Melis Karaca
Yeni Zelanda’nın Christchurch kentinde 15 Mart Cuma günü iki camiye düzenlenen terör saldırısında, 50 kişiyi öldüren saldırgan katliam görüntülerini sosyal medya hesabı üzerinden canlı olarak yayınladı. İzlenen yöntem “internet çağı için tasarlanmış bir terör eylemi” olarak nitelendirilirken, olay sonrası görüntülerin medyada yer alması “medya etiği” tartışmalarını beraberinde getirdi. Görüntülerin paylaşılması "tık heyecanı", "görüntü pornosu kurbanı" eleştirilerine sebep olurken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Tekirdağ'da yaptığı miting sırasında görüntüleri ekrana vermesi 'yapılan saldırının propaganda aracı haline gelmek' olarak nitelendirildi.
Bu tarz görüntüleri yayınlarken gazetecilerin etik sorumluluklarını göz önünde bulundurarak hareket etmesi gerektiğini kaydeden Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, T24'e yaptığı değerlendirmede "Bu tarz görüntüleri paylaşırken yapılan eylemin bir parçası haline gelmemek önemli" yorumunda bulunurken; deneyimli gazeteci Mirgün Cabas da artık bu tarz tartışmalarla ilgili üzerinde ortaklaşmış kodlar bulunması gerektiğini belirterek, "Habercilerin bu görüntüleri yayarak bir şehvetin, görüntü pornosunun kurbanı olduklarını düşünüyorum” dedi.
Polat, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın görüntüleri seçim mitinginde yayınlamasıyla ilgili olarak, "Kendi siyasi propagandasına hizmet etmek için kullandığı görüntüler aslında onu da eleştirdiği eylemin propaganda aracı haline getirdi" yorumunu yaparken; Cabas da yapılanı 'akıl dışı' olarak nitelendirdi.
Facebook 24 saatte 1.5 milyon videoyu kaldırdı
Saldırganın Facebook üzerinden yaptığı canlı yayının sosyal medyada da paylaşılması üzerine kurumun sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, sadece saldırıdan sonraki 24 saat içinde 1.5 milyon videonun kaldırıldığı belirtildi. Bu videoların 1.2 milyondan fazlasının yükleme esnasında, yayınlanmadan önce engellendiği savunuldu.
Yeni Zelanda polisi ise sosyal medya hesabı üzerinden vatandaşları saldırı görüntülerini paylaşmama konusunda uyardı. Polis, internette dolaşan görüntülerin de kaldırılacağını belirtti.
Avusturalya Medya Gözlem Örgütü ise saldırı görüntülerini fotoğraf karesi halinde bile olsa, paylaşan medya kuruluşları hakkında soruşturma başlatılacağını belirtti.
Foreign Policy dergisinde yer alan “Christchurch saldırganı küresel medyayı nasıl oyuna getirdi**” başlıklı yazıda, saldırganın bu terör saldırısını internet çağına göre tasarladığı belirtildi. Yazıda, bu tarz olayların nasıl ele alınacağının geleneksel medya için her zaman bir tartışma olduğu ifade edilirken, 2018'de Data Society tarafından yayımlanan bir raporda ırkçı ideolojilere sahip grupların eylemleri sonrası haberlerde yer alarak, nasıl yaygınlaştığına yer verildi. Rapora göre, bu tarz haberler radikal gruplara oksijen vermekle kalmıyor, zaten yanmakta olan aleve adeta roket yakıtı ekliyor.
CHP'den Erdoğan'a tepki: Üç beş oy almak için değer miydi?
Türkiye’de ise saldırı anına yönelik görüntülerin yanı sıra Cumhurbaşkanı’nın Tekirdağ’da düzenlediği mitingde cami saldırısı anına ve saldırganın üzerinde sloganlar yer alan silahına yer vermesi tartışıldı. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın saldırganın çektiği görüntüleri Tekirdağ mitinginde vatandaşlara izletmesine parti olarak tepki gösterdiklerini belirtti. Erdoğan'ın, propaganda amacı taşıyan teröristin değirmenine su taşıdığını ifade ederek, "Siz bu kanlı katliam görüntülerini torunlarınıza izletir miydiniz? Üç beş oy almak için bunu yapmaya değer mi?" diye sordu.
