Dünya

Yorum: Beterin beteri eşittir otomotiv sektörü

Dizel yolsuzluğu, tekelleşme ve şimdilerde maymunlar ve insanlar üzerinde emisyon testi. Alman otomotiv sanayisinden bu suçlamalara yanıt bekleniyor. Ancak DW editörü Henrik Böhme buradan bir sonuç çıkmayacağı kanısında.

30 Ocak 2018 02:39

Küçük odalara hapsedilmiş maymunlara azot gazı veriliyor. Büyük mekanlardaki insanlar da çok daha yüksek dozda aynı gazı solumaya maruz bırakılıyorlar. Tüm bunlar Alman otomotiv sanayisinin siparişi üzerine, daha doğru bir ifadeyle sektörün finanse ettiği bir araştırma kurumu tarafından yapılıyor. Tabii ki bu deney birçok insanın kafasında çok kötü çağrışımlara yol açıyor. Auschwitz-Birkenau Toplama Kampı'ndaki gaz odalarını, Nazilerin "T4 operasyonu" kapsamında zehirli gazla yaklaşık 70 bin engelliyi ve tedavi edilemez derecede hastayı öldürmesini, Almanya tarihinin en karanlık sayfalarını anımsatıyor.

Alman endüstrisinin en gözde branşı olan otomotiv sektöründe kısa bir süre önce yaşananlardan sonra "Herhalde artık bundan daha kötüsü olmaz" diye düşünülmüştü. Volkswagen işletmelerindeki dizel skandalı önce ABD'de baş göstermiş, daha sonra diğer otomobil üretici firmalarına da sıçramış, geçen yılın yaz aylarında da Der Spiegel dergisi otomobil üreticilerinin birbirlerini kollayıp koruduklarını ("otomobil kumpası") ortaya çıkarmıştı. Şimdi yaşadığımız olayla birlikte bu tırmanış yeni bir aşamaya ulaşmış oldu.

Kriz ritüelleri çok iyi işlev görüyor

İnsanlarla ne gibi deneyler yapıldığının ve masumane bir deney yapma talimatının abartılıp abartılmadığı konularının (deney yapılan büroda sağlıklı insanların zararlı emisyonlara maruz bırakılması, trafik akışı çok yoğun olan bir caddede oturanlara kıyasla hiç denecek kadar az olduğu iddia ediliyor) çok iyi incelenmesi ve aydınlatılması gerekiyor. Bu işin bir yönü. Ama öte yandan hayvanlarla yapılan deneylerin de kınanması gerekiyor ve bunlar aptalca girişimler. Ama otomotiv sektörü 2015 yılında maymunlarla deneylere başladığında iş işten çoktan geçmiş, ateş bacayı sarmıştı. Bunun üzerine sektör 2015 yılında kendini kurtarmak için bir hamle daha yaptı ve böylece "dizelgate" skandalı patlak verdi.

Yeni skandal üzerine kamuoyunda konuşulmaya başlanmasıyla ilgili olarak bir husus dikkat çekiyor. O da otomobil üreticisi firmalarının içselleştirdikleri ritüellerin artık çok iyi işlev görmesi. Daimler'den anında gelen açıklamada "Alman otomotiv sektörü adına olanlardan ötürü dehşet içindeyiz" deniliyor, yapılanların kendileriyle bir ilgisi olmadığı söyleniyor ve Daimler'in hiçbir otomobilinin bu deneyde kullanılmadığına işaret ediliyor. BMW de bu olay ile arasına mesafe koyuyor ve işletmenin zaten hayvanlarla yapılan testlere de karşı olduğuna ve projenin aslında frenlenmesi gerektiğine vurgu yapılıyor. Ve son olarak, biraz geç de olsa, Volkswagen da köşeden görünüyor ve tabii ki sadece "münferit kişilerin hatalı davranışlarından" dolayı özür diliyor. Ve hepsi birlikte bu noktaya nasıl gelindiğini inceleteceklerini beyan ediyorlar.

Wolfsburg'dan Stuttgart'a büyük yalan dolan

Bu noktaya nasıl mı gelindi? Bundan daha aptalca bir soru olamaz. Tam da bu üç otomobil üreticisi, yan sanayi firması Bosch ile birlikte 2007 yılında Avrupa Nakliyatçılık Çevre ve İnsan Sağlığı Araştırmaları Birliği'ni (EUGT) kurmuştu. Bu kuruluş Alman otomobil üreticilerinin Temiz Dizel Kampanyası'na bilimsellik görüntüsü altında destek sağlayan bir lobi oluşumundan başka bir şey değildi ve deneylerin yapılması için siparişi bu kuruluş verdi. EUGT, Aachen kentinde insanlar üzerinde yapılan bir deneyi de desteklemişti. Bu deney aslında otomobil sanayisi için tasarlanmamıştı ama "azot dioksit (NO2) soluyan deneklerde herhangi olumsuz etki teşhis edilmedi” şeklinde ifade edilen EUGT'nin sonuç raporu yine de işe yaramıştı.

Şüphe uyandıran ve faaliyetlerine son verilmiş olan araştırma kuruluşunun yönetim kurulunda tabii ki otomobil holdinglerinin yöneticileri oturuyordu. Ama dizelgate olayında olduğu gibi şimdi de "hiçbir şey yönetim kademelerimize kadar ulaşmamıştır, bu konuyla sadece belirli sayıda personel ilgilenmiştir" şeklindeki argümanı servis edecekler. Kısa bir süre önce ABD'de yargılanan Volkswagen yöneticisi Oliver Schmidt gibi birileri kurban verilecek, o kadar. Geri kalan diğer yönetici takımı kendini temize çıkaracaktır. Alman otomobil holdinglerinin üç kağıtçılıkta, hilede ve gerçek niyetlerini gizlemede üstüne yok!

Ancak işin garip yanı müşterilerin bu durumdan fazlaca rahatsız olmamaları. Volkswagen 2017'de rekor kırdı, Daimler de satış rekorlarının pırıltısında güneşleniyor. Ve büyük Alman kentlerindeki vatandaşlar, deneyler sırasında maymunlar ve insanların maruz bırakıldıklarından çok daha yoğun çevre kirliliği ile karşı karşıya kalarak yaşamak durumunda.

Henrik Böhme

© Deutsche Welle Türkçe