YÖK Başkanı, Danıştay’ın ret kararını değerlendirerek “Gerekirse hukuku dolanırız’ dedi. Özcan, ilk ve ortaöğretimde ciddi bir din dersi verildiği takdirde imam hatip liselerine gerek kalmayacağını belirterek ”Kamuoyu buna ne der bilemem. Bu çok radikal bir değişiklik olur“ dedi.
Prof. Özcan, Danıştay’ın, katsayı kararının yürütmesini durdurmasının ve itiraz başvurularının da reddedilmesiyle ilgili 17 Aralık’taki YÖK Genel Kurulu’nda konuyu ele alacaklarını belirterek, şöyle konuştu: “B,C,D,E’ye kadar planımız. Tahmin ettiğimiz için her şeyi en baştan hazırladık. 1,5 milyon öğrenci ve aileleriyle birlikte 7,5 milyon insanı ilgilendiren bir sorun. O çocuklara zarar gelmesin diye uykularım kaçıyor.”
‘Hukuktan anlamam’
Özcan, hukuk kararını boşa çıkartacak düzenlemelerin “hukukun arkasından dolanma anlamına gelip gelmeyeceği” sorusuna önce “Gerekirse hukuku da dolanacağız” karşılığını verdi. Basın müşavirinin yazılı uyarısının ardından ise, sözlerinin yanlış anlaşılabileceğine işaret ederek, “Hileyi kastetmiyoruz. Bize açık hukuki zeminleri kullanacağız, onu söylüyorum” açıklamasını yaptı. Özcan, toplantı sonunda, basın müşavirinin yazılı gönderdiği uyarı notu üzerine bu ifadesinin “yanlış anlaşıldığını” belirterek, “Hileyi kastetmiyoruz. Hile mile yok. Benim söylediğim, bize açık hukuki zeminleri kullanacağız. Bizim hile yapmamıza gerek yok. Biz hukuku dolanmayız. Ben hukuktan da anlamam zaten” diye konuştu. Özcan, “Danıştay’ın kararından sonra karara tepki verenler daha çok İHL mezunları, hiçbir Meslek Lisesinde okuyan çocuk yürüyüş yapmadı. İHL meselesini tartışmadığımız için mi katsayı meselesi çözülemiyor, toplum olarak karar vericiler olarak bunu mu göz ardı ediyoruz?” şeklindeki soruya yanıt verirken ise, tartışılacak bir öneriyi “kişisel fikri” olarak ortaya attı. Özcan, “İmam hatipler böyle mi kalacak meselesini merak ediyorsanız, onu da ülkenin halletmesi gerektiğini düşünüyorum” diyerek, şu görüşleri dile getirdi: “Şöyle şeyler olabilir, imam hatip okullarını genel liselere çevirebilirsiniz, bunları YÖK’te konuşmuş falan değiliz, bunlar benim şahsi düşüncelerim, bu düşünceleri bana mal edin, YÖK’e mal etmeyin. Bu ortaöğretimdeki Din ve Ahlak Bilgisi dersi kaldırılabilir, ciddi bir din dersi, seçmeli din dersi getirilebilir, o seçmeli din dersinde veliler neyi arzu ediyorlar, çocuklarının Kuran öğrenmesini mi istiyorlar, Kuran öğrenirler, namaz surelerini ve ayetleri öğrenebilirler, temel dini bilgiler kazandırılabilir, Alevi öğrenciler için Alevi prensipleri dersi olabilir, sınıfta Hıristiyan öğrenci varsa onun ihtiyacını karşılayabilecek Hıristiyanlıkla ilgili bir ders olabilir. Böyle bir yolla her zaman ülkemizde çok ciddi tartışmalara neden olan imam hatip meselesi halledilebilir. Kimse çocuğunu imam hatiplere imam olsun diye göndermiyor, ordaki amaç biraz diniyle ilgili bilgileri öğrensin gibi bir şey bu, o ihtiyacı başka şekilde karşılarsanız herhalde imam hatiplere ihtiyaç kalmaz diye düşünüyorum. Bunu da yaparsak ülkemizde devam eden imam hatip, genel lise, eşitlik meseleleri bıçak gibi kesilir gibi geliyor. Biliyorsunuz bu işin temelinde yatan mesele odur.”
YÖK: Başkan şahsi önerisini iyi niyetle söyledi
YÖK Başkanlığı, Prof. Özcan’ın kullandığı bazı ifadeleri, yazılı açıklama yoluyla düzeltti. YÖK Başkanlığı’nca yapılan açıklamada, Başkan Özcan’ın şahsi düşüncelerini belirttiği imam hatip liselerinin düz liselere dönüştürülmesi meselesiyle ilgili olarak şu anda böyle bir çalışmanın olmadığını ve konunun da YÖK’ün yetki alanında olmadığını belirtti. YÖK ayrıca, Özcan’ın hayatına yön çizmeye çalışan öğrencilerin mağdur edilmesine sebep olan bu konuda şahsi çözüm önerisini, iyi niyetli olarak ifade ettiğini kaydetti.
