T24 Haber Merkezi
Yenidoğan çetesi ile iş birliği yapan hastane sahipleri ve başhekimlerin, bebeklerin ve hastaların canını hiçe sayarak ‘kâr’larını nasıl arttırdıkları, evraklarla nasıl oynadıkları ve delilleri nasıl yok ettikleri iddianamede yer aldı.
Hürriyet'ten Ayşegül Usta'nın haberine göre; Yenidoğan çetesi iddianamesinde Esenler’deki Güney Hastanesi’nin sahibi Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu ile Beylikdüzü’ndeki Medilife Hastanesi Başhekimi Ahmet Atilla Yılmaz, Bağcılar’daki Medilife Hastanesi Başhekimi Cafer Akdur, Avcılar Hospital Başhekimi Fetin Rüştü Yıldız, Esenyurt’taki Reyap Hastanesi Başhekimi Hıdır Yüksel, Bağcılar’daki Şafak Hastanesi Başhekimi Semiha Yavuz, yine Bağcılar’daki TRG Hospital Başhekimi Volkan Karataş da şüpheli olarak yer aldı. İddianamede, hastane sahipleri ve başhekimlerinin örgüt hiyerarşisine dahil olmamakla birlikte örgüte yardım ederek kendilerinin de maddi çıkar sağladığı iddia edildi. Şüphelilerin yaptıkları bu işlemlerle yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde elde edilen kazancı 3 - 4 kat artırdıkları, hastane yönetimlerinin Fırat Sarı liderliğindeki örgüt ile elde edilen kârı oransal olarak paylaştığı öne sürüldü.
Hastane sahibi ve başhekimlere ilişkin iddialar, iddianamede şu şekilde yer aldı:
"Kaya bebeğin ölümünde görüntüleri sildirdi"
Güney Hastanesi’nin sahibi Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu: 112 sistemi kullanılmaksızın hasta sevki, gerçeğe aykırı şekilde ilaçları SGK’ya fatura ettirerek nitelikli dolandırıcılık suçunu işledi. Kaya bebeğin ölümünün ardından kamera kayıtlarının alınmasını engellemek adına görüntüleri sildirerek suç delillerini gizleme ve yok etme suçunu işledi.
‘Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık’, ‘örgüte bilerek isteyerek yardım etme’, ‘suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme’, ‘ihmali davranışla kasten adam öldürme’ suçlarından cezalandırılması istendi.
Beylikdüzü Medilife Hastanesi Başhekimi Ahmet Atilla Yılmaz: Hayatını kaybeden Damla bebeğe, gerekli müdahale yapılmadı. 112 sistemi kullanılmaksızın hasta sevki, gerçeğe aykırı şekilde ilaçları SGK’ya fatura ettirerek nitelikli dolandırıcılık suçunu işledi.
‘Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık’, ‘örgüte bilerek isteyerek yardım etme’ suçlarından cezalandırılması istendi.
"Ölümde ihmal suçu var"
Medilife Hastanesi Başhekimi Cafer Akdur: Öykü Helvacı, Havanur Karakoç ve Ayaz Karaduman bebeğin ölümüne sebep olarak ihmalen adam öldürme suçunu işledi. 112 sistemi kullanılmaksızın hasta sevki, gerçeğe aykırı şekilde ilaçları SGK’ya fatura ettirerek nitelikli dolandırıcılık suçunu işledi.
‘Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık’, ‘ihmali davranışla kasten adam öldürme’, ‘örgüte bilerek isteyerek yardım etme’ suçlarından cezalandırılması talep edildi.
Avcılar Hospital Başhekimi Fetin Rüştü Yıldız: Danışmanlık hizmeti adı altında şüpheliler Fırat Sarı ve İlker Gönen tarafından yönetilen Medisens Şirketi’ne yasaya aykırı şekilde yenidoğan yoğun bakım ünitesinin işletmesini devretti. Ciro artırılması amacı ile yapılan usulsüzlüklere göz yumdu.
‘Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık’, ‘ihmali davranışla kasten adam öldürme’, ‘örgüte bilerek isteyerek yardım etme’ suçlarından cezalandırılması talep edildi.
