Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan, Türkiye’deki gençlerin “Hedonist, kariyerist ve nihilist” olduğunu ailelerin ve İslami çevrelerin çocukların varoluşsal sorularına cevap vermediğini belirterek “Türkiye’deki İslam hakkındaki entelektüel cehalet, dünyanın hiçbir ülkesinde yok” dedi.
Türkiye’nin en büyük kaynağının genç nüfusu olduğunu yazan Kaplan “Türkiye’nin en büyük zaafı, bu genç nüfusu su gibi harcaması; ülkesine, insanına ve inançlarına yabancılaştırıcı hatta düşman edici iç ve dış yıkıcı popüler kültür akımlarının, gençlik hareketlerinin kölesi hâline gelmesini sadece seyretmesi; hiçbir köklü, kalıcı, uzun soluklu bir çıkış yolu geliştirememesi!” dedi.
Gençliğin ülkenin geleceği demek olduğunu ve Türkiye’nin hızla en büyük gücü ve enerjisi olan gençliği kaybettiğini ifade eden Kaplan, “Su gibi harcıyor… Türkiye’deki gençliğin üç temel özelliği var: Hedonist, kariyerist ve nihilist. Başka bir ifadeyle, hız, haz ve ayartının peşinde koşturan, felsefî, zihnî soruları cevapsız kaldığı için de yok oluşa sürüklenen, iddiasız, idealsiz, inancını yitirmiş ‘genç canlı cenazeler’” diye yazdı.
Gençlerin Türkiye’yi terk ederek Batı’ya yerleşme hayalini kurduğunu ve bunun hesabını yaptığını ifade eden Kaplan, durumu ürpertici olarak niteleyerek “Gençleri suçlamıyorum. Ne münasebet! Aksine gençleri bu hâle getiren aileleri ve yönetimleri suçluyorum. Bir ülkenin en güçlü kaynağı demek olan gençliği, gençlik ruhu bir asırda kurutuldu, yok edildi” dedi.
Kaplan şöyle devam etti:
Gençliğin hem savrulmasına hem de ülkesine, inançlarına yabancılaşmasına yol açan bir başka sosyokültürel olgu da, İslâm adına konuşan kişilerin genç kuşakların çağla ilgili, çağın felsefî sorunlarıyla ilgili sordukları esaslı sorulara cevap ver(e)memesi.
Aileler de, İslâmî çevreler de, çocukların haklı olarak sordukları, varoluşsal sorulara cevap veremeyince, genç kuşaklar, nihilizmin iki veçhesini temsilci eden iki zıt kutba savruluyorlar: Birincisi, medyatik ve hedonistik narkoz. Hayata karşı duyarsızlaşma yani. İkincisi de felsefî, varoluşsal sorgulamalar.
Burada gençleri suçlamak ucuzculuktur. Topu taca atmaktır.
Gençlerin, onları suçlamak yerine onlara ‘yol gösterecek’ ‘yol fenerleri’ne ihtiyacı var.
Gençliğin karşı karşıya kaldığı bu iki tür nihilizm açmazından kurtulmalarını sağlayacak en önemli kaynak İslam’dır ama İslamî kesimler bile İslam’ın zamanlar üstü ve çağlar ötesi kucaklayıcılığının ve kuşatıcılığının farkında değiller, ne yazık ki.
Türkiye’deki İslam hakkındaki entelektüel cehalet, dünyanın hiçbir ülkesinde yok.
Bu entelektüel cehalet yeteri kadar onur kırıcı değilmiş gibi, bir de İslam’a karşı inanılmaz bir ön yargı ve saldırı dalgası yayılıyor her yerde, her mecrada bütün hızıyla!”
Yazının tamamını okumak için tıklayın