Yeni Şafak yazarı Hasan Öztürk, bugünkü yazısında zengin ile fakir arasındaki makasın daha çok açılmasının engellenmesi gerektiğini belirterek “Geride kalma ihtimali olanlarla, geride kalanları, yedeğimize almazsak, toplumsal huzurumuz kaçar. Yapmak istediğimizi yapamayız!” görüşünü savundu.
Siyaseten ve ekonominin geçmişte dışa bağımlı olduğunu yazan Öztürk, “Kurgulanan siyaset ile siyaseten… Kurgulanan ekonomik model ile ekonomik bağımlılık yaşadık” dedi.
“Her ekonomik kriz sonrası IMF’in ‘acı reçetesi’ni vatandaşa içirdik. Yoksul daha yoksul, zengin daha zengin oldu” diyen Öztürk, 2001 ekonomik krizin yükünün AKP iktidarının ve Erdoğan siyasetinin temelinde bulunduğu dediği “geride bırakılanın” sırtına yüklendiğini yazdı.
Erdoğan’ın 20 yıllık iktidarında oy aldığı en yüksek toplumsal kesimin geride kalan ya da geride kalma ihtimali olan dar gelirliler, orta gelirliler olduğunu yazan Öztürk, şöyle devam etti:
"Bu yüzden iktidarı boyunca o kesimin refah payını hep artırdı. Artırmak için çalıştı. Bunu da sadece onlardan oy aldığı için değil, topyekûn refaha erişmiş bir Türkiye mefkuresi için yaptı.
Bugün hem dayandığı toplumsal kesimin ekonomik refahı için hem ekonomik bağımsızlık için bir final yaşanıyor. Bu günlerde, o kesime karşı daha pozitif ayrımcılık yapma zamanı. Asgari ücrete yapılan zam, emekliye, memura da verilmeli. Dar gelirlilere yönelik sosyal destekler artırılmalı ki toplumsal düzenimiz bozulmasın.”
Yazının tamamını okumak için tıklayın