Dünya

Yorum: İran'da 'ümidin' zaferi

İranlı seçmen sandıkta açık tercihte bulunarak reformcu kanadı destekledi. Jamsheed Faroughi, 'şahinler halkın sesine kulak vermeli’ diyor.

29 Şubat 2016 13:56


Bir atasözü, ‘Önünde iki yol varsa, üçüncüsünü seç', der. İranlıların siyasi tercihi bundan daha iyi tarif edilemez. İranlı seçmen meclis genel seçimlerinde gerçekten üçüncü yolu tercih etti. Seçimin boykot edilmesi reformcu kanadın hezimete uğraması anlamına geleceği ve şahinlerin iktidarına son vermek mümkün olmadığı için reformcu kanat muhafazakârları zayıflatmayı denedi. Elemeyi atlatan bir avuç reformcuyu ılımlı muhafazakârlar ve ‘bağımsız' olarak adlandırılanlarla birlikte aday gösterdiler. Aday listesine ‘ümit listesi' adını vermişlerdi ve bu listeyle seçimi kazandılar.

Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'yi destekleyen reformcu ve ılımlı kanatların Tahran'da kazandıkları zafer başkentlilerin siyasi olgunluğunu gösteriyor. Gerçi ülke genelinde uzmanlar konseyindeki çoğunluk muhafazakârlarda kaldı. Ancak meclisteki çoğunlukları ve itibarları ciddi bir şekilde sarsıldı.

Engelli demokrasi

Uzmanlar konseyi ve meclis üyeleri doğrudan halk tarafından seçiliyor. Bu sistem aslında göründüğü kadar demokratik değil.

İranlılar, ülkelerindeki seçimlerin hür ve adil olmadığının farkındalar. Bütün adaylar sıkı bir elemeden geçiriliyor ve sadece sisteme mutlak sadakat gösterenlerin adaylığı kabul ediliyor. Ancak mutlak sadakat bile aday listesine yazılmak için yeterli olmayabiliyor. Son kararı, mutlakiyetçi din devleti anlayışının bir aracı olan Devrim Muhafızları Konseyi veriyor.

Muhafızlar konseyi şimdiye kadar muhafazakârların elindeydi. 12 üyeli konseyin yarısını din adamları, diğer yarısını ise hukukçular oluşturuyor. Ruhani liderler doğrudan İran'ın en yüksek dini lideri tarafından belirleniyor. Hukukçu üyeleri meclis seçiyor. Milletvekili adayları da muhafızlar konseyinin onayına tabi olduklarından, konsey ruhani lider Ayetullah Ali Hamaney'in iktidar aracı olarak işlev görüyor.

İstenmeyen adaylar birer birer elenip kara listeye alındı. Devrim lideri ve İran İslam Cumhuriyeti'nin kurucusu Ayetullah Humeyni'nin torunu Hasan Humeyni bile aday olamadı. İsim yapmış reformcular siyasi hesaplara uymadıkları için seçilme şanslarını kaybettiler. Reformcu adaylar hiç son seçimdeki kadar kıyıma uğratılmamıştı. Bazı seçim bölgelerinde reformcu kanadı temsil eden tek bir aday dahi bulunmuyordu. Sürprize zemin yaratmamak için diğer seçim bölgelerinde de milletvekilliği sayısı adaylık izni alanların sayısına eşit tutulmuştu.

Ümidin zaferi

Bütün kısıtlamalara rağmen İranlı seçmen oyuyla açık bir mesaj vermiş oldu. Muhafazakârlar bunu ne kadar çabuk idrak ederlerse ülkede istikrar o kadar artacaktır.

İran bu kez de olduğu gibi, sürprizlere gebe bir ülkedir. Seçmen reformcu ve ılımlıları seçip şahinleri cezalandırdı. Halk ‘ümit listesinin' zaferiyle ne elde etmiş oldu?

Seçmen şahinlerin rotasını desteklemediğini gösterdi. Kışkırtıcı dış politika döneminin kapandığını, açık toplum ve siyasi yumuşamadan yana olduğunu gösterdi. Öncelikle de, Irak, Afganistan ve Suriye'deki siyasi istikrarsızlıktan ders aldığını ve körü körüne inatlaşmanın anlamsızlığını anladığını oylarıyla göstermiş oldu.