Dünya

Yorum: Putin sevinmekte acele etmemeli

Andrey Gurkov yorumunda, Rusya’nın Trump’ın seçim zaferine sevinmekte acele ettiğini dile getiriyor.

11 Kasım 2016 21:31

Donald Trump'un başkanlık seçimini kazandığı haberi Rusya parlamentosu Duma'da alkışlandı. Rus parlamenterler Cumhuriyetçi adayın seçimi kazanmasını kendi zaferleri gibi kutladılar. Kremlin bundan bir yıl kadar önce Trump'a sempati duyduğunu belli etmişti. ABD'deki seçim maratonunun sonunda Rusya'nın elitleri Devlet Başkanı Vladimir Putin'in yine doğru ata oynamış olmasından duydukları memnuniyeti dile getirdiler.

Moskova yaptırımların kalkmasını umuyor

Moskova'nın Trump'a sempati beslemesinin nedeni Hillary Clinton'un Rusya karşısında sertlikten yana çıkmasıydı. Kremlin eski ABD Dışişleri Bakanı'nı Beyaz Saray'da görmek istemiyordu. Clinton'un Ukrayna, Suriye ve insan hakları konularında Moskova'ya ılımlı davranmayacağı bilinmekteydi. Aynı zamanda Amerikan gayrı menkul kralının gönderdiği sinyaller de Rus yönetimini memnun ediyordu. Trump seçim kampanyası sırasında Rusya ile arayı düzeltmeyi arzuladığını ve Kırım'ın ilhakını tanımaya bile hazır olduğunu söylemişti.

Önemli olan nokta buydu. Vladimir Putin, Ukrayna'ya ait yarımadanın devletler hukukuna aykırı şekilde ilhak edilmesine Trump'un onayını almayı ve seçilmiş başkanın Rusya'ya uyguladığı yaptırımları kaldırmasını ummaktaydı. Trump gibi otoriter bir maço ile anlaşıp dost bile olunabileceği, çünkü dünya görüşlerinin farklı olmadığı düşüncesi ağır basıyordu. Donald Trump ikinci Silvio Berlusconi olamaz mıydı? Hem de orijinalinden çok daha muktedir bir Berlusconi.

Bu hesap çarşıya uyar mı? Siyaset acemisi Trump'un Beyaz Saray'da nasıl davranacağını, danışmanlarına, Cumhuriyetçilere ve Kongre'ye kulak verip Avrupalı müttefiklerini nazarı itibara alıp almayacağını kimse kestiremiyor. Moskova'da üretilen, göz hizasında bir araya gelen iki muktedirin tıpkı Yalta konferansında olduğu gibi dünyayı nüfuz bölgelerine ayırdıkları Trump imajının zayıf noktaları olduğu da unutulmamalı.

‘Büyük Amerika',‘çok kutuplu dünyaya' karşı

Donald Trump ‘yeniden büyük Amerika'yı yaratma' müjdesiyle seçildi. Büyük Amerika içte ekonomik başarı artı küresel liderlik demektir. Trump'un Çin ve diğer ülkelere kaptırılan istihdamı Amerika'daki eski sahiplerine iade edeceği şüphelidir. Yapısal reformlar uzun zaman alacaktır. Başarı ve zafere doymayan Trump uzun süre bekleme sabrını bakalım gösterebilecek mi?

Trump uluslararası arenada da Amerika'nın hissedilen büyüklüğünü gözler önüne serebilmek için sansasyonel eylemlere kalkışabilir. Yıllardır ABD'nin küresel liderlik iddiasına en yüksek sesle karşı çıkan Vladimir Putin değil miydi? Rusya'nın dünya politikasındaki değerini yükseltmek için sürekli ‘çok kutuplu dünya' formülünü dile getiren Putin ile ABD'yi ‘dünyanın en büyük ülkesi' yapmayı iddia eden Trump'un görüşlerinin uyuştuğu söylenebilir mi?

Bu tezadın, birçoğunun korktuğu gibi dünyanın en büyük iki süper gücü arasında ağır bir krize yol açması gerekmez. Bununla birlikte Amerika merkezli şovenizmi ve fevri davranışlarıyla dikkat çeken Trump, kendine engel olduğu takdirde, Vladimir Putin'e haddini bildirmeye heveslenebilir. Örneğin Suriye'deki IŞİD ile mücadelede. Bu durumda Rusya'nın ‘muktedirler mihveri' hayalleri suya düşer.

Kaya gazı Rusya'nın bütçesini tehdit ediyor

Donald Trump dış politikadaki içine kapanma vaatlerini yumuşatsa bile, ekonomik politikayla ilgili sözleri de Moskova açısından hiç iç açıcı sayılmaz. Çünkü Trump iklimin korunmasına önem vermediği için fosil yakıt üretimini arttırdığı takdirde, enerji hammaddesi ihracına bağımlı olan Rusya'nın en önemli gelir kaynağına darbe indirmiş olur.

Donald Trump'tan ekolojik kuralları yumuşatması ve enerji ithalatı bağımlılığını azaltmak için doğrudan sübvansiyonlarla kaya petrolü üretimini artırması beklenebilir. Bu durumda, Rusya ekonomisini sarsan enerji hammaddesi fiyatları daha da düşer. Kaya gazı ve kömür santrallerinin tam kapasite faaliyete geçirilmesi ABD'nin Avrupa'ya daha fazla sıvı gaz ihraç etmesini sağlayacağından Gazprom'un kârı hızla erir.

Özet: Duma'dan yükselen alkışların aceleye getirildiğini söyleyebiliriz. Büyük bir ihtimalle, tıpkı Kırım'ın ilhakı gibi Trump'un seçim zaferinin de Kremlin açısından parlak bir taktik başarı, ama aynı zamanda da muazzam bir stratejik bozgun olduğu ortaya çıkacaktır.

© Deutsche Welle Türkçe

Andrey Gurkov