Amerikalı siyaset bilimci Nicholas Danforth 24 Haziran'daki seçim sonrası yapılandırılacak yeni sistemin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan nasıl isterse öyle işleyeceğini savundu.
Artı Gerçek'ten Esra Tur'a konuşan Washington merkezli Partilerüstü Politika Merkezi (BPC) Ulusal Güvenlik Bölümü Kıdemli Siyaset Uzmanı Danforth,Türkiye’nin demokratik değerlerden giderek uzaklaşması nedeniyle ilişkilerin yeni dönemde daha da gerginleşeceğini düşündüğünü söyledi.
Danfort’un Tur'un sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
- ABD seçim sürecini nasıl izledi, sonuçlara tepkiler nasıldı?
Washington’da bir kesim seçim sonrası dönemde bir yumuşama yaşanması beklentisi içinde. Bir diğer kesim ise Türkiye’nin otoriterleşmeye devam edeceği kaygısı ile yeni dönemde ilişkilerin daha da zorlu olacağını düşünüyor.
- Sonuçlar sizi şaşırttı mı? Öngörünüz neydi?
Seçim sürecini izleyen pek çok gözlemci Erdoğan’ın ikinci tura kalıp seçimi kazanacağını ön görmüştü. Ancak parlamento seçimine ilişkin bir belirsizlik durumu vardı. AKP’nin ve Erdoğan’ın zaferinden ziyade MHP’nin çıkışı sürpriz etkisi yarattı.
- Erdoğan’ın performansı nasıldı?
Erdoğan kazanmasını sağlayacak ölçüde baskı kurmayı sağlama dehasını gösterdi.
- Adil şartlarda bir seçim olduğunu düşünüyor musunuz?
Hayır, adil değildi. Seçim başladığı andan itibaren mevcut şartlar altında adil bir seçim olmayacağı belliydi.
- AKP yeniden yönetimde, siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Görünen o ki Erdoğan seçim zaferiyle bir ‘demokrasi kaplaması’ sürdürmeyi başarmıştı. Sorulması gereken Erdoğan’ın bunu daha ne kadar devam ettirebileceği ve muhalefettin ne ölçüde işbirliği yapabileceğidir.
-AKP-MHP koalisyonunun nasıl işleyeceği de merak ediliyor, sizin öngörünüz nedir?
Parlamentodaki mevcut durumu ve kısıtlanmış gücünü göz önünde bulundurursak, Erdoğan resmi bir koalisyon için MHP’ye pek muhtaç değil aslında. Ama ittifak içinde çatlaklar olabilir mi? Şimdilik pek çok konuda uyum içinde oldukları görülüyor. Ancak eğer ayrışma olursa, Erdoğan’ın hem iç hem de dış politikada kendi görüş ve politikalarına muhalefet eden birini ya da birilerini iyi karşılayabileceğini pek hayal edemiyorum.
- Muharrem İnce’nin performansı nasıldı?
Açıkçası pek çok kişi için ilham verici ve enerjik bulundu. İnce’nin bu anlamda hakkını teslim etmek gerek. Başka şartlar altında seçime gidilseydi acaba İnce, AKP destekçilerinden de oy alır mıydı? Bilemiyoruz…
- İnce'nin seçim gecesi açıklama yapmaması, daha önce söz verdiği üzere YSK'nin önünde beklememesi ve AKP'nin zaferini ilan etmekteki aceleciliği ciddi tartışmalara neden oldu. Bu tabloyu siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Muharrem İnce seçimin hileyle kazanılmış olduğunu gösteren bir kanıt elinde olmadan açıklama yapmak istememiş olabilir. Bu durum verdiği tepkiyi de yapacağı açıklamayı da dizginlemiştir diye düşünüyorum. Daha sonra sonuçları kabul etmesi doğal bence.
- Yeni sistem nasıl işleyecek?
Erdoğan nasıl isterse öyle…
- Politik istikrar umudu var mı?
Korkarım ki son dönemdeki gelişmelerin ışığında çoğu kişi Türkiye’nin demokrasiden uzaklaşmasından duyduğu kaygının yanı sıra ülkenin istikrarı için daha fazla kaygılanır hale geldi. Ülkedeki ekonomik kriz ve devam eden çatışmalar hükümetin otoriter yönetim anlayışına rağmen istikrarı sağlamada zorlanacağını göstermektedir.
- Yeni sistemde Kürtler nerede olacak? Yeni bir yumuşama döneminde bahsedilebilir mi?
Bu politik ve askeri şartlar altında barış getiren, yani başarılı olan bir süreci hayal etmek pek gerçekçi olmayabilir. Ama iki taraf geçici bir ateşkesten çıkar görürse eğer, yeni başlayan ve sonuçsuz devam eden müzakereler her zaman mümkün.
- Erdoğan’ın yeni dönem iç-dış politikası nasıl şekillenecek?
Ben Erdoğan’ın yeni dönemde de biraz faydacı-imtiyazlı biraz da saldırgan-savunmacı söylemden oluşan etkili politikasına dayanmaya devam edeceğini düşünüyorum ki bunun etkili olduğu ortada. Kısacası Erdoğan’ın dış politikasını karakterize eden savunmacı saldırgan söylemi ve içeride cezalandırıcı kısıtlayıcı uygulamaları devam edecektir.