"Hastaları gereğinden uzun yatırdı"
Reyap Hastanesi Başhekimi Hıdır Yüksel: Hastanenin yenidoğan yoğun bakım servisinde usulsüz epikriz yazımı, 112 sistemi kullanılmaksızın hasta sevki, gerçeğe aykırı şekilde ilaçları SGK’ya fatura ettirerek nitelikli dolandırıcılık suçunu işledi. İl Sağlık Müdürlüğü’nün denetim raporunda, yenidoğan yoğun bakım ünitesinin tedavi yönteminin yanlış olduğu ve hastaların ölümüne katkıda bulunduğu tespitleri yer aldı. Antibiyotik kullanma kurallarına uyulmadan kullanıldığı, hastaların yatış sürelerinin gereğinden uzun olduğu ifade edildi. Uzman heyet görüş raporunda Reyap Hastanesinde tedavi gören Miray Sena Bahadıroğlu, Mustafa Sezer, Asil Yılmaz Topcan, Asilhan Dağlı, Hilal Rana isimli bebeklere yapılan tedavilerde yanlış tedavi uygulandığı anlatıldı. ‘Örgüte bilerek isteyerek yardım etme’, ‘kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık’ suçlarından cezalandırılması istendi.
"Her gece 3 ex'leri var"
Şafak Hastanesi Başhekimi Semiha Yavuz: 112 sistemi kullanılmaksızın hasta sevki, hastaların basamaklarında oynama yapıp, gerçeğe aykırı şekilde ilaçları SGK’ya fatura ettirerek nitelikli dolandırıcılık suçunu işledi. Fırat Sarı ve Nigar Kubilay arasında geçen konuşmada, “Semiha Hanım, Şafak’ta 45 hasta şu an deli gibi komplikasyonlu hasta kabul ediyor, her gece 3 tane ex’leri var, deneyimli hemşireleri yok” dediği ifade edildi.
‘Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık’, ‘suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma’ suçlarından cezalandırılması talep edildi.
"Doktorsuz yoğun bakım"
TRG Hospital Başhekimi Volkan Karataş: Doktorsuz şekilde yoğun bakım çalıştırdı ve bu ihmali nedeni ile bebek Kadan, hayatını kaybetti. 112 sistemi kullanılmaksızın hasta sevki, hastalarında basamaklarında oynamaya yapıp ve gerçeğe aykırı şekilde ilaçları SGK’ya fatura ettirerek nitelikli dolandırıcılık suçunu işledi.
‘Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık’, ‘örgüte bilerek isteyerek yardım etme’, ‘ihmali davranışla kasten adam öldürme’ suçlarından cezalandırılması istendi.
Ne olmuştu?İstanbul'da gerek olmadığı halde özel hastanedeki yoğun bakım ünitesine yatırılan 12 bebeğin ihmalden öldüğü iddiasına ilişkin olarak Büyükçekmece Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlatılmış, soruşturmayı yürüten savcı Y.E. ise makamında tehdit edilmişti. Olayın ortaya çıkması kamuoyunda infial yaratırken, 22'si tutuklu, 47 şüpheli hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianame hazırlandı. İddianamede neler var?İddianamede şüpheliler için "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 589 yıl 9 aya kadar hapis cezası istendi. İddianamede, ölen 10 bebeğin "maktul", 5 kişinin "müşteki", Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İstanbul İl Müdürlüğünün "suçtan zarar gören", 19 hastane ve sağlık şirketi "malen sorumlu", 47 kişi de "şüpheli" olarak yer aldı. TIKLAYIN - 'Yeni doğan çetesi' soruşturmasında iddianame: Doktorun 266 yıl hapsi istendi Doktor Fırat Sarı'nın lideri olduğu iddia edilen suç örgütünün sevk ve idaresini Doktor İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir'in yaptığı belirtilen iddianamede, suç örgütünün esas amacının işletmesini devir aldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf ederek doluluğunu sağlamak, hastaların basamaklarıyla oynama yaparak SGK'den üst sınırdan ödeme almak olduğu aktarıldı. Sağlık Bakanlığı Müfettişliğince hazırlanan uzman görüşü raporunda, yenidoğan