Almanya Başbakanı Angela Merkel'in yerli ve yabancı medya temsilcilerinin katıldığı yıllık büyük basın toplantısında Almanya Hükümeti'nin göç ve iltica politikasını tarif ederken söyledikleri aslında kulağa mantıki ve hatta kaçınılmaz gibi çalınıyor:
“1.Siyasi iltica ile savaş ve takibata uğrayanların korunması temel haktır.
2. Nereden gelirse gelsin ve mülteci olarak kabul edilsin ya da edilmesin, insanlık onuruna saygı gösterilmesini istemek herkesin temel hakkıdır.
3. Bu temel hakka tecavüz edenleri ve Almanya'ya gelen yabancıları aşağılayıp, kaldıkları yerleri ateşe verenleri hukuk devleti en ağır şekilde cezalandırır.
İşte o kadar!”
Atipik
Daha doğrusu: Bu ilkeler tartışılamaz. Aşırı sağcılara bir nebze dahi anlayış göstermek, davranışlarını anlamaya çalışmak yok. Çünkü göçmen ve mülteci adaylarından nefret etmeye hiçbir gerekçe gösterilemez. Almanya Başbakanı yabancı aleyhtarlarıyla ve onların provokatörleri hakkında tek kelime dahi konuşmak istemiyor. Onlarla ilgilenilmesinin konumlarını güçlendireceğini biliyor. Almanlardan da onlara sırt çevirmelerini istiyor. Bayan Merkel olumluyu ön plana çıkarıyor. Mültecilere yardım edenlerin yabancı düşmanlarından katbekat fazla olmasından gurur duyduğunu, onlara müteşekkir olduğunu söylüyor. Medya bile özenli yayınlarından dolayı başbakandan övgü alıyor. Gerçekten atipik bir durum.
Sağlam
Hatta Angela Merkel problemi Avrupa'ya yaymaktan da kaçınıyor. Avrupa çapında çözüm bulunmasını tabii o da istiyor. Avrupalılar bu problemle başa çıkamazlarsa, temel değerleri ve insan haklarının evrenselliği tehlikeye girer. Fakat Almanya da Avrupa'nın bir parçasıdır. Başbakan, “Almanya güçlüdür, bu sorunun altından kalkarız. Bankalar krizinin üstesinden geldik. Yunanistan krizini kontrol altına aldık. Nükleer enerjiyi terk ediyoruz” şeklindeki sözleri yoruma yer bırakmıyor. Merkel, bıçak kemiğe dayandığında kendisine güvenilebileceği mesajını veriyor.
İşte o kadar
Keşke zaman faktörü olmasaydı: Bu sözlerin bir hafta önce söylenmesi daha iyi olurdu. Hatta daha da önce. Mülteci yurdu kurma planlarına karşı ilk protesto gösterisi bundan haftalar önce yapılmıştı. Belki Heidenau'da mülteci aleyhtarlarının ayaklanmasına tanık olmazdık. Angela Merkel basın toplantısında konunun enine boyuna tartışılması gerektiğini de söyledi. Ama tartışılması mümkün olmayan temel insan hakları söz konusu ise başta sıraladığımız üç maddenin çok daha önce dile getirilmiş olması gerekirdi, o kadar!