Gündem

Yeni yasa ile taşeronluk yaygınlaşıp, işçi hakları kısıtlanıyor mu?

Torba kanun tasarısı ile gelen yeni düzenlemelerde, kamuda çalışan taşeron işçilerin anlaşmazlık durumunda devlet aleyhine dava açmasının önünü kapatıyor

04 Haziran 2014 11:24

Soma faciasından sonra Meclis’e gönderilen yasa tasarısı taşeronluk sistemini yaygınlaştıracak düzenlemeler içeriyor. Yasa, mevcut mevzuattaki asıl işin bölünerek taşerona verilemeyeceği hükmünü kaldırıyor. Kamuda çalışan taşeron işçilerin anlaşmazlık durumunda, devlet aleyhine dava açmasının önünü kapatıyor.

Çalışma hayatının tartışmaya yol açan sistemi taşeronluk, Soma felaketinin en önemli sebebi olarak gösteriliyor. Zaman'dan İsa Yazar'ın haberine göre, madenlerdeki gizli taşeronlaşma, iş güvenliği tedbirlerinin ihmal edilmesine yol açıyor, düşük ücret politikası ve yüksek kâr hırsını tetikliyor, iş kazalarına davetiye çıkarıyor. Hükümetin, Soma’da 301 kişinin hayatını kaybettiği facianın ardından Meclis’e gönderdiği yasa tasarısı ise taşeronlaşmayı yaygınlaştıracak düzenlemeler içeriyor. İş Kanunu’ndaki ‘asıl işin tamamının alt işverene verilemeyeceği’ hükmü kaldırılıyor. Böylece işverenin asıl işi bölerek taşerona vermesinin önü açılıyor. İşçiye sağlanan haklar kısıtlanıyor, onlara kadro değil emsal işçi ücreti verilmesi öngörülüyor. Kamuda taşeron işçi çalıştırılması devamlı hale getiriliyor. En önemli değişiklik ise taşeron işçinin devlet aleyhine açtığı davanın önüne geçilmesi.  6 bin davanın tamamı işçiler lehine sonuçlanmış ve devlet toplam 2 milyar TL tazminat ödemeye mahkûm edilmişti. Yeni yasa ‘tazminatların önünü kesecek’ bir düzenleme getiriyor. Sendikalar, tasarıdaki küçük iyileştirmeleri ise ‘göz boyama’ olarak değerlendiriyor.

Hükümetin, Soma’da 301 kişinin hayatını kaybetmesinin ardından Meclis’e gönderdiği torba kanun tasarısı, taşeronlaşmayı artıracak düzenlemeler içeriyor. Tasarı ile İş Kanunu’ndaki asıl işin tamamının alt işverene verilemeyeceği hükmü kaldırıyor. Böylece işverenin asıl işi bölerek taşerona vermesinin önü açılıyor. Taşeron işçiye sağlanan haklar kısıtlanıyor. Taşeron işçilere kadro değil emsal işçi ücreti verilmesi öngörülüyor. Tasarı ile kamuda taşeron işçi çalıştırılması da devamlı hale getiriliyor.

Taşeron uygulaması, son yıllarda hükümetin maliyetleri düşürmek için sıkça başvurduğu bir yöntem. Taşeron çalışan sayısı son 12 yılda üç kat arttı. 2002 yılında 387 bin 118 olan taşeron işçi sayısı, bugün 1 milyon 200 bin civarında. Hızla yaygınlaşan bu yöntem, çalışanların yıllık izin, kıdem tazminatı ve rapor gibi İş Kanunu’ndan doğan temel haklarını bile kullanmasını engelliyor.

