Metin Kaçan'ın bir süre önce köprüden atlayarak intihar etmesi ile birlikte 1995 yılında yaşanan tecavüz yeniden gündeme geldi. Metin Kaçan'ın 8 yıl 9 ay hapis cezası almasına neden olan tecavüzün ölümünün ardından gündme gelmesi ağabeyi Hasan Kaçan'ın tepkisine neden oldu. Yeni Şafak gazetesi yazarı Salih Tuna da Hasan Kaçan'a destek verdi.
İşte Tuna'nın bugün (15 Ocak 2013) yayımlanan yazısından bir bölüm:
Metin Kaçan'la tanışmıyorduk ama sadece 'Ağır Roman'ını değil yazdığı her hikayeyi okudum.
En son olarak da yazdığı senaryoyu okumuş, bir an evvel çekilmesini arzu etmiştim.
Kuvvetle muhtemel birlikte çalışacaktık.
Nasip olmadı.
Hasan Kaçan'ı yıllar yılı tanırım.
Taziye için aradığımda içimden, 'Kardeşini yıllar önce haysiyet cellatları katletmişti' demek geldi, yutkundum.
Sabır ve metanet diledim sadece.
Sağ olsun, Hasan Kaçan benim dilimin ucuna gelip de söylemediğim ne varsa ziyadesiyle söyledi.
Söylemekle de kalmayıp suç duyurusunda bulunacağını twitter vasıtasıyla dosta düşmana ilan etti. 'Meto'nun katilleri, başta 'aydın d' olmak üzere, 'ertuğrul ö', 'ayşe a' ve o dönemin Milliyet, Sabah vs için suç duyurusunda bulunacağım..'
Metin Kaçan'a 1995 yılında, uygulanan medya lincinin davacısı olma kararlılığını da şöyle dile getirdi: '35 yıl mizahçılık yaptım. Bir ev bir arabam var. Gerekirse satıp, bu katillerin peşini bırakmayacağım..'
Bu davanın başta Ahmet Kaya olmak üzere tüm mazlum kurbanlar için örnek dava olacağını ifade etmeyi de ihmal etmedi.
İnşallah 'örnek dava' olur!
Hiçbir şey olmasa…
'Vay şerefsiz' manşetlerinden dolayı özür dilemek yerine, dalga geçer gibi 'Ahmet Kaya şerefsiz ifadesini çok severdi' diyenlere kallavi bir ders olur.
Hiçbir şey olmasa…
Şerafettin Yardımedici'yi intihara sürükleyenler, duayen gazeteci diye ortalıkta dolaşamaz.
Hiçbir şey olmasa…
28 Şubat döneminde hayatı kaydırılan onca insanın zımnen de olsa hesabı sorulmuş olur.
Hasan Kaçan'ın bu dirayeti, bu dik duruşu, bu 'fikir öfkesi' mazlum ve mağdur edilen herkese örnek olmalı.