Dünya

Yorum: 'Kaybeden Merkel olacak'

Münih’teki Uluslararası Güvenlik Konferansı’na katılmayan Angela Merkel ve Vladimir Putin buluşmanın yıldızlarıydı. Christian F. Trippe, Merkel’in zor durumda olmasının Putin’i sevindirdiği görüşünde.

15 Şubat 2016 14:35


Yaşlı kurt John Mc Cain yılda bir kez felaket habercisi gibi gelir ve Avrupalıların güvenlik politikasındaki hatalarını yüzlerine vurur. Amerikan Cumhuriyetçi Parti’nin ağır topunun Münih’teki güvenlik konferansında boy göstermesi Atlantik aşırı ilişkilerin folklorik bir özelliği sayılır. Ancak McCain bu yılki konuşmasına kendisinden beklenmeyecek bir övgüyle başladı ve liderlik gücünden dolayı Almanya Başbakanı Angela Merkel’i kutladı.

Merkel dost kaybediyor

Almanya Başbakanının kendisini görevinden, ABD’yi ise güvenilir bir müttefikinden edebilecek kadar ağır baskı altında olduğunu sonunda Washington da duymuş. Bu yıl güvenlik konferansına katılmayan Merkel’in siyasi yazgısı da Münih’teki buluşmanın tartışıldığı ve belki de belirlendiği bir konuydu.

Fransa Başbakanı Manuel Valls konuşmasında Merkel’in mülteci politikasını ret ettiklerini açıkça dile getirdi. Fransa daha fazla mülteci almak istemiyor. Paris yönetimi ayrıca, Merkel’in mülteci paylaşım formülünü AB için bağlayıcı kılma planına da karşı çıkıyor. Böylece Merkel mülteciler konusundaki güvenebileceği son güçlü müttefikini de kaybetmiş oluyor. Merkel’in bu hafta Brüksel’de yapılacak olan AB zirvesinden yenik çıkması kesinleşti.

Ukrayna krizinde sönük kaldı

Mülteci krizinin siyasi enerjisini sonuna kadar zorladığı Merkel’in başka bir alanda da yönlendiriciliği kaybettiği neredeyse fark edilmedi. Bundan iki yıl önce Rusya Kırım’ı ilhak ettiğinde ve Ukrayna’nın doğusundaki ayrılıkçı ayaklanmayı silah ve askerle desteklediğinde Almanya kriz diplomasisinin orkestra şefliğini üstlenmişti. ABD ikinci planda kalmayı uygun görmüş ve Başkan Barack Obama önceliği Almanya Başbakanı’na bırakmıştı.

Son haftalarda ise ABD Ukrayna kriziyle ilgili girişimlerini arttırmış ve sessiz diplomasiyle Minsk anlaşmasını canlandırmaya çalışmıştı. Washington gizli görüşmelerle Moskova açısından anlaşmayı kurtarma imkânının olup olmadığını öğrenmek istemişti. Barış politikasında başarı kazanmak, başkanlık görevinin son aylarına yaklaşan Obama’nın işine gelirdi. Ancak Washington’un daha aktif olmasında, Alman Ukrayna politikasının son zamanlarda etkisini kaybetmesinin de rolü vardı.

Merkel’in zayıflaması Moskova’nın işine gelir

Almanya’ya sığınan mülteci sayısı arttıkça başbakanlığın diğer konulara siyasi enerji ayırması zorlaşıyor. Kimi gözlemci Ukrayna ve mülteci krizleri arasındaki bağlantıdan komplo teorileri üretiyor: Moskova’nın Suriye’deki Beşar Esad düşmanlarına yağdırdığı bombalar Almanya yönündeki mülteci akınını daha da arttıracak ve bu da Merkel’i zayıflatacak, hatta devirecek. Böylece Putin mültecilerle oynayıp başbakanları bile görevinden edebileceğini göstermiş olacak. Abartmadan da bu teşhisin yabana atılamayacağı söylenebilir: Merkel’in zayıflaması mutlaka Moskova’nın işine gelir. Diğer tarafta AB bile mülteci krizinin Avrupa projesinin ve Merkel’in başbakanlığının sonu olmasından endişe ediyor.

Dünya politikasındaki zincirleme etkileşim güvenlik konferansının yapıldığı salona da yansıdı. Merkel mülteci politikasından dolayı öncelikle Bavyera Eyalet Başbakanı Horst Seehofer tarafından eleştiriliyor. Seehofer Moskova’ya gitmekle de bir anlamda Merkel’i arkadan vurmuştu. Bu ziyaret John McCain’in de iştahını kaçırmış olmalı ki, Amerikalı politikacı Seehofer’in Amerikan heyetine verdiği ziyafeti boykot etti.