Dünya

Yorum: Putin ve Kremlin ABD-AB saldırısına hazırlıksız yakalandı

ABD ve müttefikleri, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i kendi silahıyla vurdu. Rus gazeteci Konstantin Eggert'e göre, Kremlin buna hazırlıksız yakalanmış gibi görünüyor.

11 Nisan 2018 23:22

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde Pazartesi günü Rusya'nın BM Nezdindeki Büyükelçisi Vasili Nebenzia'nın ABD'li ve İngiliz mevkidaşları Nikki Haley ve Karen Pierce ile karşı karşıya gelmesi sıkıcı olmak dışında her şeydi. Nebenzia, ardından İsveç, Hollanda ve Polonya temsilcileri ile tartıştı.

Toplantıda yaşananlar, Suriye rejiminin Cumartesi günü Duma'da düzenlediğinden şüphelenilen kimyasal saldırı tartışmasında şaşırtıcı bir rol değişimiydi: ABD ve müttefiği Avrupa Birliği, Nebenzia'yı sözlü olarak köşeye sıkıştırdı ki aslında bu her daim Rus diplomatların silahı olmuştur.

BM'deki hararetli tartışma Moskova Borsası'ndaki çöküşten saatler sonra meydana geldi. Rusya'nın devlet kuruluşları ve Sberbank gibi finansal kurumların hisselerinin yanı sıra, Kremlin'e yakın milyarder Oleg Deripaska'nın sahip olduğu hisseler ani bir düşüş yaşadı.

Çeşitli tahminlere göre, Rus oligarklara ait olan şirketlerin sermaye değeri, birkaç saat içerisinde 12 ila 16 milyar dolar değer kaybetti. Ruble de aynı şekilde darmadağın olarak değerinin yaklaşık yüzde 10'unu kaybetti.

Rus piyasalarındaki çöküş, ABD Hazine Bakanlığı'nın, "Amerika'nın Düşmanlarına Yaptırımlarla Karşı Koyma Yasası" kapsamında cezalandırılacak Rus birey ve şirketler listesine geçen cuma yaptığı güncellemenin sonucuydu.

Yeni yaptırımlar, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in yakın çevresini önceki güncellemelere kıyasla çok daha sert biçimde vurdu. Deripaska ve Gazprom patronu Aleksey Miller dışında, hedef tahtasındaki kişiler arasında Putin'in yaveri (Moskova'da yükselen bir siyasi kişilik ve muhtemel Savunma Bakanı adayı) Aleksey Dyumin ve bir başka milyarder, hakkında Putin'in (eski) damadı olduğu söylentileri dolaşan Kiril Şamalov da yer alıyordu.

Miller, kamuoyunu önünde cesur bir duruş sergiledi ve yaptırımların "her şeyi doğru yaptıkları" anlamına geldiğini söyledi. Bu davranış, Kremlin'e sadık olan üst düzey kişilerden bu tür anlarda takınmaları beklenen standart parti çizgisi.

Ne var ki, bu cesaret gösterisinin arkasında kafa karışıklığı yatıyor. Dolayısıyla, Rus hisselerinin değerinin ulusal para birimiyle birlikte düştüğü günde Putin'in dikkat çekici sessizliği ve Moskova'nın Ortadoğu'daki kilit ortağı Suriye'nin topun ağzındaki kaderi bu kafa karışıklığının bir sonucu.

Putin'in sözcüsü Dimitri Peskov yalnızca iki şey söyledi. Sözcü, Rus devletinin Washinton yönetiminin yaptırım listesine aldığı oligarkları desteklemenin yollarını bulacağını ve ABD Başkanı Donald Trump'ın Suriyeli diktatöre "hayvan" demekte hatalı olduğunu demekle yetindi. Mevcut koşullar düşünüldüğünde, bu çok da fazla değildi.

Gafil avlanıldı

Washington ve müttefiklerinin yoğun diplomatik ve ekonomik saldırısıyla yüzleşmek için Kremlin'in elinde çok bir şey yok.

Yalnızca iki ay kadar önce Rus bakanlar, kukla Duma vekilleri ve yardakçılar, Ocak ayının sonunda ABD Hazine Bakanlığı tarafından su yüzüne çıkarılan "Kremlin listesi" karşısında güldüler. "Bu aptal Amerikalılar Moskova telefon rehberini kopyala-yapıştır yaptılar" şakası yaptılar. Ancak biraz vakitsiz güldükleri ortaya çıktı.

Listenin ertelenmiş bir infaz sıralamasına benzer olduğu ortaya çıktı. "Kınananlar", piyango tarzı, yalnızca Beyaz Saray'ın bildiği kurallar çerçevesinde belirlenmişti. Şu sıralar Washington'da Rusya'yı savunacak yalnızca bir avuç kişi var.

Daha fazlası, Trump'ın Putin hakkındaki gerçek hisleri ki icabında bunlar sıcak hisler olabilir, böylesine bir atmosferde konuyla tamamıyla ilgisiz.

Amerikalılar, İngilizler ve müttefikleri, Kremlin'in kendilerine karşı yıllardır başarıyla kullandığı silahlardan faydalanmaya başladı: Her şeyi inkâr et, herkesin önünde kaba ol ve acıtan yere vur. Rusya'nın yönetici sınıfıyla ilgili olarak şu anda hedef alınanlar mal varlıkları ve seyahat özgürlüğü.

Rubleyle birlikte, Moskova ve kilit Batı başkentleri arasındaki son güven kırıntısı da nihayetinde çöktü. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Saint Petersburg'da her yıl düzenlenen uluslararası ekonomi forumuna Rusya yönetimini desteklemek için değil, sergiledikleri uluslararası davranışı değiştirmeye niyetleri olup olmadığını anlamak için gidecek.

Fransa Cumhurbaşkanı'nın yanıt olarak net bir "nyet" ("Hayır") ile karşılaşacağından eminim. Putin geri adım atmayacak. Kremlin'in kanaat önderlerinden biri olan, Putin'in asistanı Vladislav Surkov, "Melezin Yalnızlığı" isminde bir dergi yazısı yayınladı bile. Metnin savı ise basit: "Jeopolitik yalnızlık Rusya için normal bir durum." Ülkenin müttefiklere ihtiyacı yok. Moskova 2014'te Kırım'ı Ukrayna'nın elinden alarak, 300 yıllık kendini Batılılaştırma girişimlerine son vermiş oldu. Ve yazara göre bu normal, hatta iyi bile. Rusya sonunda özüne döndü: Batı değil, Doğu da değil… "Melez".

Ancak bu sözler, Gazprom CEO'su Miller tarafından kullanılan söyleme benzer bir cesaret gösterisi. Rus ekonomisinin yapısı ya da yönetici elitin ruh hali Batı'yla bugün olduğu kadar yakın bir biçimde iç içe hiçbir zaman geçmedi.

Ayrıca İkinci Dünya Savaşı'nın sonundan beri Rusya'nın uluslararası liderlik konumu hiç bu kadar düşük olmamıştı. Eski muhalefet lideri Boris Nemtsov'un ünlü şakasını başka bir biçimde ifade etmemiz gerekirse: Josef Stalin'i oynamanızın tek yolu Roman Abramoviç'in yaşam tarzından vazgeçmenizdir. Rusya'yı yöneten ve elinde tutan insanlar buna hazır değil.

Putin belki Kremlin'de dördüncü dönemini tamamlayacak. Ancak 18 Mart'daki "yeniden seçilme" zaferi son haftalarda yaşanan olaylar yüzünden tamamen berbat olmuş durumda.

Konstantin Eggert

© Deutsche Welle Türkçe