Dünya

Yorum: Trump kentleri göç politikasına alet etmemeli

Trump yönetiminin kaçak göçmenlerin aranmasında başvurduğu sert yöntemler korku yaratıyor. DW editörü Michael Knnige yerel yönetimlerin de bu uygulamaya katılmaya zorlanmasını doğru bulmuyor.

09 Ağustos 2017 15:11

Geçerli belgeler olmadan ABD sınırlarından geçmek ve o ülkede bulunmak yasa ihlali sayılır. Bu ihlalin karşılığı sınır dışı edilmek olabilir. Bütün bunlar normal karşılanmalı. Bazı şehir ve belediyelerin kaçak göçmenlerin aranmasında federal makamlarla işbirliği yapmayı reddetmesini herkesin doğru bulması da gerekmez. Ancak vakaları değerlendirip, Trump yönetimiyle yerel idareler arasındaki anlaşmazlıkta göçmenlere anlayış gösterilen şehirlerden yana çıkmamak mümkün değildir.

Trump yönetiminin kaçak göçmenlere göz açtırmama politikasını yorumlarken bilmesi gereken bir şey var. O da ABD'de yaklaşık 11 milyon kaçak göçmenin yaşadığı. Pew Center adlı kamuoyu araştırma enstitüsünün verilerine göre kaçakların çoğunluğu en az 10 yıldır bu ülkede yaşıyor. Bu grup sivil sektörde çalışanların yüzde 5'ini oluşturuyor.

Aileler parçalanıyor

Sıkça dile getirilen önyargıların aksine kaçak yabancılardaki suçluluk oranı ülke ortalamasının üzerinde değil. Bu bağlamda ABD doğumluların kaçak göç suçu işleyemeyeceklerini de hesaba katmak gerekir. Ayrıca sınırdan kaçak geçmek ABD'de 'suç' değil, 'kamu düzenini ihlal' sayılıyor. Bu nedenden ötürü Trump yönetiminin başlattığı baskınlar orantısız olup ağır suç işlemiş olanları değil, tek suçu belki de yıllar önce sınırı izinsiz geçmiş olan masum ve zor işlerde çalışan yabancıları mağdur etmektedir.

Yerel basın tarafından futbol yıldızı olarak tanımlanan ve spor bursuyla yüksek öğrenime başlamak üzere olan Washingtonlu gencin dramatik şekilde sınır dışı edilerek El Salvador'a gönderilmesi ve 16 yıldır ABD'de yaşayan babanın oğlu okuldayken polis tarafından alınıp götürülmesi hatırlandığında ancak şu söylenebilir: Yönetimin uygulaması, aileleri parçaladığı ve göçmenleri korkuya sürüklediği için gayriinsani ve orantısızdır. Temmuz ayındaki büyük operasyon sırasında tutuklanan 650 göçmenden 520'si sınırı izinsiz geçmekten başka 'suç' işlememişti. Nezaret altına alınanların 38'i çocuktu.

Hukuken sorunlu

Başkan Donald Trump ve 'şahinler' kanadında yer alan Adalet Bakanı Jeff Sessions'un federal eyalet ve belediyeleri kaçak göçmenlerin aranmasında yardımcı olmaya zorlamaları ironi konusu olduğu kadar pervasızlıktır da. Oysa kendilerine göre Washington'daki merkezi yönetimin aşırı müdahaleci olduğunu söyleyen ve eyaletlerin kendi kaderini bizzat tayin hakkını savunanlar da Cumhuriyetçiler değil miydi?

Tam da bu tez Trump yönetiminin belediyeleri kaçak göçmenlerin aranmasında yardımcı olmaya zorlama hamlesini boşa çıkarabilir. Çünkü yönetimin, federal devlet yardımlarından sadece göç politikasının uygulanmasına yardımcı olan belediyelerin yararlandırılacağı şeklindeki tehdidi Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle mahkemeden dönebilir. Çünkü Amerikan geleneklerine göre federal devlet yardımlarının şartlarını belirleme yetkisi yürütmeye değil yasamaya verilmiştir. San Francisco Trump yönetiminin işbirliği yapmayan belediyelere yardımı kısmasını mahkemeye başvurarak önlemişti. Washington'daki yönetimin devlet yardımlarını göç politikasıyla irtibatlandırma girişimi de böyle sonuçlanabilir. Chicago belediyesi şimdiden mahkemeye başvurdu bile.

Altyapı bakım bekliyor

Hukuki durum ve Trump yönetiminin illegal göçmenlere uyguladığı sertlik politikasının doğru olmaması bir yana, mali durumu kritik olan çoğu belediyenin kaçakların aranmasında Washington'a yardımcı olmaktan çok daha büyük problemleri var. Trump yönetimi görevlerini yapmakta zorlanan belediyelerin gelirlerini daha da kısmak yerine çürüyen altyapısını modernize etmek için Başkanın seçim kampanyasında vaat ettiği büyük projeye el atsa daha iyi olur.

© Deutsche Welle Türkçe

Michael Knigge