Yeni Şafak gazetesi yazarı Salih Tuna, hakkında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ‘hava imamı’ ve ‘Genelkurmay imamı’ gibi söylentiler olan Adil Öksüz’ün akıbetine ilişkin bilgi elde edilememesine değindi. ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın 15 Temmuz’daki darbe girişimine ilişkin söylediği “İnternet oyunu sandım” sözlerine atıf yapan Tuna, ABD Ankara Büyükelçisi John Bass’ın da Öksüz’ü “vize başvurusu yapan bir vatandaş” sanabileceğini ifade etti. Tuna, “Adil Öksüz ABD Büyükelçiliği’nde mi saklanıyor?” diye de sordu.
Salih Tuna’nın bugün (11 Ekim 2016) yayımlanan başlıklı yazısı şöyle:
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ kendisinin de milletvekili belirleme komisyonunda yer aldığı 2011 seçimlerinde, FETÖ ile irtibatlı ne kadar kişi varsa hepsinin de aday olduğunu söyledi.
Ne ki dönemin başbakanı Erdoğan geçit vermedi.
Aday olmadılar diye hemen pes mi ettiler sanki? Hiç sanmam. Kapıdan kovulmuşlarsa bacadan girmeye çalışmışlardır.
Zaten bunun için de devreye Bülent Arınç'ı soktular. Ya da Bülent Bey kendiliğinden araya girdi, orasını bilemem. Orasını bilse bilse, “Erdoğan düşmanı AKP'li fırıldaklar” bilir.
Niye mi?
Çünkü gözünün üstünde kaşı var diyenlere haset edecek kadar Bülent Bey'i sahiplendiklerine göre bildikleri bir şey var demektir. Neyse.
Bekir Bozdağ şöyle anlatıyor: “Bülent (Arınç) Bey gitti geldi ama Cumhurbaşkanımız kimseye onay vermedi. Sadece bir iki kişi, birisi Muhammed birisi İlhan İşbilen. Hakan (Şükür) sporcu vasfıyla kondu bir yere. Birkaç kripto sonra çıktı, istifalara bakarsanız 10'u bile bulmadı. Başarmış olsalardı, AK Parti'yi böleceklerdi. Milletvekili olacaklardı ve istifa edin denince, AK Parti iktidarını düşüreceklerdi…”
İnsan ister istemez merak ediyor; Bülent Bey acaba kimler için “gitti geldi?”
Daha da önemlisi, bu insanlar nerde şimdi?
Mesela, içlerinde Adil Öksüz de var mıydı?
Saçma mı?
Neden saçma olsun yahu, Hava Kuvvetleri İmamı olmak milletvekili adayı olmaya engel mi?
Bu arada, herkes Adil Öksüz için Hava Kuvvetleri Komutanı diyor ama, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın FETÖ'cü emir subayı Yarbay Levent Türkkan verdiği ifadede, “Adil Abi, Cemaat'te Genelkurmay Başkanı seviyesindedir…” demişti.
Gerçi, “Adil” kod adlı bir başka FETÖ imamı daha varmış ki, onun için de, böyle bir rivayet varmış.
Hatta, Yarbay Levent Türkkan, Genelkurmay Başkanı'nın odasına koyduğu böceği bu Adil'den almış.
Uzun lafın kısası, Adil Öksüz'ün nerde kimin elinde olduğu kadar, hangi Adil'in Genelkurmay İmamı olduğu hakkındaki rivayetler muhtelif.
Malumunuz, Kılıçdaroğlu geçenlerde, “Kim bu Adil Öksüz, neden serbest bırakıldı ve neden yakalanmıyor” şeklinde sorular sorarak istifam oluşturmakla kalmamış, “ben biliyorum ama belgem yok, onun için açıklayamam” diyerek adeta tüy dikmişti.
Fakir de bu köşecikte, “ABD Büyükelçisi Bass, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na galiba bilgi vermiş ama belge vermemiş (…) Bilgim var ama belgem yok, ne demek? Ona bakarsanız benim de bilgim var. Aha da söylüyorum: Adil Öksüz kaçmadı, devletin elinde. Nerden mi biliyorum? Sağda solda konuşuluyor (üfürülüyor mu deseydim) da ondan…” demiştim.
Adil Öksüz onca aramalara rağmen aylardır bulunamadığına göre her türlü üfürük (spekülasyon) gayet doğal.
Ben de birazdan kralını üfüreceğim ama evvela Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın şu sözlerine kulak verelim: “Adil Öksüzün Türkiye'de bu kadar saklanabilmesinin onun yetenekleriyle ilgili olduğunu düşünmüyorum. SAS komandoları bile kaçamadılar; yani Adil Öksüz'ün kaçabilme ihtimali yok. Ama belli ki Türkiye'de Adil Öksüz'ü saklayanlar var. Dışarı çıkmış mıdır? Kanaatimce dışarı çıkması çok zor; çünkü hemen arkasından her tarafta çok ciddi tedbirler alındı (…) MİT'le irtibatı konusu daha önce de söyledim; MİT'in ajanı da değildir mensubu da değildir, bu bir açık iftiradır…”
MİT'in elinde değilmiş.
Peki, MİT'e sızmış FETÖ'cülerin elinde olabilir mi?
Bence o da çok zor; daha geçen sefer 87 MİT'çi atıldığına göre, orda da kim nerede kimle ne yapıyor; demek ki kontrol altında.
E'ee nerde bu adam, yer yarılıp içine girmedi ya!
Bi saniye bi saniye, ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'nde olmasın?! Biliyorsunuz, statü gereği büyükelçiliklerin dokunulmazlıkları var.
Güzel yer vallahi. Kimseciklerin de aklına gelmez. Adil Öksüz de “anavatanında” sürgit yaşar.
Olamaz mı?
Ankara Büyükelçisi John Bass buna asla izin vermeyecek kadar Türkiye'nin içişlerine karışmayan bir insan evladı mı? ABD böyle korkunç bir skandala asla izin vermez mi yoksa?
ABD'nin, Hrant Dink'in de katili olan örgütün liderini kendi topraklarında barındırması skandal olmayacak da bu örgütün bir elemanını elçiliğinde saklaması mı skandal olacak?
Hem olsa ne olacak ki?
Jeo Biden 15 Temmuz'u “internet oyunu” sanmıştı, John Bass da Adil Öksüz'ü vize için başvuran bir vatandaş zanneder olur biter.
Not: Yazıyı yazdıktan sonra Adalet Bakanlığı, Bekir Bozdağ'ın “Bülent Arınç, 2011 seçimlerinde FETÖ'cülerin listeye girmesi için çok uğraştı” şeklinde bir açıklamasının olmadığını açıkladı. Vatana millete hayırlı olsun.