Dünya

Yorum: SPD ivme kazanabilir

Avurapa Parlamentosu’un eski başkanı Martin Schluz, Alman Sosyal Demokrat Parti (SPD)’nin genel başkan ve başbakan adayı olarak açıklandı. DW’den Dagmer Engel, bu değişimin SPD’nin avantajına olacağı görüşünde.

25 Ocak 2017 19:58

Beklemeye değdi: Sosyal Demokrat Parti (SPD), seçim yılına büyük bir sürprizle başladı. Başbakan Angela Merkel’in tekrar aday olacağı herkesin malumuydu. Tam heyecan düşmüşken, SPD'nin en tepesindeki bu değişim, ateşi yeniden alevlendirdi.

Neredeyse Merkel kadar seviliyor

Kamuoyu tarafından neredeyse Angela Merkel kadar sevilen Martin Schulz’un, genel seçimler öncesi genel başkan ve başbakan adayı olarak ilan edilmesi, SPD’yi başbakanlık koltuğuna son on yılda hiç olmadığı kadar yaklaştırdı. Zira Schulz, tescilli bir Avrupalı, iletişim ustası, atakları keskin ve savunması çetin bir siyasetçi.

Müstakbel Cumhurbaşkanı da yine Sosyal Demokrat bir politikacı olacak. Frank-Walter Steinmeier belki büyük bir hatip olmayabilir. Ama uzun yıllar dışişleri bakanlığı yapan deneyimli siyasetçiye Almanlar fazlasıyla güveniyor. En sevilen politikacı anketlerinde sürekli ön sıralarda yer alıyor. Şimdi onun koltuğunu devralmaya hazırlanan SPD’nin halihazırdaki Genel Başkanı Sigmar Gabriel de belki birkaç sempati puanı toplamayı başarır.

Almanlar için SPD birden bire tekrar günyüzüne çıkıyor. Zira bugüne kadar hep büyük koalisyonun diğer ortağı Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) ön plandaydı. Doğal olarak hükümetin başarılı icraatları da CDU Genel Başkanı ve Başbakan Angela Merkel’in hanesine artı puan olarak yazılıyordu. Artık SPD, kabinede yer almayan ve yıpranmamış bir liderle yeniden ivme kazanabilir. Schulz, sosyal demokrasinin ana hedefi olan sosyal adalet ve güçsüzün haklarını savunma görevlerine odaklanabilecek. Seçmene şu mesaj verilecek: "Kimi seçtiğiniz çok önemli. Çünkü yönetime talip olanların tümü, birbirinin aynısı değil. Aralarında fark var!“

SPD Avrupalı kalacak

Farklı olmayacak bir tek nokta var: O da SPD’nin Avrupa olgusuna inancının tam oluşu. Avrupa ve dünya genelinde giderek artan milliyetçilik furyasına, Federal Alman Parlamentosu’nda temsil edilen hiçbir parti -seçim yılında bile olsa- dahil olmuyor.

Çünkü oyuna dahil olmak, kazanamamak demektir. Nitekim SPD de “Önemli olan katılmak“ ilkesinin artık yeterli olmadığını ve daha fazlasını istediğini göstermiş oldu. Sosyal Demokrat Parti, uzun yıllar süren atalet döneminin ardından, Almanya için yeniden bir alternatif olabileceğini gösterme fırsatı yakaladı.

© Deutsche Welle Türkçe

Dagmar Engel