ünitelerindeki 10 bebeğin hayatını kaybetmesine neden olan tıbbı eksikliklere yer verildi. Buna göre, fezlekede maktul olarak yer alan bebek A.K'nin ölümüne ilişkin değerlendirmede, solunum sıkıntısı artan bebeğe devre olmadığı için entübasyonun gecikerek yapıldığı belirtildi. Tekrarlayan resusitasyonlar (solunumu veya kan dolaşımı durmuş bir kişiye dışarıdan yapılan destekleyici müdahale) ile hastanın ertesi güne kadar yaşatıldığı belirtilen raporda, o sırada hastanede bulunması gereken Dr. D.E'nin görevinin başında olmadığı ifade edildi. 6 aylık bebek, doktoru olmayan yenidoğan yoğun bakıma sevk edildiRaporda, ayrıca hasta yönetiminin hemşireye bırakıldığı da kaydedilerek, bebeğin ölümünden Dr. D.E, ile Dr. İ.G. ve hastane yönetiminin sorumlu olduğu belirtildi. Bebek M.N.O'nun ölümüne ilişkin değerlendirmede de 6 aylık bebeğin çocuk yoğun bakımı yerine, doktoru olmayan yenidoğan yoğun bakımına sevk edildiği, burada da doktorun haberi olmadan hemşirenin müdahalede bulunduğu anlatıldı. Bebek H.K. ile ilgili tespitte ise, hastaya kalp masajı yapıldığı esnada Dr. D.E'nin orada olmaması nedeniyle Dr. İ.G. tarafından olayın örtbas edilmesi için ölüm saati değiştirilerek, epikriz yazdırıldığı aktarıldı. Sevk edilmeyen bebek hayatını kaybettiRaporda, bebek Ö.H'ye kalp masajını hemşirelerin yaptığı belirtilerek, bu esnada kullanılan en önemli ilacın adrenalin olduğu, ancak Dr. İ.G'nin hemşirelere "adrenalini kapat" talimatını vererek, yanlış yönlendirme yaptığı vurgulandı. Raporda ayrıca, bebek M.S'nin, yenidoğan temel bakımının gereklerinin yerine getirilmemesi, ameliyat edilebileceği bir merkeze sevk edilmemesi ve hastayı hayatta tutan "prostavazin" isimli ilaç tedavisinin kesilmesiyle ihmallere bağlı olarak hayatını kaybettiği kaydedildi. Fezlekede maktul olarak yer alan diğer bebeklere ilişkin değerlendirmede de ihmallere yer verildi. Dehşete düşüren telefon kayıtlarıİddianamede, şüpheliler arasında geçen telefon konuşmalarına da yer verildi. Şüpheli doktor Fırat Sarı ve özel hastanede çalışan acil tıp teknisyeni şüpheli Hakan Doğukan Taşçı arasında hasta sevkleri ve denetim hakkında yapılan görüşmede, Taşçı'nın Sarı'ya "Erişkin yoğun bakıma denetime gelinmesi halinde, ruhsatın ve kuvözlerin değişmesi gerektiğini, panelin fazla olduğunu, monitörün bulunmadığını, yoğun bakım içerisinde bir çok eksiklik ve usulsüz işlemin olduğunu" söylediği iddianamede yer aldı. Yenidoğan çetesinde yer alan doktor ve hemşirelerin ismi ortaya çıktı Reyap Hastanesindeki bebek hastaların takibini yürüten şüpheli hemşire Mehtap Sayar'ın şüpheli Hasan Basri Gök'le yaptığı telefon konuşmasında bebek hastanın tedavisinin uygun olmayan koşullarda gerçekleştirildiği anlatılan iddianamede, konuşma içeriğinde şüpheli Gök'ün "Mehtap çocuğu öldür elli satürasyonlu çocuk mu olur" dediği, Sayar'ın ise "Öldüreceğim de öldürsem de bir dert biliyorsun yani" dediği aktarıldı. İddianamede, tedavi yöntemlerinin usulüne uygun değil örgüt faaliyetine hizmet edecek şekilde yapıldığı değerlendirildi. Şüpheli doktor Şeyhmus Çelik'in hastanede olması gerekirken gitmediği, denetim olması ihtimaline karşı özellikle sabah hastanede bulunması gerektiğinin söylendiği anlatılan iddianamede, şüpheli Gıyasettin Mert Özdemir'in şehir hastanesinden kabulünü yaptığı bebeği, maddi menfaat karşılığında anlaşmış olduğu Fırat Sarı'nın hastanelerine yönlendirdiği kaydedildi. Aileler anlattıHazırlanan iddianamede bebeklerini kaybeden ailelerin ifadeleri de yer aldı. H.H., eşinin