Yeni Şafak gazetesi yazarı İsmail Kılıçarslan, "Artık yola nasıl çıktığımın da, nereye varmak istediğimin de bir önemi yokmuş gibi geliyor" düşüncesini dile getirdi.
Kılıçarslan yazısında, "Bazı gitmeler beğendim kendime. Kırkını geçmiş ve huzuru kaçmış bir adam olup çıktım sonunda. Bıçak, kolonya şişesi ve hayal kırıklıkları koleksiyonu yapan, alınmadık intikamlar biriktiren, çabuk yorulan ve çabucak toparlayan bir üzgün adama dönüştüm. Gidebileceğim yer burasıymış gibi geliyor artık. 'Tamam' diyorum kendime. 'Budur ve böylecedir.' Usul ve yerleşiktir. İddiasız ve temkinlidir." görüşünü savundu.
Kılıçarslan, "Yola böyle mi çıkmıştım? Bilmem ki. Artık yola nasıl çıktığımın da, nereye varmak istediğimin de bir önemi yokmuş gibi geliyor. Yok da. Çünkü yürüyedurmanın dışında hiçbir şey yapmanın mümkün olmadığı bir hayatın içimize işlediğini ve başka imkânın kalmadığını anlayacak yaşa geldim. Dünya kurtulmayacak, ben kurtulmayacağım, siz kurtulmayacaksınız. Yürüyeduracak ve sonunda öleceğiz. Mortingen, mafiş, kaput, broken… Hangi dilde saçmalarsak saçmalayalım, hayat bildiğini okuyacak" ifadesini kullandı.