Dünya

Yorum: Merkel liderlik gücünü nihayet gösterdi

DW Baş Editörü Ines Pohl, Hessen'deki eyalet parlamento seçimlerindeki hezimetin ardından Başbakan Merkel'in partisi CDU'nun liderliğine yeniden aday olmama kararını akıllıca bir hamle olarak değerlendiriyor.

29 Ekim 2018 21:20

Hristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) tarafından oluşturulan koalisyon hükümeti, yaklaşık yedi aydır işbaşında. Bu süre içinde Almanya, daha ziyade kendisiyle meşgul olan bir koalisyon tarafından adeta felce uğratıldı. Gündemin üst sıralarında, sadece Almanya’da değil, Avrupalı komşularımızda ve dünya genelinde de giderek güçlenen sağ milliyetçilik gibi önemli sorunlar yerine hükümet ortakları arasındaki iç çekişmeler yer alıyor. Mülteci dalgasının neden olduğu sorunlara çözüm bulunamazken, yapay zekânın içerdiği tehlike ve fırsatlarla ilgili etraflıca düşünülmüş değerlendirmeler yapılamıyor. İklim değişikliğinin ise esamesi okunmuyor.

Politikacıların bu bencilliği ve kendini yok etme eğilimine Alman halkının artık tahammülü kalmadı. Ekonomisi güçlü Hessen eyaletinde Pazar günü yapılan seçimler, tam da bu gerçeği gözler önüne serdi: Ülke artık değişim istiyor. Çoğunluk, 13 yıllık görev süresinin ardından Angela Merkel’in, yenilenme sürecini yönetebileceğine inanmıyor.

Merkel’in son şansı

Angela Merkel de bunu biliyor. Bu kadar uzun süre görevde kaldıktan sonra, halefiyle ilgili meseleyi çözmenin ne kadar zor olduğu hakkında, son günlerde şaşırtıcı şekilde açık konuştu. Bu konuda aktif bir rol oynayabilmek için de bugün son şansını kullandı.

Geleneksel olarak CDU mensubu bir başbakan, aynı zamanda parti genel başkanlığı görevini de üstlenir. Bu parti parti tüzüğünün değil, iktidar artimetiğinin bir gereğidir. Zira bu şekilde ülke ve parti yönetimi çok daha kolay hale gelir.

Merkel de bundan feragat etmek istemediğini her fırsatta ifade etti. Aralık ayındaki parti kongresinde genel başkanlığa yeniden aday olmayacağını açıklaması ise durumun ne kadar ciddi olduğunu gösteriyor. Aynı zamanda parti içinde de kendisine yönelik desteğin giderek azaldığının ve Merkel'in çöküş esnasında da hayatta kalma güdüsünü muhafaza ettiğinin bir kanıtı.

Seçimi kaybetmektense kendi isteğiyle adaylıktan feragat ediyor. En vahim durumlarda formunun zirvesine çıkmayı başaran pragmatik aktör rolüne yine bürünüyor.

Gönlündeki halefini hazırlamak istiyor

Bu ona biraz olsun nefes aldıracak. Bir yandan gönlündeki isim olan Annegret Kramp-Karrenbauer’i halefi olarak hazırlayabilecek. Diğer yandan da bu süre içinde başbakanlık koltuğunda oturmaya devam edecek.

Bu durum en nihayetinde sadece kendisinin değil, partisinin de çıkarına olacak. Şimdi top yine hükümet ortağı SPD’de. SPD'nin koalisyondan çekilmesi kuvvetle muhtemel. Bu durumda başarısızlığın sorumluluğu SPD’nin omuzlarına yıkılabilecek.

Merkel, bugüne kadarki çizgisine, başabakanlık görevinin sonuna kadar sadık kalacak. Bu son, artık bariz bir şekilde yaklaşmış durumda.

Ines Pohl

© Deutsche Welle Türkçe