Dünya

'Yermuk tam bir cehennem'

Şam’ın banliyölerinden Yermuk’ta yaşayan 18 bin sivil üç koldan yapılan saldırılar nedeniyle ölümle burun buruna geldi. BM yardım kuruluşları ateşkesin sağlanmasını ve bölgenin tahliyesine başlanmasını talep ediyor.

07 Nisan 2015 17:20


Suriye'nin başkenti Şam yakınlarındaki Yermuk'a sığınan Filistinli mülteciler zor durumda. IŞİD teröristlerinin ateşe tuttuğu Yermuk'taki Filistinliler Suriye hükümet kuvvetleri ve Esad yönetimini devirmeye çalışan silahlı muhalif güçler arasında sıkışıp kaldı.

Şam'ın Yermuk ilçesi, Suriye başkentine açılan kapı sayıldığı için iç savaşın başından beri şiddetli çarpışmalara sahne oluyor. El Kaide bağlantılı El Nusra Cephesi ile omuz omuza savaşan IŞİD ayın başlarında Yermuk'u kısmen ele geçirmişti. Yermuk'taki muhtelif gruplar ile Suriye hükümet kuvvetleri radikal dinci örgüte karşı koymaya çalışıyor. Şam'ın banliyösünde cereyan eden olaylar bütün Suriye'yi saran trajediye örnek teşkil ediyor. Büyük tahribata uğrayan ve ikmal yollarının kesildiği Yermuk'ta şiddet ve açlık hüküm sürerken halka tıbbi yardım ulaştırılamıyor. Mülteci kampı olarak da adlandırılan bu semtin hayatta kalma mücadelesi veren sakinleri arasında çok sayıda Filistinli de bulunuyor.

Tam bir trajedi

Birleşmiş Milletler Filistinlilere Yardım Ajansı sözcüsü Christopher Gunnes Yermuk'taki durum hakkında DW'ye şunları söyledi: “Bir yardım kuruluşu açısından, bölge halkının çatışan çeşitli grupların elinde esir olduğunu söyleyebilirim. Yermuk'ta 3500'ü çocuk olmak üzere 18 bin kişi yaşıyor. Çatışmalarda üstünlük kısa aralıklarla el değiştiriyor. Evlerine hapis olan Yermuklular ölüm tehlikesiyle karşı karşıya. Kimse evinden çıkamıyor. Yardım kuruluşlarının bölgeye girebilmesi için ateşkes yapılması şart. Yermuk'u terk etmek isteyenlere izin verilmesi, ardından da ablukanın kaldırılmasına çalışılması gerekiyor.”

Christopher Gunness, dünya kamuoyunun Yermukluların durumundan IŞİD ve El Nusra Cephesi'nin saldırıya geçmesiyle mi haberdar olduğu şeklindeki sorumuzu da şöyle yanıtladı: “Aslında Yermuk'un ne durumda olduğu biliniyordu. Önemli olan, artan dikkati siyasi müdahalenin izleyip izlemeyeceğidir. Artık sadece insani durumun düzeltilmesinden söz etmiyoruz. Büyük devletler taraflar üzerindeki baskıyı arttırmalıdır. Devletler hukuku, sivillerin korunmasını emreder. Aynı zamanda yardım kuruluşlarının derhal bölgeye ulaşması da sağlanmalı. Çarpışmalar yüzünden bir haftadır kuşatma altındaki halka yiyecek, su ve ilaç yardımı yapamıyoruz.”

Önce ateşkes

BM Filistinlilere Yardım Ajansı sözcüsü Yermuk'taki trajediyi anlatırken şöyle devam etti: “Son haftalarda durum daha da bozuldu. Yermuklu kadınlar tıbbi bakım olmadığı için doğum sırasında can veriyordu. Çocuk ölümleri yetersiz beslenme yüzünden artmıştı. 2014 Eylülünde semte su getiren borular tahrip edildi. Halkın yardıma ihtiyacı var. Yarmuk zaten cehennem gibiydi. Çarpışmaların patlak vermesiyle ilçe sakinlerinin hayat şartları daha da kötüleşti.”

Christopher Gunness bu durumda devletler topluluğunun ne yapabileceği şeklindeki sorumuza ise şu yanıtı verdi: “BM Güvenlik Konseyi toplanıp bütün taraflar üzerindeki baskıyı arttıracak kararlar almalı. Sivillerin güvenli yerlere nakledilebilmesi ve bölgeye yardım ulaştırılabilmesi için ateşkes sağlanmalı. Daha sonra da Yermuk'u kuşatmadan kurtarmak için kararlı adımlar atılmalıdır.”