Yeni Şafak yazarı İbrahim Karagül, geçen yıl hükümetin 15 Temmuz darbe girişiminin arkasındaki ülkelerden biri olarak Birleşik Arap Emirlikleri’ni açıklamasının ardından kaleme aldığı hakaret içerikli yazıları ile ilgili "O yazdıklarımın hepsinin arkasındayım. Hepsi gerçekti. Hepsi yaşandı. Yazmadıklarım da var elbette. Çok karanlık bir süreçti" dedi.
Karagül, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed’in geçen hafta Ankara’da gerçekleştirdikleri görüşmenin ardından Yeni Şafak’ın BAE ilgili attığı “Şerefsiz bunlar” manşetinin sosyal medyada paylaşıldığını ve kendisinin hedef alındığını yazdı.
Kendisine yönelik saldırıların üç gün sürdüğünü ve bunun operasyonun bir parçası olduğunu yazan Karagül, şöyle devam etti:
"Son üç yıldır, Zayed ve o çevrenin Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yaptıklarını çok iyi takip ettim. Yazılarda ve sosyal medya hesabımdan açık açık paylaştım. Sert cümleler kullandım.
Birincisi; O yazdıklarımın hepsinin arkasındayım. Hepsi gerçekti. Hepsi yaşandı. Yazmadıklarım da var elbette. Çok karanlık bir süreçti. Dışarıdan çevrelemenin yanı sıra, içeriden darbe, müdahale ve suikast girişimlerine kadar birçok tehdit söz konusu oldu.
İkincisi; Ben gazeteciyim. Devlet değilim. Devletin hiçbir kurumunda görev almadım ve şu an da o durumdayım. Dolayısıyla bir gazeteci zor zamanlarda konuşmayı biliyorsa, bu tür saldırıları ve tehditleri de göze alıyor demektir.
Üçüncüsü; devlet birey değildir. Sistemdir. Yüzyılların aklıdır, bilgeliğidir. Devlet sabırdır, uzun vadeli hesaptır, karmaşık ilişkileri ve tehditleri yönetme becerisidir.
Türkiye gibi, imparatorluklar aklı olan, tarih biçimlendiren, coğrafya inşa eden bir siyasi aklın bireylere, gündelik siyasi pozisyonlara göre hareket etmesi düşünülemez.”
Yazının tamamını okumak için tıklayın