Burada asıl konu ne? Düşman kim? Eğer IŞİD‘e karşı uluslararası bir koalisyon kurulması söz konusu ise işte bu basit soruların sorulması gerekiyor. NATO, şimdi ittifak üyesi Türkiye’nin güvenliğini artırmak ve bu kapsamda her şeyden önce Türkiye‘nin hava savunmasını güçlendirmek istiyor. IŞİD’in hava gücü olmasa da.
Diğer yandan Türkiye, bir Rus bombardıman uçağını hem vurabilecek hem de vurmaya hazır durumda olduğunu geçen hafta gösterdi. Türk hükümeti tarafından yapılan açıklamalara göre Rusya, Türk hava sahasını ihlal etti ve defalarca yapılan uyarılara uymadı.
NATO’nun öncü gücü ABD, Türk tarafının açıklamalarının doğru olduğunu, ayrıca Türkiye’nin topraklarını ve hava sahasını savunma hakkı olduğunu belirterek Türklerin sırtını güçlendirdi. Rusya’nın hava sahası ihlaline bir kanıt da NATO’nun Baltık bölgesindeki üyeleri ile İsveç ve Finlandiya gibi ittifak üyesi olmayan ülkelerin, düzenli olarak Rusya tarafından hava sahası ihlalleri ile tahrik edilmesi. Dolayısıyla yaşanan olaya daha büyük bağlamda bakılması gerekiyor.
Çıkarlar zıtlığı
Rus uçağının düşürülmesinin ardından baş gösteren gerginlik tırmanıyor: Rusya, Türkiye’ye yönelik ekonomik yaptırımlar uygulanacağını açıkladı ve Ankara hükümetini IŞİD’den petrol satın almakla suçladı. Ayrıca Rusya, bu sevkiyatın korunması amacıyla Rus uçağının düşürüldüğünü öne sürdü. Moskova yönetimi şimdi Lazkiye’deki askeri üssüne 400 kilometre menzilli modern uçaksavar sistemleri yerleştirdi. Öte yandan Türkiye de Rusya’yı IŞİD hedeflerini değil, aralarında Türkmelerin de bulunduğu diğer muhalif güçleri bombalamakla suçluyor.
Ortada bir çıkar çatışması olduğu aşikar: Rusya, IŞİD’e ama aynı zamanda da bir kısmı ABD tarafından desteklenen diğer Suriyeli muhalif gruplara karşı Suriye Devlet Başkanı Esad’a arka çıkıyor. Türkiye ise Esad’a karşı mücadele veriyor ve Esad'la Kürtlere karşı mücadelede IŞİD'e en azından geçmişte sık sık göz yumdu. IŞİD artık Türkiye tarafından da düşman ilan edildi.
Görüş ayrılığı IŞİD’in işine yarıyor
Peki IŞİD’e karşı uluslararası koalisyon böyle mi olmalı? NATO Genel Sekreteri Stoltenberg de salı günü Brüksel’de yaptığı açıklamada Türk hava savunmasının güçlendirilmesinin Rus uçağının düşürülmesi ile bir ilgisi olmadığını söylemek için acele etti. İttifak, bu adımıyla Suriye’nin geleceği açısından belirleyici iki ülke olan Rusya ve Türkiye arasındaki gerginliği daha fazla kızıştırabilir. Ki NATO’nun bazı üyeleri, bir ittifak üyesinin Ruslara "gününü gösterdiği" için seviniyor. Rusya’nın Ukrayna politikaları ve Kırım’ı ihlakına yönelik öfke çok derinlerde yatıyor.
Yine de gerginliğin bu şekilde kızışması, NATO’nun şu an ihtiyacı olabilecek en son şey. Tehlike, Türkiye’nin NATO’yu kendi amaçlarına yönelik ve Rusya’ya karşı bir pozisyona getirmeye çabalayabilecek olmasında yatıyor. İşte böyle bir duruma en çok sevinecek üçüncü grup ise IŞİD olacaktır.
Paris saldırılarının ardından sanki IŞİD’e karşı askeri mücadelede geniş çaplı bir koalisyon oluşturulabilir gibi bir tablo oluşmuştu. Eğer bu mücadele gerçekten de bir askeri harekat ile kazanılabilicekse bu, ancak kilit ülkeler arasında ciddi görüş ayrılıklarının giderilmesi ile başarılabilir. O nedenle, Ukrayna krizi nedeniyle NATO için zor bir karar olsa da ittifak, gelecekte Moskova ile NATO-Rusya Konseyi çerçevesinde yeniden düzenli olarak görüşmeye devam etmelidir. Zira IŞİD’e karşı ortak mücadele kapsamında ortada kaybedecek çok şey var.