Yeni Şafak gazetesi yazarı Faruk Beşer, “Halihazırdaki kripto para ticareti zararı kârından çok daha fazla olan bâtıl/haksız bir kazanç yoludur ve şu andaki haliyle helal sayılması mümkün değildir.” görüşünü savundu.
Beşer yazısında, "Kripto paraya ya da Bitcoin’e baktığımızda kurnazca üretilmiş bir para olduğunu görürüz. Altın, gümüş gibi reel paralar ortadan kalktığından beri zaten bütün paralar gerçek değil, kaydî, itibarî ya da sanal paradır. Böyle olması bir şeyin para sayılmamasını ya da haram olmasını gerektirmez. Sanal dünya bu yönde hızla ilerliyor ve bunun önünü almak da mümkün gözükmüyor. O halde yapılacak şey buna engel olmaya çalışmak değil, haksız kazanca/bâtıla araç olmamasını sağlamak ve yönünü hayra çevirmektir. İslâm’a göre haksız kazanç yolları/bâtıl bellidir: Faiz/riba, haram malların mübadelesi, rüşvet, hırsızlık, aldatma, yüksek aldanma riski/garar, kumar ve aşırı bilinmez unsurlar/cehalet-i fahişe." ifadesini kullandı.
Beşer şunları kaydetti:
"Bunların birisi bile bir işlemi/akdi fâsit ya da bâtıl kılabilir, sonuçta da o işlem haram olur. Şu andaki işleyişiyle kripto paralarda bu saydığımız sebeplerin hepsi olmasa da çoğu bulunmaktadır. Mesela aldatma, garar, kumar özelliği taşıma ve aşırı bilinmezlik mevcuttur. Ayrıca bu yolla yurt dışına para kaçırma, vergi kaçırma, kara para aklama, bütün ülkelerce yasak olan uyuşturucu ve çocuk pornosu ticareti, silah satışı ve terör finansmanı kolayca yapılabilmektedir. Bireyler kısa zamanda zengin olabilseler de toplum ve ülke ekonomisi bundan zarar görmektedir. Sonuç olarak halihazırdaki kripto para ticareti zararı kârından çok daha fazla olan bâtıl/haksız bir kazanç yoludur ve şu andaki haliyle helal sayılması mümkün değildir."