hamilelik sürecinde başka bir hastaneye gittiğini ancak doğum aniden başladığında doktorlarının bel fıtığı sorunu yaşadığı için başka bir hastaneye gittiklerini söyledi. Gittikleri hastanede yenidoğan yoğun bakımı servisinde yer olmadığı cevabını alan Hakan H., “112’ye bildireceklerini ve müsait hastane bakacaklarını söylediler. Yaklaşık yarım saat sonra Bağcılar’daki özel bir hastaneden bizi kabul ettiklerini söylediler” dedi. Soruşturmaya konu olan hastanenin özel ambulansının gelerek kendilerini aldığını söyleyen H.H., “Hastaneye vardığımızda bizimle ilgilenen bir doktor yoktu. Sadece ebe vardı. Sabaha B.Y. İsimli doktor eşimi muayene etti ve sezaryen doğum gerektiğini söyledi. Hamileliğin henüz 25. haftası olduğu için bebeğin daha gelişimini tamamlamadığı bu yüzden anne karnından bir iğne yapacaklarını söylediler” ifadelerini kullandı. "Bebeğimizi kaybettik"Doktorun iğneyi yaptıktan sonra da 1 gün beklemek gerektiğini söyleyen H.H., “Ertesi gün eşimi doğuma aldılar. Ameliyat sonrası eşimin de çocuğumun da şu anlık durumlarının iyi olduğunu, bebeği yenidoğan yoğun bakım ünitesine alacaklarını söylediler. İki gün sonra eşimi eve bıraktığım sırada hastaneden aradılar. Doktor beyin benimle görüşmek istediğini söylediler. Yoldayken hastaneden bir daha aradılar. Doktor olduğunu söyleyen biri bebeğimin ölüm haberini verdi. Hastaneye vardığımızda da bebeğimin morgda olduğunu söylediler” dedi. "Yenidoğan çetesi" nasıl deşifre edildi?İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünün özel hastanelerin denetiminden sorumlu bir doktorun (T.E.) Ocak 2023'te Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne (CİMER) yaptığı başvuru ile olay fark edildi. Doktor T.E., bazı özel hastanelerde doldurulması gereken yenidoğan yoğun bakım üniteleri defterlerinin boş bırakılması üzerine olayın üzerine gitti. İddianamede yer aldığı şekliyle doktor, "Ayrıca bebeklerin dosya üzerinde gösterilen sağlık durumları ile fiili sağlık durumlarının uyuşmadığını örneğin entübe olarak kayıtlı gösterilen bebeğin gayet sağlıklı ve nefes alabilir durumda olduğunu gördük. Durumu hastane yetkililerine sorduğumuzda az önce düzeldi gibi cevaplar aldık" dedi. Ne kadar ceza isteniyor?İddianamede, şüpheliler Fırat Sarı ve İlker Gönen'in 10 kez "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve 11 kez uygulanmak üzere "resmi belgede sahtecilik" suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Şüpheli Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis istendi. Diğer şüpheliler hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülen iddianamede, ayrıca, malen sorumlu olarak belirtilen hastaneler ve hastanelerin bağlı olduğu şirketler lehine "dolandırıcılık" suçu işlenerek maddi menfaat temin edildiğinden, tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, hastanelerin ve şirketlerin kapatılıp mal varlıklarına el konulmasına karar verilmesi talep edildi. İddianame, gönderildiği Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince değerlendiriliyor. Savcı tehdit edilmiştiBüyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Y.E'nin, bu soruşturmayı yürüttüğü sırada, bazı şüphelilerin tahliyelerini gerçekleştirmezse suikast yapılacağı ve ailesine zarar verileceği yönünde tehdit edilmesine ilişkin yürütülen ayrı soruşturmada da 12 kişi jandarma ekiplerince gözaltına alınmıştı. 4 kişi serbest bırakılırken, adliyeye sevk edilen 8 şüpheliden 5'i tutuklanmış, 3'ü hakkında da adli kontrol kararı verilmişti.
|