Almanya'da ölü doğan bebeklerin insan olarak kabul edilmediği gerekçesiyle defin hakkı yok. Ölü doğan bebeklere 'yıldız çocuk' ismi veren aileler, ölü bebeklerinin defin haklarının olması için 'yıldız çocuk yasası' kapsamında dilekçe verdi.
Alman Anayasası'nın ilk maddesine göre, "İnsan hakkı dokunulmazdır" denilmesine rağmen ölü doğan ya da doğumda 500 gramın altında dünyaya gelen bebekler, insan olarak kabul edilmiyor.
Almanya'da ölü doğan bebeklere 'yıldız çocuklar' ismi konulmuş. Ve Alman bir çift tarafından bu isim kapsamındaki bir yasayla mevcut durumu değiştirme mücadelesi veriyor.
Sağlıklı doğan bebeklerin tam anlamıyla insan sayılabilmesi ve ilgili haklara kavuşması ancak ağırlıkları 500 gramı geçtikten sonra mümkün olabiliyor. Bu anlamda ne düşük yapılan bebeklerin kaydı tutuluyor ne de defin hakları bulunabiliyor. Ancak son zamanlarda yapılan bir girşimin mevcut durumu değiştirebileceği düşünülüyor. Bir anne, baba bu konuda yıllardır çaba sarfettiklerini söylüyor.
Üç çocuklarını kaybettiler
Barbara ve Mario Martin cifti, Hessen eyaletinde bulunan Niederbrechen’da bulunan bir mezarlıkta üç çocuğunun yattığını ifade etti.
Mario Martin, “Bazen günde iki üç kez mezara gittiğimiz oluyor bazense hiç gitmiyoruz. Ancak ihtiyaç duyduğunuzda çocuklarınızı ziyaret etmek için buraya gelebileceğinizi bilmek güzel" derken eşi Barbara, “Geceleri uyuyamadığımız zaman kalkıp mezarlığa geldiğimiz oldu. Biraz izleyip, sonra huzurla eve dönüp uyuyabildik" şeklinde konuştu.
Martin çiftinin çocukları hamilelik döneminde son derece sağlıklıymış, ilk çocukları olan Joseph-Lennard’ı hamileliğin yedinci ayında kaybetmişler. Bir yıl sonra ikiz bekleyen Barbara, altıncı ayında ölü doğum yapmış. Dört hafta sonra da ikiz bebeklerin diğeri, Penelope-Wolke dünyaya gelmiş fakat sadece bir saat hayatta kalabilmiş.
Baba Mario, mezarın yas tutmak için önemli bir yer olduğunu söylüyor: “Burada yattıklarını biliyoruz. Orada sadece çocuklarımızın bedeni olduğunun farkındayız ancak onların iyi olduklarını düşünüyoruz.“
500 gram sınırı
Çocuklar, büyükanne ve büyükbabalarının mezarında yatıyor. Mezarlık yönetimi kolaylık sağlamasına rağmen üç çocuktan ikisinin defin hakkına izin verilmemiş. Bunun sebebi de doğum öncesi ya da sırasında ölen ve 500 gramın altında dünyaya gelen bebeklere bu hakkın tanınmadığı yönünde.
Alman hukukuna göre, olay, düşük olarak değerlendiriliyor ve 500 gramın altında dünyaya gelen çocuklar uzun süre, yaşama gücüne sahip kabul edilmiyorlardı. Ancak modern tıp sayesinde 300 gramın dahi altında dünyaya gelen çoğu çocuk hayatta kalmayı başarabildi.
Henüz anne karnında ya da doğduktan hemen sonra yaşamını yitiren bebeklere Almanya'da “yıldız çocuklar“ ismi konulmuş ve onlar için toplu mezarlar bulunuyor. Ancak Barbara Martin gibi çoğu anne, çocukları için doğum ve ölüm sertifikasının yanı sıra bir de mezar yeri istedi.
Barbara Martin, “Çocukları doğuruyorsunuz. Onlar bir bireydi ve bu da kamuoyu için, toplum için varlıklarını kanıtlar. Bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum" dedi.
Yasa değişikliği için öncü oldular
Barbara ve Mario Martin, Alman yasalarının değişmesinin kendileri için çok önemli olduğunu ifade ediyorlar. Kuaförlük yapan çift, dört yıl önce kanun metni üzerinde çalışmaya başlamış. Bu anlamda hukukçu ve doktorlarla görüşen Martin çifti, politikacıları ziyaret edip, 40 binin üzerinde imza toplamış ve Federal Meclis'e konuyla ilgili bir dilekçe yazmıştı.
Aileler istediği zaman ölü doğan çocuklara da sertifika verilip gömülebilmelerini talep ederek, Berlin'de milletvekilleriyle görüşen Martin çifti, Başbakan Angela Merkel ile de bir araya gelme fırsatı bulmuş.
Barbara Martin, “Sayın Merkel, masamıza gelip, bizimle 10-15 dakika konuştu. Dilekçe hakkında bilgi aldı ve bunu önemli bulduğunu söyledi. Onun tam desteğine sahibiz ve dilekçenin durumu hakkında düzenli olarak bilgilendiriliyor" dedi.
Mücadeleleri sonucunda verdikleri dilekçe başarılı olmuş. Federal Meclis, kasım ayı başında konuyla ilgili bir yasa değişikliğini oylamaya sunacağını açıklamıştı.
Martin çifti de etkili olabildikleri için şaşkın ve yaşadıklarına rağmen, çocuk arzuları sona ermemiş ancak yine de aynı sonla karşılaşmaktan endişe duyuyorlar. Bu nedenle evlat edinme başvurusunda bulunmuşlar. Ancak sürecin bir işkence olduğunu belirtiyorlar. Eğer “yıldız çocuk yasası” yürürlüğe girerse, bu kez de evlat edinme prosedürlerinin kolaylaştırılması için girişimde bulunabilecekler.(Deutsche Welle Türkçe)