Dünya

Yorum: Tsipras'a ikinci yetki

DW Yunanca Yayınlar Sorumlusu Spiros Moskovou, Yunanistan’da seçimlerden yine galip çıkan Aleksis Tsipras’ın acil reformları hayata geçirebileceğinden şüpheli.

21 Eylül 2015 15:37


Sol itifak Syriza’nın lideri Aleksis Tsipras, son beş yıldaki tasarruf politikalarını yumuşatma vaadiyle daha ocak ayında Yunan seçmenin çoğunluğunun oyunu almıştı. Tsipras, tasarruf politikalarının sonunun geldiği sözünü vermişti. Ama bu sözlerden bir şey çıkmadı. Aylar süren müzakerelerin ardından, ülkenin Euro Bölgesi’nden çıkışını engellemek için uluslararası kreditörlerle son dakikada üçüncü yardım paketi üzerinde uzlaşmak zorunda kaldı.

Şimdi Tsipras halktan ikinci kez yetki almış oldu. Yunanların çoğunluğu Tsipras’ın gerçekçiliğe geri dönüşünü ödüllendirmiş, gerekli acil reformları ‘sosyal' bir şekilde hayata geçirmesi için oyunu vermiş görünüyor. Syriza’dan kopan ultra sol kanat ise meclise girmeyi bile başaramadı.

Tsipras değişti mi?

Ancak Tsipras ve aşırı sol kanattan kurtulmuş Syriza’nın ülkenin modernizasyonunu sağlayacak durumda olup olmadığı tartışmalı. Bunu, son beş yılda siyasi yelpazenin farklı kesimlerinden beş hükümet de başaramadı. Kreditörlerin talepleri ise hep aynı: İşleyen bir kamu sektörü, rekabet gücü olan bir ekonomi, yolsuzluk ve vergi kaçakçılığıyla mücadele. Eski yerleşik partiler bunu başaramadı ve Syriza yedi aylık ilk iktidar döneminde de belirgin bir vurgu yapamadı. Tsipras hükümetinin aldığı ilk önlemler, herkese mümkün olduğunca para dağıtan ‘devlet baba'ya biat etme eğilimi gösteriyordu.

Tsipras, ikinci iktidar döneminde farklı bir politika izleyecek mi? Pek olası görünmüyor. Tsipras’ın mecliste çoğunluğu kiminle sağlayacağı daha seçim zaferi akşamında belli oldu. Panos Kammenos’un aşırı sağcı ‘Bağımsız Yunanlar’ (Anel) partisiyle. Hükümete sosyal demokrat Pasok ya da merkezdeki To Potami gibi Avrupa yanlısı güçleri dahil etmek Tsipras’ın hiç aklına bile gelmemiş görünüyor. Tsipras’ın ülkenin kalıcı olarak iyileşmesi için geniş bir siyasi taban arayışında olmadığı açık. Daha ziyade etik ve siyasi açıdan katışıksız solu savunup, diğer yanda tahammül sınırlarını zorlayan sağ popülistlerle ortaklığa gidiyor.

Gelecek umut vermiyor

Tsipras kısa süre önce televizyonda nadir rastlanan samimi anlarından birinde ‘paranın gücünü’ ancak partnerlerle aylar süren çetin müzakereler sırasında anladığını itiraf etti. Bu karizmatik ve deneyimsiz politikacının Avrupa ve özellikle de Euro Bölgesi içinde Yunanistan’ın modernize edilmesi gerekliliğini gerçekten kavramış olduğu şüphe götürür. 20’nci yüzyılın naftalinli sandığından çıkardığı solu yücelten söylemi, sandıkta cezasını almış olan eski partilerin tüm araç ve oyunlarını kullanan iktidar şekli, geniş kitleler adına tam da bu kitlelerin yaşam standartlarını kolayca tehlikeye atması, gelecek için pek umut vermiyor. Yunanistan’ın yakın tarihinde ilk kez seçmenlerin yüzde 45’inin sandıktan uzak kalması tesadüf değil.