Dünya

Yorum: Putin'in soluk Ortadoğu zaferi

DW Moskova muhabiri Miodrag Soric, Putin’in Ortadoğu turunu değerlendirdi. Soric, Putin'in Ortadoğu'daki girişimlerini "soluk bir zafer" olarak yorumluyor.

12 Aralık 2017 17:51

Kazanılan zaferler gücü arttırır. Suriye'deki IŞİD'le ABD ve müttefikleri mücadele etti, ama bu anlaşmazlıktan kârlı çıkan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin oldu. IŞİD bertaraf edildiği gibi Putin'in Şam'daki adamı Beşar Esad da ABD'nin aksi yöndeki bütün çabalarına rağmen koltuğunu kurtardı.

Ortadoğu'daki ezeli müttefik Rusya

Putin Ortadoğu turunda, zor zamanlarda müttefiklerinin yanında olan bir lider görüntüsü veriyor. Bu tavrı Yakın ve Ortadoğu ülkelerinin gözünden kaçmıyor. Amerikalılar bunun tam tersini yapmış, Obama döneminde Arap Baharı'nı destekleyerek bölge liderlerini tehlikeye düşürmüştü. Donald Trump ise Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyarak bir adım daha ileriye gitti. Trump'un kararı Müslüman ülkeleri ayağa kaldırdı. Müslümanlar ABD'nin bölgeye barış getirme şeklindeki ortak iradeye ihanet ettiğini düşünüyor. İsrail'i tuttuğuna inandıkları ABD'ye güvenilemeyeceğini söyleyip Washington'a alternatif arıyorlar.

Moskova, Soğuk Savaş'tan beri birçok Arap devletinin müttefiki olarak anılıyor. Yaşlı subaylarının Moskova'da askeri eğitim aldığı bölge ülkeleri Rusya 1991 yılında seyirci konumuna düştükten sonra ABD'nin bölgede peyda olup bildiğini okumaya başlamasını tepkiyle karşılıyorlar.

Bununla birlikte, bakalım Putin'in ilk bakışta göründüğü gibi gerçekten Ortadoğu'daki çekişmenin galibi olduğu söylenebilir mi? Rusya'nın bölgedeki etkinliğini arttırması yeni sorunlara yol açıyor. Moskova mali külfeti bütçesini zorladığı için askerlerini Suriye'den çekiyor. Putin hem Ukrayna'nın doğusundaki savaşı finanse etmek, hem de Kırım'ı ilhak etmesi nedeniyle Batı'nın uyguladığı yaptırımlarla başa çıkmak zorunda. Rusya Sibirya doğal gazını Batı'ya nakleden boru hatlarını çalışır vaziyette tutmakta zorlanıyor. Rusların hayat standardı düşüyor. Devlet ekonominin modernleştirilmesine, eğitim kurumlarına ve fakirlikle mücadeleye para ayıramıyor. Hem de devlet başkanlığı seçimine az bir zaman kala. Kremlin dünya politikasında ABD ile göz hizasına gelmeye çalışsa da bunu başarmaya parası yetmiyor.

Tat vermeyen başarı

Bütün bunlara Rusya'nın, ABD'nin Yakın ve Ortadoğu'dan çekilme kararına ayak uydurmasını eklemek gerekir. Afganistan, Irak ve Libya'da düzeni sağlamakta başarısız kalan ABD savaşmaktan yoruldu. Trump bütün üstünlük iddiasına rağmen, ABD'ye dünya jandarmalığı yaptırmaktan vazgeçiyor. Amerikalıların tanımadığı ülkeleri devletleştirmeye çalışmak yerine Suudilere silah satıp ABD'ye avantaj sağlayacak ticaret anlaşmaları imzalayarak para kazanmak istiyor.

Rusya'nın Suriye'de parlak bir üstünlük kazandığı söylenemez. Savaşta yüz binlerce insan öldü, milyonlarca Suriyeli ülkeden kaçmak zorunda kaldı. Esad iktidardayken Suriye'de yeni bir siyasi başlangıç yapılamaz. İstikrarsızlık sürecektir. Araplar açısından bu nahoş tabloya bir de Rusya'nın zafere İran'ın, yani Şiilerin desteğiyle ulaşmış olması ekleniyor. Oysa Ortadoğu'da Arapları birleştiren unsur, Tahran'ın artan nüfuzuna karşı koymaktır.

Miodrag Soric

© Deutsche Welle Türkçe