Dünya

Yorum: Amerika’nın dönüşü

DW editörü Bartosz Dudek yorumunda, Polonya’nın ‘Özgürlük Kutlamaları’nın, ABD ile Doğu Avrupa arasındaki dayanışmanın simgesi olduğunu ve ABD’nin koruyucu güç olarak yeniden Avrupa’ya döndüğünü yazıyor

05 Haziran 2014 17:28


Bu büyük siyasi hadise, şimdiye kadar Avrupa'nın doğusunda düzenlenen bütün törenleri gölgede bıraktı. Zaman ve mekân seçimi mükemmeldi… 4 Haziran 1989'un yarı hür seçimleri, sendika başkanı Lech Walesa'nın liderliğindeki eski halk hareketi Dayanışma'nın zaferiyle sonuçlanmıştı. Barış içinde ve sandıkta kazanılan zafer, savaş sonrası Doğu Avrupa'sının ilk komünist olmayan hükümetini iktidara taşımıştı. Seçimin tetiklediği süreç Komünizmi tarihin çöplüğüne atacaktı. 20'nci yüzyılın mutlakiyet rejimlerine karşı çıkma cesaretini gösteren Varşova, bundan 25 yıl öncesine kadar hüzünlü ve bitap düşmüş bir kentken, günümüzde demokrasi ve piyasa ekonomisinin gücünü yansıtan parlak görünümüyle insanı büyülüyor.

Hür dünyanın önde gelen 50 dolayındaki liderini buluşturan bu ortam bir ‘temel ilke' konuşmasına sahneye sunmaya son derece müsaitti.

Barack Obama bu fırsatı mükemmel değerlendirdi. Selefleri John Kennedy ve Ronald Reagan'ın eski cephe ülkesi Almanya'da yaptıkları gibi o da son derece ateşli ve tarihi sıfatını hak eden bir konuşma yaptı. Polonya'nın Avrupa'nın özgürlüğe kavuşmasında üstlendiği öncülükten, kıtanın doğusundaki duruma kadar uzanan gelişmeleri sıralayarak, yanlış anlamaya mahal vermeyecek şekilde, ABD'nin, güvenliğinden endişe eden Avrupalı müttefiklerini kaderlerine terk etmeyeceği ve onları Rusya'dan koruyacağı mesajını verdi.

Obama'nın ‘hiçbir zaman yalnız kalmayacaksınız' şeklindeki sözleri Polonyalılar kadar Baltık ülkeleri, Romanya ve Bulgaristan için de söylenmişti. Kırım'ın ilhakını katiyetle tanımayacaklarını söylerken, yayılmacı serüvenlerin ve nüfuz bölgesi kazanma arayışlarının karşısında duracaklarını vurgulamak istiyordu.

Şimdiye kadar daha çok Pasifik bölgesiyle ilgilenen Obama'nın Amerika'sı, Avrupa'nın demokrasi ve özgürlüğünün garantörü olarak Eski Dünya'ya geri dönüyor. Obama'nın, ‘dayanışmasız özgürlük olamaz' şeklindeki sözleri, Dayanışma'nın vatanında sarf edilebilecek en güzel ifade olabilirdi. Obama, Varşova konuşmasıyla hür dünyanın sözcüsü olma iddiasını, en uygun zaman, mekân ve ortamda vurgulamış oldu.