T24- Yazar Abbas Güçlü, YGS sonuçlarının açıklanmasının ardından ismini vermediği başarılı bir fen lisesi öğrencisinin ÖSYM'nin sitesinde "126 puan aldınız ve sınavı kazanamadınız" yazısıyla karşılaştığını yazdı. Öğrencinin Ankara’ya giderek ÖSYM’ye itiraz ettiğini belirten Güçlü, itirazı sonuç verdiğini ve puanın 126’dan 485’e yükseldiğini belirtti. Güçlü bu durumda olan çok sayıda aday olduğunu ileri sürdü.
Güçlü'nün Milliyet gazetesindeli köşesinde yayımlanan (30 Nisan 2011) yazısı şöyle:
Puanı bir günde 126’dan 485’e yükseldi!
Her ne kadar birileri, YGS’de yaşanan skandallar zincirini, “şifre var ama kopya yok” diye küçümsemeye çalışsa da, hemen her gün yeni iddialar ortaya atılıyor. Hatta iddianın da ötesinde insanı şok eden gelişmeler yaşanıyor.
ÖSYM’nin “beceriksizliği” yüzünden sayıları henüz belirlenemeyen çok sayıda aday, önceki çok büyük şok yaşadı. Örneğin onlarcası, “Barajı aşamadınız. LYS’ye başvuramazsınız” bilgi notuyla karşılaştı. Oysa içlerinde ilk 100 için yarışanlar vardı. Başlarından aşağı kaynar sular döküldü, yaşamları altüst oldu.
Ortada bir yanlışlık olduğu kesindi. Ama ÖSYM’nin internet sitesine defalarca girdiler, hep aynı sonuçla karşılaştılar. Anneleri, babaları yakınları da girdi, onlar da aynı “barajı aşamadınız” notuyla karşılaştı. İmkânsız deseler de sonucu değiştiremediler. Ta ki ertesi gün olup, Ankara yollarına düşüp, ÖSYM’ye ulaşıncaya kadar.
ÖSYM hatasını kabul etti
Türkiye’nin dört bir yanından dün ÖSYM Başkanlığı’na akın vardı. Puanının yanlış hesap edildiğine inananlardan bazıları savcılıklara başvurdu, kimileri de ÖSYM’ye dilekçe verdi. Samsun Cumhuriyet Savcılığı olayla çok yakından ilgilendi. Ankara’ya gidenlere karşı ÖSYM’nin tavrı inanılmaz iyimserdi. Çünkü ortada bir hata vardı ve bu hata kendilerinden kaynaklanıyordu. En önemlisi de bu olay basına yansımasın isteniyordu.
Elimizde birçok adaya yönelik örnek var. Önceki gün, barajı aşamazsın denildikten sonra, puanı yeniden düzenlenen, yani ortada sadece birkaç kişi değil çok sayıda aday var.
İşte onlardan ilginç olanlardan birisi.
Çok başarılı bir fen lisesi öğrencisi. Deneme sınavlarından çok iyi sonuçları alıyor, okulu, dershanesi, ailesi kendisinden çok iyi bir derece bekliyordu. Ama sonuçlar açıklandığında şok oldu. Çünkü ekranda 126 puan aldınız ve sınavı kazanamadınız yazıyordu. Hayatının en zor anlarını yaşadı ve dün nihayet gerçek puanına ulaşabildi. Nasıl mı? Ankara’ya giderek. ÖSYM’ye itiraz ederek.
İtirazı sonuç verdi ve puanı 126’dan 485’e yükseldi. Türkiye sıralaması da mucizevi bir şekilde, bir milyon 500 binlerden farklı puan dilimlerine göre ilk 200’e yükseldi.
Bir başka adayın puanı 380, bir diğerininki 400’e, ötekiler de iki katına çıkan gerçek puanlarına kavuştular.
Böylesi hatalar daha önce de olmuyor muydu? Elbette oluyordu. Ama bu hataları ÖSYM herkesten önce görüyor ya da ilk uyarıdan hemen sonra kamuoyuna bir açıklama yaparak yaşanan “skandalı” kamuoyu ile paylaşıyordu.
Ama dün akşam saatlerine kadar, ÖSYM bu konuda resmi bir açıklama yapmadı.
Hata neden kaynaklandı
ÖSYM’nin yaptığı hatayı araştırınca karşımıza komik ötesi bir “işgüzarlık” çıktı.
Gerekçesi belli olmayan bir kararla, adaylara tuvalet yasağı getirilmesi nedeniyle bazı adaylar doktor raporu olarak ihtiyaçları halinde tuvalet izni aldılar. Ama ÖSYM onları kendi salonlarında değil, özürlülerin sınava girdiği diğer salonlara yönlendirdi ve kendilerine de yedek kitapçıklardan verdi. Ama değerlendirme yapılırken, daha önce kendisi için hazırlanan cevap anahtarı kullanıldı. Ve o da ortaya bir puan hesaplama skandalının çıkması için yetti de arttı.
Benzer durum hapishanelerde de yaşandı. Bazı kitapçılarda eksik sayfalar olduğu için yedek kitapçıklar verildi. Ama eksik olan ve iptal edilen önceki kitapçığın cevap anahtarı uygulandı ve o da beraberinde yanlış puan hesaplaması getirdi.
Yine bazı salonlarda henüz nedeni bilinmeyen bir şekilde neredeyse tüm adaylar barajı altında kaldı. Ve bu arada yine gelen maillere baktığımızda puanların yanlış hesaplandığına yönelik çok fazla iddia var.
Böylesine yoğun bir baskı altında olan ÖSYM’nin hata yapması kaçınılmazdı. Ama bu kadarına da pes dedirten gelişmeler oluyor.
Puan dağılımı!
Puan dağılımıyla, özellikle de matematikteki puan dağılımıyla ilgili farklı açıklamalar var. Bunlardan birisi de matematik profesörü Ali Nesin’den geldi. İlginç mi ilginç işte o açıklama:
“Abbas Bey,
Yazılarınızı, özellikle YGS skandalından sonra, dikkatle takip ediyorum. Bugün verdiğiniz sayılar ilginç. Bu sayıları excel’e yerleştirip yüzdeleri hesapladım. Excel dosyası ekte. Bütün yüzdeler tutuyor, yalnız matematikte 30’un üstünde doğru cevap verenlerin yüzdesi, yüzde 12’den yüzde 5’e düşüyor. Bunun bir açıklaması olması gerekir. Seçenekler:
a) Bu yıl matematik sınavı (nerdeyse 2,5 katı) daha zordu, ama diğer dallarda zorluk derecesi aynıydı.
b) Bu yıl öğrencilerin matematik bilgisi ve yeteneği (yüzde 60) gerilemiştir, ama diğer dallarda değişiklik olmamıştır.
c) Asıl geçen yıl şifre vardı ama kamuoyuna yansımadı.
d) Bu yıl şifre vardı ama şifrenin anahtarı bazı öğrencilere sehven yanlış açıklandı! (Mod-medyan söylentileri.)
e) Hepsi.
Asıl açıklayıcı olacak olan, bana kalırsa, matematikte 20-25 arası doğru cevap verenlerin karşılaştırmalı yüzdesidir.
Saygılarımla, Ali Nesin’’
Özetin özeti: Bakalım daha neler göreceğiz...