Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Cuma günü Soçi'de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile gerçekleştireceği buluşma Alman dış politikasındaki Rusya Haftası'nın doruk noktasını oluşturacak. Merkel'den önce Dışişleri Bakanı Heiko Maas ve Ekonomi Bakanı Peter Altmaier de dünya ve Avrupa politikasının önemli konuları hakkında istişarelerde bulunmak üzere Moskova'ya gitmişti. ABD Başkanı Donald Trump'ın tek başına aldığı kararların Almanların Atlantikaşırı dostluk ilişkilerini zorlamaya başlaması Rusya ile Almanya arasındaki diplomatik temasların artmasına yol açtı. Almanya'da Rusya ile daha fazla yakınlaşılmasını ve ilişkilerde denge kurulmasını talep edenler artıyor.
Yatıştırma politikasının zamanı değil
Ancak ekonomik yaptırımlar konusunda ve diğer alanlarda verilecek tek taraflı tavizlerin Rusya ile ilişkilerde yumuşama sağlayacağını sananlar büyük bir yanılgı içine düşüyor. Moskova'nın yatıştırma politikasını zaaf olarak görecek olması dışında Putin'in Rusya'nın içinde bulunduğu ekonomik durumu ve diğer sorunları perdelemek ve iktidarını sağlamlaştırmak için Batı ile anlaşmazlığın sürmesine de ihtiyacı olduğu unutulmamalı.
Putin'in Ukrayna meselesinde yumuşayabileceği sanılmamalı. Ya da Putin'le Avrupa'da barış düzeni tesis etme imkânları da görüşülemeyecektir. Putin saldırgan Ukrayna politikasıyla Batı'daki seçimlere müdahalesiyle ve Alman kuruluşlarına yaptığı siber saldırılarla bu tür bir yakınlaşmaya önem vermediğini göstermiş oldu.
Rusya'nın değil ama Putin'in Almanya ile Rusya arasındaki enerji işbirliğinin görüşülebileceği muhatap olduğu da kuşku götürür. Öncelikle Baltık Denizi'ndeki ikinci Kuzey Akımı boru hattı projesinin Avrupa'nın Ukrayna'yı siyasi ve ekonomik istikrara kavuşturma çabalarına ters düşmemesine önem verilmelidir. Ukrayna, Kuzey Akımı yüzünden transit doğalgaz transit ücretinden olmamalı. Ancak bu gibi ayrıntılar kapsamlı ve uzun vadeli Rusya stratejisini ilgilendiren konular.
Uzlaşma zaman alacak
Putin ile diyalogda uzun soluklu olmak ve Moskova ile kısa zamanda uzlaşmaya varılamayacağını idrak etmek gerekli. Putin, saldırgan Ukrayna politikasını değiştirmediği sürece ekonomik yaptırımların kaldırılmaması gerekiyor. Yaptırımların adım adım azaltılması da yanlış olur. Alman dış politikası Rusya'nın zarar verdiği Avrupa barış düzeni prensiplerine bağlı kalmalı.
Aynı zamanda Avrupa bünyesinde klasik ve siber saldırılardan savunma yeteneği geliştirilmeli ve İran ile imzalanan nükleer anlaşmada da olduğu gibi, dış politik çıkarları kollamak amacıyla Rusya ile pragmatik işbirliği sürdürülmeli.
Çifte strateji ihtiyacı
Batı çıkarlarına uygun dış politikalar uygularken Moskova'nın kışkırtmalarına aceleyle tepki vermemeli. Bu sadece Kremlin'e yarar, Batı'nın inandırıcılığını ise yıpratır. İngiltere Başbakanı Theresa May, çifte ajan Sergey Skripal'a düzenlenen saldırı sonrası gösterdiği tepkiyle ne yapılmaması gerektiğinin çarpıcı örneğini verdi. Bu gibi çıkışlar sadece Kremlin'in araçsallaştırdığı ‘düşman Batı' imajının güçlenmesine yarar.
Almanya ve Avrupa, Rus toplumuna daha fazla açılmalı, Rusya'daki milliyetçi, yurtsever ve muhafazakâr gruplarla da diyaloğu artırmalı. Almanlar ile Ruslar arasındaki yabancılaşma ancak kendi prensiplerine sadık kalarak sürdürülecek diyalogla aşılabilir.
Ingo Mannteufel
© Deutsche Welle Türkçe