Dünya

Yorum: Berlin seçimlerinin yansıması

Federal hükümet ortakları Berlin eyalet seçimlerinde büyük oy kaybına uğradı. DW'den Udo Bauer, yorumunda, bunun daha ziyade yerel nedenlerden kaynaklandığını belirtiyor ve değişim beklentisine açıklık getiriyor.

19 Eylül 2016 18:12


Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) Berlin-Tempelhof'da bulunan seçim merkezindeki havaya bakıldığında yeni hükümetin tarafları belli oldu bile. Hristiyan Demokrat Birlik'in (CDU) sonuçları okunduğunda yuhalamaları, Yeşiller ve Sol Parti'nin rakamları okunduğunda alkışlar izledi. Sosyal Demokratlar'ın şimdiye kadarki iktidar ortağı CDU, SPD parti tabanı ve seçmenlerin nezdinde bitti. Berlin eyaletinin siyasi geleceğini SPD, Sol Parti ve Yeşiller belirleyecek. SPD liderleri bu modelin Almanya genelinde de bir örnek oluşturup oluşturmayacağı sorularına şimdilik temkinli yaklaşıyor. Önce koalisyon görüşmelerinden çıkacak sonuç bekleniyor. Ancak kesin olan şu: SPD, Sol Parti ve Yeşiller ittifakı, bir süredir asap bozan Büyük Koalisyon'a bir alternatif oluşturuyor.

Ortalarda yeni bir Wowereit yok

Berlin'deki seçimin kaderini daha ziyade yerel konular belirledi. Tasarruf politikalarından ötürü harabeye dönen okul binaları, vatandaşa hizmetin ne olduğunu bilmeyen kamu kurumları ya da inşaatı uzadıkça giderleri de katlanarak artan BER Havaalanı öne çıktı.

Ancak her şeyden önemlisi, eski hükümet eden belediye başkanı Klaus Wowereit gibi vizyon ve irade gücüyle vatandaşa perspektif sunup cesaret vermeyi başaran bir siyasetçinin ortalarda bulunmuyor olması. Halefi SPD'li Michael Müller, karizmadan yoksun. CDU'lu İçişleri Senatörü Frank Henkel de sempatik yönlerine rağmen olumsuz kişiliğinden ötürü bir alternatif olamadı.

Seçmen CDU ve SPD'yi cezalandırdı

Peki partiler Berlin eyalet seçimlerinden Almanya geneli için nasıl bir ders çıkardılar. SPD Genel Başkanı Sigmar Gabriel, Berlin'de iktidarda kalmayı başardığı için parti arkadaşı Müller'i fazla övmemeli. Müller, bundan 5 yıl önce yapılan seçimlerde Wowereit'ın elde ettiğinden yüzde 6 daha az oy aldı. Böylece SPD Berlin'de tarihinin en düşük oy oranını elde etti. CDU'da da Frank Henkel'in elde ettiği yüzde 18'lik oy oranı Angela Merkel'in izlediği politikalara bağlanmamalı. Merkel'in mülteci politikası sonucu en fazla dolaylı yoldan etkiledi. Mülteciler bundan bir yıl önce Berlin'e kitleler halinde ulaştığında, CDU'lu Sağlık Senatörü Mario Czaja, kamuoyunda kısaca Lageso olarak bilinen kayıt kabul merkezinde durumu kontrol altına almayı haftalar boyunca başaramadı. "Lageso" o günden bu yana Almanya çapında siyasi beceriksizliği tarif eder oldu. Berlin, kimsenin kendini sorumlu hissetmediği bir şehre dönüştü.

AfD, çok kültürlülüğün başkentinde

Peki, Almanya için Alternatif'in (AfD) bu seçimlerden de iyi bir sonuçla çıkması nasıl yorumlanmalı? Sağ popülistlerin elde ettiği her oy fazladır ancak Berlin'de, Almanya'nın doğususundaki eyaletlerde yapılan seçimlerden daha düşük rakamla yetinmek zorunda kaldılar. Çünkü Berlin çok kültürlü, renkli bir metropoldür. Burada sağın baştan çıkarıcılarının işi zordur. Örneğin Cumhuriyetçiler Berlin'de tek bir yasama dönemi boyunca tutunabildi. Yukarda andığımız olumsuzluklara dikkat çekerek görevlerini yaptılar, vatandaşın protestosuna aracı olduktan sonra ortalıktan kayboldular. Muhtemelen aynısı AfD'nin de başına gelecek. Yine de Angela Merkel'e şu sıralar mülteci politikasının başarısızlığa uğradığı iddiaları nedeniyle kendi parti saflarından baskı artacaktır. Ancak Berlin'deki seçim sonucunun sözkonusu iddiaya dayanak oluşturduğu pek söylenemez.