäpe'nin kendisinin de itiraf ettiği gibi Zwickau'daki ortak kullandıkları daireyi 4 Kasım 2011 tarihinde ateşe vermesinin nedeni, arkadaşlarının Eisenach'taki başarısız bir banka soygunun ardından öldüklerini öğrenmesi. Mahkemenin görevlendirdiği üç avukata göre Zschäpe en fazla bu suçlamadan ceza alabilir. Heer, Stahl ve Sturm bu cezayı o kadar düşük görüyor ki müvekkillerinin altı yıl yedi ay tutuklu kalması nedeniyle hemen tahliye edilmesini talep ediyor.
Savunma stratejileri ışığında bu mantıklı. Yine de bununla bir başarı sağlayamayacaklar. Çünkü avukatların ve savcılığın söylemleri tartıldığında, Başsavcılığın görüşü daha ikna edici geliyor.
Burada merak uyandıran soru mahkemenin bu yaz nasıl bir ceza vereceği. Zschäpe'nin mahkemenin atadığı üç avukatının savunmasının açıklığı nedeniyle iddianamenin talep ettiği cezayı sorgulaması uygun. Heer, Stahl ve Sturm gerçekten de Zschäpe'nin görece masum olduğuna ikna oldu mu yoksa taktik için mi bu tezleri savunuyorlar, bunlar ikinci derecede önem taşıyor.
Marcel Fürstenau
© Deutsche Welle Türkçe