Fatih Polat: Tık heyecanı pek çok şeyi alıp götürüyor
Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, konuyla ilgili T24’e yaptığı açıklamada, görüntülerin verilmesinde gazetecinin etik bir sorumluluğu da olduğunu hatırlatarak, paylaşılan görüntülerin saldırganın eyleminin bir amacı olduğunu vurguladı. Fatih Polat’ın açıklamaları şu şekilde:
"Gazetecilerin olay yeri görüntüleriyle ilgili olarak yıllardır biriken deneyimleri var. Çok ağır terör saldırıları yaşandı dünyada, her zaman etik ilkelere bağlı olarak hareket edildi. Gazetecilik açısından etkili ve önemli bir olayın duyurulması elbette bir gazetecilik sorumluluğu ve güdüsü. Fakat bu tarz bir eylem duyurulurken editör kadrosunun etik sorumluluğu göz önünde bulundurarak hareket etmesi gerekir. Zira biz gazeteciler olarak pek çok şey görüyoruz, elimize pek çok görüntü geçiyor fakat bunları yayımlayıp yayımlamama konusunda etik bir sorumluluğa da sahibiz. Bu tarz görüntüleri paylaşırken yapılan eylemin bir parçası haline gelmemek önemli. Çünkü yayılan görüntüler okuru ya da izleyiciyi de eylemin hedeflerinden biri haline getiriyor.
"Paylaşan gazetecilerin de sosyal medya kullanıcılarının da bir 'tık heyecanı' içinde olduklarını düşünüyorum. Ne yazık ki günümüzde 'tık heyecanı' insandan pek çok şeyi alıp götürüyor."
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın burada bir etik problemi var"
Canlı yayında yapılan saldırıyı izletmenin eylemin amaçlarından biri olduğunu belirten Polat, “olay anına ilişkin kanlı görüntülerin flu yapılarak verilmesinden farklı olarak, eylem yapılırken çekilen video bir amaca hizmet ediyordu” dedi. Polat, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Tekirdağ mitinginde görüntüleri izletmesiyle ilgili olarak ise “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da burada bir etik problemi var. Kendi siyasi propagandasına hizmet etmek için kullandığı görüntüler aslında onu da eleştirdiği eylemin propaganda aracı haline getirdi” ifadelerini kullandı.
"Eylemin amacı zaten dehşeti olabildiğince kişiye yaymak"
Gazeteci Mirgün Cabas da T24’e yaptığı açıklamada, bu tarz görüntülerin paylaşılmaması taraftarı olduğunu söyledi. “Bu tarz görüntülerin paylaşılması her zaman çok tartışmalı olmuştur. Fakat bu tartışmaların sonunda artık üzerinde uzlaşılmış kodlar olması gerekir” diyen Cabas, eylemi yapan kişinin amacının da canlı yayında yayımlayarak dehşeti olabilecek en fazla kişiye yaymak olduğunu vurguladı.
Saldırı haberinin “Bir adam camiyi bastı bilgisayar oyunu gibi planladığı terör eylemiyle 50 kişiyi öldürdü” cümlesini verip tek karelik bir fotoğrafla da yeterli bir şekilde verilebileceğini söyleyen Cabas, “habercilerin bu görüntüleri yayarak bir şehvetin, görüntü pornosunun kurbanı olduklarını düşünüyorum” ifadesini kullandı.
Cabas, görüntülerin bireyler tarafından paylaşılmasının ötesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın miting alanında yayımlamasının çok daha akıl almaz bir durum olduğunu söyledi ve şöyle ekledi:
“Hem ilk kınayanlardan olup hem hedef gösterilenler arasında ismi geçen biri olarak bu eylemin vermek istediği mesajı kitlelerle paylaşması, 'Üzerinde bomba olsa ne yazar' gibi ifadeler kullanarak üstelik bütün bunları bir siyasi mitingde yapması akıl alır gibi değil.“
Oya Baydar: Erdoğan’ın Tekirdağ mitingi TMK’nın 7/2 maddesinin ihlalidir
T24 yazarlarından Oya Baydar da, pazartesi günü yayımlanan yazısında Cumhurbaşkanı'nın saldırı görüntülerini mitingte izletmesinin Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) ihlali olduğu yorumunda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Facebook’un özür dileyerek yayından kaldırdığı 1,5 milyondan fazla kanlı katliam/ terör eylemi videosunu başkanı olduğu siyasî partiye birkaç oy kazandırır hesabıyla milyonlara yaygınlaştırmakta beis görmediği' değerlendirmesin yapan Baydar, şunları söyledi:
"Bunu; siyasî etik zaafı, sınır tanımayan nefret söylemi, Makyevelist siyaset tarzı ile açıklayıp geçmek mümkün değil. Ortada çok daha vahim bir durum var: Tekirdağ mitinginde, 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun '…terör ögütüne üye olmamakla birlikte….' diye başlayan; şiddet eyleminin propagandasının yapılmasına yardımcı olmak, propagandayı yaygınlaştırmak, vb. fiillerini içeren 7/2 maddesi açıkça ihlal edilmiştir."
TMK'nın 'terör örgütü propagandası'na verilecek cezaları düzenleyen 7. maddesinin ikinci fıkrası şöyle:
Saldırı anına ilişkin görüntülerin paylaşılması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mitingde görüntüleri izletmesine ilişkin sosyal medyada yer alan bazı tepkiler şöyle: