"Almanya Başbakanı Angela Merkel mutlaka karar vermek gerektiği an geldiğinde liderlik yeteneğini gösterdi. Binlerce mültecinin Macaristan ile Avusturya arasındaki trajedisini sona erdirmek üzere sınırın açılıp bürokratik engel çıkarmaksızın mültecilerin Almanya'ya alınmasına izin verdi. Böylece komşu ülkelerin yükünü azaltırken, Berlin'deki koalisyon komisyonu buluşmasını ise elektrikli bir havaya sokmuş oldu.
Başbakan bu cesur kararı almakla çaresizlik içindeki binlerce insanın durumu karşısında bir hafta kadar önce Almanlardan beklediği ‘esnekliği' bizzat göstermiş oldu. Merkel örnek bir davranışla ilk adımı atarken kardeş parti Hristiyan Sosyal Birlik tarafından eleştirileceğini biliyordu. Bavyeralı politikacılar sınır açılmasının daha fazla mülteciye davetiye çıkarmak olduğunu ve Almanya yönünde ‘kavimler göçü' başlayacağını öne sürdü.
Bu kavram önce kulağa polemik gibi çalınsa da objektif gözle bakıldığında doğru olduğunu teslim etmek gerekir. Yüz binlerce insan dünya kamuoyunun gözü önünde can emniyetinin kalmadığı ya da ekonomik bakımdan çöktüğü ülkesini terk ediyor. Mülteci yurtlarının kundaklanmasına rağmen Almanya'nın korunmaya muhtaç olanlara cazip gelmesi çelişki değil. Almanların büyük çoğunluğunun ülkeye gelenlere ne kadar empati ve yardımseverlik gösterdiğini duymayan kalmadı. Tabii Almanya'nın ekonomik çekiciliğinin de bunda payı var.
Angela Merkel kısa süre tereddüt ettikten sonra hem mülteciler hem de bütün kamuoyu için en isabetli olanı yaptı. Karşılığında muhafazakâr Bavyeralı politikacılar tarafından eleştirileceğini biliyordu. Başbakanlıktaki toplantıda eleştirilerin büyük çoğunluğun desteği karşısında etkisiz kalacağı belliydi. Koalisyon zirvesi mülteci akınının yol açtığı masrafın karşılanabilmesi için bütçeden altı milyar Euro ayrılmasını kararlaştırdı.
Koalisyon buluşmasında mülteci adaylarının geldiği ‘güvenli ülkelerin' arttırılması da kararlaştırıldı. Bu konu Başbakan'ın başını daha fazla ağrıtabilir. Ancak tehdit altındaki mültecilerin durumu karşısında bir an evvel uzlaşmaya varılması gerekiyordu. Bütün ülkede ve öncelikle de Bavyera'nın merkezi Münih'te mülteciler zaten halk tarafından dostça karşılanıyor. Bu manzara karşısında muhafazakar kanattan gelen eleştirilerin hükmü kalmıyor.
Ancak çekincelerini dile getirenleri merhametsizlikle suçlama hatasına da düşülmemelidir. Çünkü mültecilerle sorumluluk içinde ilgilenmek için sadece onları sempatiyle karşılamak yetmez. Koalisyon buluşmasında alınan kararlar tahammül edilebilir ve kalıcı çözüme götüren uzun yolda atılmış ilk adım olabilir. İki hafta sonraki mülteci zirvesinden yeni kararlar bekleniyor. İnisiyatifi ele alan Merkel'in zirvede aktif davranması ve milli olduğu kadar uluslararası düzeyde de çözüme öncülük etmesi gerekecektir."