Çiğdem Toker*
Şimdi Başbakan’dan cevap bekleniyor.
İddia o ki, Varlık Fonu Yönetim Kurulu Üyesi Yiğit Bulut’a bir AudiA8 tahsis edilmiş. CHP Hatay Milletvekili Hilmi Yarayıcı bu iddianın açıklık kazanması için Başbakan Binali Yıldırım’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na dün yazılı soru önergesi verdi.
Yarayıcı, piyasa değeri 850 bin TL olan bu aracın satın alınıp alınmadığını soruyor.
(Aracın Alman menşei oluşunun tabii ki hiçbir önemi yok.)
Aracın, doğrudan mı satın alındığını, yoksa TVF’ye devredilen kamu şirket ya da bankalarından birinden mi tahsis edildiğini sormak üzere kendisini aradım.
Yarayıcı, bu bilginin kendisine “geçen hafta satın alındı” biçiminde geldiğini, kaynağını açıklayamayacağını, ancak kendisinin de zaten bu duyumu teyit etmek üzere, kamu adına bu soru önergesini verdiğini vurguladı.
Başbakan Yıldırım, malum referandum turlarında. Bence Sayın Başbakan bu turlar esnasında, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı olmakla birlikte kendisine bağlı Varlık Fonu yönetici olan Bulut’a, bu tutarda lüks makam aracı satın alınmasını doğru bulup bulmadıklarını sorabilir. Milletin parasını millete yani.
605 asgari ücret
Başbakan’ın cevabı beklenedursun, önergeye konu tutar üzerinden bir hesap yapabiliriz. Tahsis edilen aracın değeri, Varlık Fonu’nun kuruluş amaçlarına yakışıyor: 605 işçinin asgari ücreti. Yakışıyor çünkü bu fon, Türkiye’nin kalkınması ve daha çok yatırım gelmesi için kuruldu. Bu kadar önemli bir misyon üstlenmiş şirketin yöneticisine, bir fabrikanın aylık personel giderine denk makam aracı tahsisi önemli bir ihtiyaç olmalı. Yanı sıra bu gelişme, Varlık Fonu’nun neden Sayıştay denetimi dışında tutulduğunu da gayet güzel izah ediyor.
Hem ne diyordu Fon’un şeffaf olacağını savunan Maliye Bakanı Naci Ağbal TV kanalında:
“Kanunu dizayn ederken CHP’li arkadaşlarla beraber çalıştık bunları. Bağımsızdenetim lazım dedik. Kimse sizin kamu otoritesinin denetimine bakmıyor.Bağımsız denetimi bu yüzden kurduk.”
Ağbal’ın bu ifadesinin tercümesi şu: Varlık Fonları’na ilgi gösteren yabancı yatırımcılar, Sayıştay denetimi olup olmadığını önemsemiyor. Onların önemsediği uluslararası standartlarda, çokuluslu şirketlerin denetimi. Onun için de uluslararası niteliği bulunan küresel şirketlerin bağımsız denetimini getirdiklerini söylüyor.
O zamana biz de “millet” olarak önemsediğimiz soruları soralım:
850 bin TL makam aracı bütçenin kaynakları kullanılarak satın alınmadı mı?
Ya da Savunma Sanayii Destekleme Fonu’nun 3 aylığına aktardığı 3 milyar TL’den kullanılmadı mı?
Yıllardır övünç vesilesi olan mali disiplin, şubat ayında verilen 6.8 milyar TL bütçe açığıyla ağır darbe almadı mı?
Tam bu soruları yazarken, doğrudan yatırım rakamları açıklandı. Ekonomi Bakanlığı verilerine göre, ocak ayında ta Türkiye’ye uluslararası net doğrudan yatırım girişi 601 milyon dolara gerilemiş. Geçen yıl aynı dönemde 1 milyar 129 milyon dolar girdiği dikkate alındığında, yüzde 46.8 azalma anlamına geliyor bu rakam.
Bakalım “şeffaf” makam araçları, Varlık Fonu’nun doğrudan yatırım azalışını telafi etmesine yardımcı olacak mı?