Rusya’nın Suriye’deki saldırı hedefleri konusunda güvenilir kaynaklar bulunmuyor. Ama belirgin olan tek şey var, o da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Suriye’ye barış getiremeyeceğidir. Asıl endişe edilen şey çatışmaların daha da tırmanması ve daha fazla kontrol dışına çıkaması.
Rusya’nın askeri operasyonlarının Suriye’deki “ılımlı” ve “İslamcı” isyancılara yönelik olduğuna dair gelen haberler tartışılıyor ve tartışılmaya devam edecek gibi de görünüyor. Ancak bir nokta çok aşikâr. O da Rusya Devlet Başkanı Putin’in Beşar Esad’ın görüşlerini benimsemiş olduğu, sadece IŞİD savaşçılarını değil, eskiden esirgediği gruplar dahil tüm hükümet karşıtlarını“teröristler” olarak görmeye başladığıdır.
Şii Eksen Sünni Eksen'e karşı
Rus savaş uçakları birden fazla kez Türk hava sahasını ihlal etti; kuşkusuz bu da bir tesadüf değildi. Ve bu gelişme de gösteriyor ki Moskova'nın Suriye'de bir siyasi çözüm için Batı ile işbirliğine girmeye, ortak girişimde bulunmaya niyeti yok. Bunun yerine Rusya, İran, Irak ve Suriye rejiminin oluşturduğu “Şii Ekseni”nin lehine taraf olarak bu savaşa müdahale ediyor ve tehlikeli manevralarla Türkiye gibi NATO üyesi ülkelerden de çekinmiyor.
Böylece Moskova bölgede diğer önemli siyasi aktörlerin hasmı konumuna gelmiş oluyor. Sünni İslamcılar ve lâik bazı kesimlerden oluşan çok sayıda muhalif grup, şimdi artık Rusya'yı işgal gücü olarak görüyor ve askerî destek talebinde bulunuyorlar. Bu tür çağrılara Körfez ülkelerinden Türkiye'ye kadar “Sünni Eksen” içerisindeki ülkelerin anında kulak vermesi ve bu gruplara daha fazla silah sağlanması için kesinin ağzını daha da açmasına da yolaçabilir. Ama tabii o kesimde de kimse Suriye halkının yararına adil bir barış çözümüyle ilgilenmiyor. Hep özel çıkarlar ve stratejik nüfuz alanlarının kazanılması önem kazanıyor.
Ruslar, Amerikalılar, İranlılar, Lübnanlı Hizbullah milisleri ve çok sayıdaki paralı asker ile Arap ülkelerinden ve hatta Avrupa'dan ideolojik nedenlerle bölgeye giden eylemciler Suriye'de bir biçimde savaşa katılmış bulunuyorlar. Gittikçe içinden çıkılması güç bir hale gelen durum Irak'ın istikrarını sarmaya devam edebilir.
Çareyi Avrupa'ya ve özellikle Almanya'ya kaçmakta bulan Suriyelilerin sayısı artıyor. Rusya'nın taraf olarak savaşa katılmasının Suriye'ye nihayet barış getireceği, Avrupalıların sırtındaki mülteci krizi yükünü de azaltacağı yönündeki beklentiler gerçekçi değil. Putin Batı ile oyun oynuyor ve taleplerini, şartlarını onlara kabul ettirmeye çalışıyor.
Moskova bununla sadece IŞİD ve ona rakip isyancı gruplar tarafından değil, aksine Suriye rejimi tarafından da büyük bir vahşet ve insan haklarını hiçe sayan bir tutumla yürütülen bir çatışmayı bilerek tırmandırıyor. İnsanlar sadece IŞİD'den değil Esad'ın varil bombasından da kaçıyor.
Çıkar dengeleri gözetilmeden Suriye'de barış mümkün değil
Suriye'de savaşan taraflar, ülkedeki anlaşmazlığa taraf olan bölgesel güçlerden İran, Türkiye, Suudi Arabistan ve büyük güçlerden ABD ve Rusya arasında geniş çaplı bir çıkar dengesi kurulmadan Suriye'de barış sağlanması zor görünüyor. Kararsız, zikzaklı politikalar izleyen ABD dahil, tüm bu güçler, Suriye'de ölümlerin devam etmesinden bir biçimde sorumlu. Askerî yoldan bir çözüm dayatmayı ya da lâik asî grupları, nefret edilen Esad rejimine karşı bir koalisyonda buluşturmaya zorlamayı Rusya da başaramayacak. Putin'in askerî müdahalesi Suriye'deki durumu daha da kötüleştiriyor.