Dünya

Yorum: Orban gerçekleri çarpıtıyor

Macaristan’ın popülist başbakanı Viktor Orban, göçün her türlüsünü ve AB müktesebatına bağlı kalmayı reddediyor. DW editörü Bernd Riegert, böyle bir tutuma daha fazla göz yumulmaması gerektiği görüşünde.

09 Ocak 2018 21:01

Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Alman bulvar gazetesi Bild'e verdiği mülakatta, AB’ye bir kez daha savaş ilan etti. Sığınmacıların üye ülkeler arasında zorunlu dağıtımını öngören kota sisteminin uygulanması yönündeki Avrupa Adalet Divanı kararına uymak zorunda olmadığını savunan Macar Başbakan, ayrıca söz konusu kararı da "utanç verici" olarak nitelendirdi. Bu yanlış. Macaristan, Polonya ve tabi ki Almanya ve diğer AB üyeleri de Adalet Divanı'nın kararlarına uymak zorunda.

Bir popülistin yalan haberi

Aksi halde AB’nin temelini oluşturan hukukî dayanak çiğnenmiş olur. Hukuk devleti ilkelerine uymayan bir topluluğa ise "Birlik" adı verilemez. Bunu Viktor Orban da biliyor. Yunanistan ve İtalya'dan gelen sığınmacıların zorunlu kota yöntemiyle Birlik ülkelerine dağıtılması uygulamasını tasdik eden Adalet Divanı kararı, tüm üye ülkeler için bağlayıcı. Mahkeme, iki yılla sınırlanan ve geçen eylül ayında sona eren düzenlemenin yine de üye ülkeler tarafından uygulanmak zorunda olduğuna hükmetti. Bunu Urban da biliyor. Ancak Bild gazetesine verdiği mülakatta bunun aksini iddia ediyor. Bir popülistin yalan haberi.

Müslüman sığınmacıları "işgalci" oldukları gerekçesiyle geri çeviren temel tutum, tam bir saçmalık. Burada söz konusu olan, korunmaya muhtaç oldukları Yunanistan ve İtalya'daki kamplarda teyit edilen Suriyeli göçmenlerdir. Nitekim sadece bu hakka sahip sığınmacılar, AB'nin dağıtım programına dahil ediliyor. Bu sayı günümüzde birkaç yüzle sınırlı. Viktor Orban da bunu biliyor. Ancak buna rağmen, Müslümanları reddeden Macar halkı nezdinde puan toplamayı ne yazık ki başarıyor.

Macaristan Başbakanı, sığınmacıları, iltica talebinde bulunanları ve kaçak göçmenleri bilinçli olarak aynı kefeye koyarak, kim olursa olsun yabancıların ülkeye girmesini kökten reddediyor. Bu ise popülizm ve gerçeklerle bağdaşmıyor. Zira Macaristan, iltica şansı bulunmayan göçmenleri kabul etmeye zorlanmıyor. Avrupa Adalet Divanı'nın kararı, sadece korunmaya muhtaç göçmenleri kapsıyor.

Tartışma süreci çoktan başladı

Gerçekleri çarpıtma konusunda oldukça mahir olan Macaristan Başbakanı, konunun yeniden tartışmaya açılması zamanının çoktan geldiğini de söylüyor. Oysa AB ülkeleri meseleyi iki yıldır tartışıyor zaten. Ancak Macaristan, Polonya, Çekya ve Slovakya, uzlaşmayı şu ana kadar engelledi. Çünkü bu ülkeler, acil durumlarda bile dayanışma içine girip Birlik ülkelerinin yükünü paylaşma amaçlı bir göçmen kabulüne yanaşmıyor.

Viktor Orban için dayanışma, sadece faydalı bulduğu şeyleri yapmak anlamına geliyor. Bu böyle devam etmemeli. Brüksel'den gelen teşvik paralarını memnuniyetle kabul etmesini biliyor. Üye ülkeler, bu tarz bir dayanışmanın devam edip etmemesi gerektiğini mutlaka gözden geçirmeli. Almanya, faturayı ödeyen ülkeler arasında başı çekiyor. Yeni yıl, bunun için iyi bir fırsat olabilir. Zira önümüzdeki yaz aylarında sadece AB'nin göç politikasının değil, mali politikaların da tartışılıp karara bağlanması öngörülüyor.

Bernd Riegert

© Deutsche Welle Türkçe