Dünya

Yorum: Eşitsizlik sürüyor

Alman Anayasası’nın 3. maddesi ‘Kadınla erkeğin eşit olduğunu’ yazar. Bettina Burkart yorumunda, "Kadın halâ dezavantajlı durumda olmasaydı, eşitlik yasaları çıkarmaya gerek kalmazdı" diyor.

08 Mart 2017 16:21

Dünya Kadınlar Günü'nde dünya kadınının durumunu düşündükçe içim ürperiyor. Milyonlarca hemcinsim hayatta kalma mücadelesi veriyor. Erkek şiddetinden korkmadan onunla göz hizasında bağımsız yaşayabilmek için çırpınıyor. Dünyanın birçok bölgesinde verilen bu mücadelenin maalesef başarı şansı bulunmuyor.

Bir Alman olarak Dünya Kadınlar Günü'de benim herhangi bir konuda şikâyetçi olmaya hakkım var mı? Benim ülkemde kızlar da erkek kardeşleri gibi okula gidebiliyorlar, hatta gitmeye mecburlar. Artık karneleri ve diploma notları erkeklerinkinden daha iyi çıkıyor, istedikleri mesleğe atılabiliyor, hatta başbakan bile olabiliyorlar.

Kadın halâ erkekten az kazanıyor

Ama Alman kadını aynı işi yapan erkten beşte bir oranında daha az kazanıyor. Avrupa Birliği'nde gelir eşitsizliğinin neredeyse en fazla olduğu ülke Almanya. Ama neden? Çünkü ev işleriyle, çocuklarla ve yaşlıların bakımıyla en çok uğraşanlar onlar. Dolayısıyla daha az çalışabiliyor, kariyer yapamıyor ve ara verdikten sonra dolgun ücretli bir işle çalışma hayatına geri dönemiyorlar. Tipik ‘kadın mesleklerinde' daha az ücret ödeniyor. Dolgun ücretli işlerde çalışanlar da aynı işi yapan erkek meslektaşlarından az kazanıyorlar ve bıyık altından gülen erkekler onlara, ‘ne yapalım, iyi pazarlığı sıkı tutsaydın', diyorlar.

Kadınların durumunu düzeltmek için bir şey yapılmadığı da söylenemez. 200'den fazla personel çalıştıran işletmelerin talep üzerine bordro beyanında bulunmasını öngören yasanın hazırlıkları tamamlanmak üzere. Şeffaflık sayesinde kadın çalışan aynı işi yapan erketen daha az kazanıp kazanmadığını öğrenebilecek. Taslak bir yıldır tartışılıyor. Öncelikle işadamları, kendilerine pahalıya mal olacağı bahanesiyle ücret şeffaflığı yasasına karşı çıkıyorlar. Aynı işi yapan erkekle kadının aynı ücreti alması özel sektöre neden pahalıya gelsin?

Özel sektör zaten yıllardır cinsiyet algılamasında utanılacak rol oynuyor. ‘Gendermanketing' yoluyla kız ve erkek çocuklarını 1950'li yıllardaki cinsiyet rollerine büründürmeye çalışan şirketler oyuncakları bile kız ve erkeklere göre ayırıyor, erkek bebek açık mavi, kız bebek ise pembe odada büyütülüyor. Pembe elbiseli oyuncak bebek pembe ocakta mavi elbiseli ‘kahramanına' yemek pişiriyor. Mavi kaplı ‘Oğlan Çocuklara yardımcı okuma kitabında' astronotlar, korsanlar ve polisler kahramanlıklarını sergilerken, pembe kaplı ‘Kızlara yardımcı okuma kitabında' yine pembe kıyafetli bir kız çocuğu atını okşarken resmediliyor. Bu kitaplar okul kitapları basan tanınmış bir Alman kitapevi tarafından çıkarılmış.

Geçmiş zamanların cinsiyet tiplemesindeki ısrar

İşletmeler omuz silkip amaçlarının kâr etmek olduğunu hatırlatıyorlar. Kız ve erkek kardeşin okuyabileceği tek kitap yerine iki kitap birden satmak işlerine geliyor. Oysa bilimsel araştırmalar küçük yaştaki çocuklara rol biçilmesinin yetişme çağında hayatlarını nasıl etkilediğini gösteren örneklerle dolu. Almanya'da son derece ince bir ‘eşitlik' örtüsü altında geçen yüzyıldan kalma cinsiyet anlayışının yaşatmaya çalışıldığını söylemek herhalde yanlış olmaz.

Dünya kadınının içinde bulunduğu durumla kıyaslandığında şikâyetlerim abartılı bulunabilir. Ama ben bulunduğum çevrenin insanıyım. Erkeklerin kısmen Almanya'da yaşanan cinsiyet eşitliğini canı gönülden desteklemeyip bu duruma sadece katlandığını hissediyorum. Yoksa kadınların kazanımlarını arttırmak için ikide bir yeni yasalar çıkarmak gerekmezdi.

© Deutsche Welle Türkçe

Bettina Burkart