‘İlk 3 ay çektiğimi kimse çekmemiştir’
Danıştay kararını önceki gün Trabzon’dan telefonla alan Prof. Özcan, dün şunları söyledi: “YÖK’ün piarı hiçbir zaman olmamıştır. Ne kadar iyi iş yaparsanız yapın kimseye yaranamıyorsunuz. Göreve başladığım ilk 2,5-3 ayda çektiğimi kimse çekmemiştir.”
Rektör seçimi üniversiteleri bölüyor
Prof. Özcan, rektör seçiminde Köşk ve YÖK’ü tümüyle devreden çıkartıp, mütevelli heyetleri yoluyla seçim modeli öngördüklerini belirterek, şöyle dedi: “Her rektör seçiminde üniversiteler 6’ya bölünüyor. Bu bölünme bir sonraki seçime kadar sürüyor. Yakında dostça konuşan 2 öğretim üyesi bulmak mümkün olmayacak.”
TBMM Gül'ü kırmaz
Sayın Cumhurbaşkanı’nın da istediği bir düzenleme. Onu kırmazlar diye düşünüyor. Hele ki böyle bir yetki devrini öngören, bir yetkiden vazgeçilmesine ilişkin anayasa değişikliğine kimseden itiraz gelmez diye düşünüyorum.
Vakıf üniversiteleri
Özcan, 2000-2007 arası 10 vakıf üniversitesi açılırken, 2007-2009 arasında 15 yeni vakıf üniversitesi açıldığına dikkat çekti. Her önüne gelenin vakıf üniversitesi açabilmesinin de doğru olmadığını belirten Özcan, şu anda vakıf üniversitesi açacaklardan 15 milyar TL’lik, meslek yüksek okulu açacaklardan 5 milyar TL’lik malvarlığı istediklerini, bazı kurul üyelerinin bu rakamları vakıf üniversiteleri için 25, meslek yüksek okulları için de 10 milyar TL’ye yükseltme yönünde talepleri olduğunu kaydetti.
300 Bin'in 212'si üniversiteye giriyor
Özcan, sayıları yılda 300 bin olan meslek okulu mezunlarından 212’sinin üniversiteye girdiğini de kaydetti. Meslek Yüksek Okulları’nda sınavsız girişi kaldırmak istediklerini belirten Özcan, “Sınavsız giriş nedeniyle bu okulların prestijleri yerlerde sürünmekte. Bu okullara giden bazı öğrencilerin 4 işlemi dahi yapamadıkları yolunda bilgiler alıyoruz. 2 aşamalı hale getirdiğimiz üniversiteye giriş sınavında 1. basamakta alınan puanla öğrenci kabul etmeleri, bu okulların prestijleri açısından olumlu olacaktır” dedi.
İHL’liler YÖK’ün formülüne ‘Hayır’ diyor
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın İmam Hatip Liselerinin genel liseye çevrilerek ’katsayı’tartışmalarının sonlandırılması önerisine İHL’li dernek ve vakıfların yöneticileri karşı çıktı. İşte İHL’li dernek ve vakıf yöneticilerinin görüşleri:
Hüseyin Korkut
(Önder İmam Hatip Liseleri Mezunları ve Mensupları Derneği Başkanı): İHL’ler hakkındaki tartışma konuya siyasi yaklaşanların ve toplumda İHL’lere yönelik ihtiyaçtan rahatsızlık duyanlardan dolayı çıkıyor. İHL’ler Türkiye için katma değeri yüksek liselerdir. İHL’ler genel lise haline dönüştürülürse toplumun ihtiyaç duyduğu din görevlisi konusunda ciddi bir açık oluşur. Özcan’ın açıklamalarını çoğu zaman samimi bulmadık, önerisine katılmıyoruz. “
Ecevit Öztürk
(Türkiye İmam Hatipliler Vakfı Başkanı): Lise giriş sınavlarında din eğitimi yoğunlaştırılmış genel lise haline dönüştürülmesi tartışmalıdır. Din dersinin kaldırılıp yerine seçmeli din dersi konulmasıyla bir yere varılamaz. İHL’li birçok öğrenci üniversitelere tüm engellere rağmen girebilmektedirler. Prof. Dr. Özcan’ın önerisi toplumda bu anlamda büyük bir ihtiyaç açığının doğmasına sebep olur.