Çalışma hayatının kanayan yarası olan taşeron uygulaması aleyhinde açılan davalar, devletin aleyhine sonuçlanmaya başladı. Yaklaşık 6 bin davanın kaybedilmesi ve 2 milyarlık tazminat yükünün ortaya çıkmasının ardından harekete geçen hükümet, bu davaların önünü kesecek bir düzenleme getiriyor. Taşeronluğu düzenleyen yeni yasa da ‘tazminatların önünü kesme’ ihtiyacından doğdu. Düzenleme ile taşeronlaşma yaygınlaşırken işçilere ‘göz boyama’ olarak ifade edilebilecek bazı küçük iyileştirmeler sağlanıyor. Ancak yasa esas itibarıyla taşeronlaşmayı yaygınlaştıracak düzenlemeler içeriyor.

Mevcut mevzuata göre asıl işveren, yalnızca yardımcı işleri ve asıl işin bir bölümünü, uzmanlık gerektirmesi halinde alt işverene verebilmekte. Kanun, asıl işin bölünerek taşerona verilmesini yasaklamakta. Yeni düzenlemeyle bu yasak ortadan kaldırılırken işçinin korunmasından vazgeçiliyor. Meclis’e gönderilen yasa tasarısı, kamuda taşeron işçi çalıştırmayı devamlı hale getirecek düzenlemeler içeriyor. Tasarı ile kamu idaresine ait bir işyerinde yeterli nitelikte veya sayıda personel olmaması durumunda İdare’ye hizmet alımı ihalesine çıkma hakkı tanınıyor.

Tasarı ile özelleştirme kapsamındaki işyerlerinde mal veya hizmet üretimine ait işler İş Kanunu’ndaki sınırlamalara tabi olmaksızın tümüyle taşerona devrediliyor. Bu düzenlemeyi Aksiyon İş Başkanı Vedat Öztürk şöyle değerlendirdi: “Böylece özelleştirme kapsamına alınan kuruluşlar rahatlıkla işleri taşerona yaptırma yoluna gidecek.”

Tasarı ile mevcut İş Kanunu’nun 3. maddesinin 2., 3. ve 4. fıkraları kaldırılıyor. Böylece, muvazaalı taşeron işçi çalıştırmanın en etkili yaptırımı ortadan kaldırılıyor. Halihazırda devlet, taşeron işçilerin açtığı muvazaa davalarını kaybediyor ve tazminata mahkum oluyor. Kamuda çalışan taşeron işçilerin asıl işçilerle aynı işi yaptıkları iddiasıyla açtıkları muvazaa davaları, hep işçiler lehine sonuçlandı. Mevcut etkili yaptırım ile mahkemenin muvazaa tespiti üzerine, alt işverenin işçileri en başından itibaren asıl işverenin işçileri sayılmakta. Ancak bu düzenleme yerine, alt işveren işçilerine asıl işverenin işçilerine ödenen emsal ücretin ödenmesi yaptırımı getirilmekte. Böylece yasaya aykırı ve muvazaalı alt işveren ilişkisi ‘emsal ücret’ ödenerek sürdürülebilecek.

Yeni yasayla işçilere muvazaa ile ilgili dava yolu da kapatılıyor. Hukuksuz bir işlem, bu tasarı ile yasallık kazanmış olacak. Aksiyon İş Başkanı Öztürk, “Bu hüküm tasarının en tehlikeli hükümlerinden biri. Zira böylelikle hukuksuz, muvazaalı işlemin yaptırımı azaltılmakta ve sadece maddi yaptırıma bağlanmakta.” dedi.

Hak-İş’ten itiraz: Tasarıyı işçilere sormadan alelacele Meclis’e gönderdiler.

Hak-İş Sendikası, Meclis’e gönderilen taşeron düzenlemesine sert tepki gösterdi. Başkan Mahmut Arslan, 27 ilde  5 bin 250 kamu taşeron işçisiyle yaptıkları araştırmanın  sonuçlarını değerlendirdi. Taşeron işçilere ‘modern köle’ denilebileceğini söyleyen Arslan, sistemin firmalara para kazandırırken kamuya daha fazla yük getirdiğini belirtti. Tasarının TBMM’ye gönderilmeden önce sosyal taraflarla paylaşılmadığını da ifade etti.