Dünya

Yorum: Savcının mütalaası ikna edici

NSU davasında savcı, sanık Zchäpe hakkında ömür boyu hapis cezası talep etti. Davayı takip eden DW editörü Marcel Fürstenau, yorumunda savcının talebini değerlendirdi.

13 Eylül 2017 16:00

Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) davasında iddia makamının mesajı Beate Zschäpe için ceza indiriminin söz konusu

olmayacağı. Müebbet dışındaki başka bir ceza talebi, delillerin ağırlığı karşısında kimseyi ikna edemezdi. Başsavcılık cezasının dolmasının ardından Zschäpe'nin ihtiyaten cezaevinde tutulması talebini de iyi gerekçelendirdi.

Dört yıl dört aydır süren Münih Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davada baş sanık ne kadar gaddar bir "Nazi gelini" olduğunu göstermek için elinden geleni yaptı.

Bulvar basını Zschäpe'nin Kasım 2011'de yakalanmasından kısa bir süre sonra bu tür bir tanımlama kullanmıştı. Bu kuşkusuz adil değil. Çünkü hüküm açıklanana kadar masumiyet karinesi Zschäpe için de geçerli. 42 yaşındaki Zschäpe, Aralık 2015'de davada 2,5 yıl süren suskunluğunu bozarken kendi çarpık mantığı içinde sadece ahlaken kendini suçlu hissettiğini söylemişti. Ancak Zschäpe'nin bu sürpriz strateji değişikliği bir işe yaramadı. Dava boyunca değişen beş (!) avukatı tarafından okunan savunması da isnat edilen suçların ne kadar doğru olduğunun kanıtıydı.

NSU üçten büyüktü

Başsavcılığın temmuz sonunda okumaya başladığı mütalaası da toplamda 20 saatten fazla sürdü. Sekiz duruşmada tamamlanan mütalaa insana sanki hiç bitmeyecekmiş gibi gelen NSU davasının sıkıştırılmış özeti gibiydi. Mütalaa, Zschäpe ve diğer dört sanık açısından ikna ediciydi.

Ancak sadece üçlü NSU çetesinin Uwe Böhnhardt, Uwe Mundlos ve Beate Zschäpe'den oluştuğu kısmı tartışmalı. Yoksa Zschäpe ile birlikte eski Nasyonal Demokrat Partili Ralf Wohlleben ve üç zanlı daha sanık sandalyesinde oturmazdı.

Davanın merkezdeki figürü Beate Zschäpe idi. 1998-2011 yılları arasında iki Uwe ile "yeraltında" yaşamıştı. Savcılığın mütalaasındaki gibi Zschäpe "komplocu üçlünün üçte birlik parçasıydı".

Zschäpe pişmanlık duymuyor

Baş sanık, davadaki davranışlarını analiz eden psikiyatri uzmanı Henning Saß ile birebir görüşmeyi reddetmiş ve kendisinin seçtiği uzman Zschäpe hakkında skandal denebilecek bir psikiyatri raporu sunmuştu. Bu Zschäpe'nin son kendini kurtarabilme teşebbüsü oldu. Aksine davayı sürekli izleyenlerdeki, "sanığın en küçük pişmanlık dahi duymadığı" şeklindeki izlenim doğru çıktı.

Bütün suçu iki Uwe'ye yıkma taktiği işe yarayamazdı. Bu ifadesi, nasıl duygulardan tamamen arınmış olarak hesap yapan biri olduğunu gözler önüne sermişti. İddia makamının "Zschäpe için hafifletici hiçbir neden bulunmadığı" tezi adresine ulaşmıştı.

Caydırıcı önlemler zamana uygun olmalı

Zschäpe'ye merhamet gösterilemeyeceği diğer sanıklar için talep edilen cezadan da belli oluyor. Savcının 12'şer yıl hapis cezası talep ettiği Ralf Wohlleben ve Andre E. ceza alırlarsa bunun nedenini kendilerinde aramalılar. Çünkü Carsten S. ve Holger G. adlı diğer sanıkların aksine ikisi de NSU'nun işlediği suçların aydınlatılmasına katkıda bulunmadı.

Federal Başsavcı Diemer, "Artan sağ ve sol terörizm nedeniyle hukuk caydırıcı önlemlerinde inandırıcı olmalıdır” dedi. Mütalaadan çıkan ana mesaj bu. Ve bu mesajın acilen verilmesi gerekiyor.

Marcel Fürstenau

© Deutsche Welle Türkçe