Dünya

Yorum: CDU'da adaylık yarışı

Alman Hristiyan Demokrat Birlik'in bölge toplantılarında parti tabanı genel başkan adaylarıyla tanıştı. Angela Merkel'den boşalacak olan genel başkanlığa kimin seçileceği 8 Aralık'taki olağanüstü kongrede belli olacak.

07 Aralık 2018 02:20

Almanya'da iktidar partisi Hristiyan Demokrat Birlik'in yeni genel başkanı 7-8 Aralık tarihlerinde Hamburg kentinde yapılacak olan olağanüstü kongrede seçilecek. Bilindiği üzere Başbakan Angela Merkel genel başkanlıktan çekileceğini, ancak yasama süresinin sonuna kadar başbakanlık görevini sürdüreceğini açıklamıştı.

Genel başkanlığın en kuvvetli üç adayı ise 15 gün süreyle Almanya'nın çeşitli kentlerinde partililerin karşısına çıkıp kendilerini ve programlarını tanıtarak oylama için puan toplamaya çalıştı.

Mülteci politikası sanıldığı kadar ağır basmadı

Mültecilerin durumuyla iltica politikasının bu yarışa damga vuracağını sananlar ise yanıldı. Adayların partililerle bir araya geldiği bazı buluşmalarda iltica ve başvurusu reddedilen yabancıların sınır dışı edilmesiyle ilgili konular ele alınmadı değil. Ancak Doğu Almanya'daki buluşmalarda bile 2015 yılının ‘tatsız' kararları toplantıların sonlarına doğru gündeme geldi. Lübeck'teki ilk buluşmada bir partilinin adaylara ‘birkaç ay içinde Almanya'ya 1,5 milyon Yahudi düşmanının gelmesini nasıl karşıladıklarını' sorması, dinleyicilerin ve adayların tepkisine yol açtı.

Parti toplantılarında konut piyasası, yaşlıların bakımı, emeklilik, ordu ve Avrupa politikası gibi konular ön plana çıktı. Adaylar Annegret Kramp-Karrenbauer, Friedrich Merz ve Jens Spahn'a sık sık partinin adındaki Hristiyan kavramını nasıl yorumladıkları soruldu. Sorular profesyonel lobicilerden değil, siyasete ilgi duyan meraklı parti üyelerinden geldi. Ortalama üç saat süren parti toplantılarına gösterilen büyük ilgi, halkın politikadan ve politikacılardan bezdiği ve Almanya'nın en büyük kitle partisinin çökmekte olduğu şeklindeki iddiaların doğru olmadığını gözler önüne serdi.

Kürsüde yan yana duran üç aday da çoğu zaman diğerlerine karşı değil de hepsi adına konuştu. Seçim kampanyası ve vaatler yerine sistemin özünün nasıl tahlil edilip, siyasetin nasıl açıklandığına tanık olduk. Parti tabanı duygusal sözler kadar objektif açıklamalara da büyük önem veriyor. Hele yalan haberlerin kol gezdiği ve her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğu günümüzde.

Televizyondaki açık oturumlara parmak ısırttı

Aslında Hristiyan Demokrat Birlik kongrelerinde duygusal anların yaşandığı ve delegelerin heyecana sürüklendiği pek görülmez. Çetin konular kongreden önce parti yönetimi tarafından karara bağlanır. Partinin bu yeni coşkuyu nasıl karşılayacağı merak konusu olmaya devam edecek. Bundan böyle de parti içinde dolaplar çevrilecek mi? Adaylar dijitalleşmeden ve sosyal medya üzerinden paylaşım yapma imkânlarından yararlanacaklar mı? İlerde genel başkanlık seçimleri için parti üyelerinin görüşleri alınacak mı? Bölge toplantıları coşkuyu arttırdı ve beklentilere yol açtı. Sakın coşku kongreye bir gün kala hayal kırıklığına dönüşmesin?

CDU'nun bölge parti toplantıları aynı zamanda bu gibi organizasyonların televizyonlardaki açık oturumlardan çok daha önemli olduğunu gösterdi. Üç aday da hitabet gücüyle göz doldurdu, dolaylı iğnemeler olduysa da birbirlerinin sözünü kesmediler. Televizyon programlarındaki gibi sözlü kapışmalar olmadı. Genel başkanlığa en uygun aday oldukların anlatırken rakip adaylar aleyhinde konuşmadılar. Bunda aynı zamanda binlerce parti üyesinin slogan ve kısa yanıtlar dışında da politika yapılabileceğini görmesinin de payı vardı. Keşke parti toplantılarında edinilen tecrübeler bütün politikacılara örnek olsa.

Christoph Strack

© Deutsche Welle Türkçe