Gündem

Yeni eğitim yılında öğretmen açığı tartışması: Eğitim Sen ve Bakanlık ne diyor?

Eğitim Sen, yaklaşık bir milyon öğrencinin yeni eğitim öğretim yılına öğretmensiz başladığını savunuyor. Milli Eğitim Bakanlığı'na göre, bu açık norm kadrolarla dolduruldu.

20 Eylül 2016 11:12

15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL (Olağanüstü Hal) ortamında yaklaşık 40 bin öğretmen ve 2 bin 349 akademisyen açığa alındı, bunlardan bir bölümü ihraç edildi.

Sendikalar ve bazı eğitimciler yeni akademik yılın kadro açığı ve beraberinde birçok sorunla başladığını söylerken, BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Müsteşarı Yusuf Tekin, yeni eğitim yılının sorunsuz başladığını çünkü boşalan kadroların 'norm kadrolardaki' öğretmenlerle doldurulduğunu belirtti.

Okullar açıldı, Diyarbakır'da veliler soruyor: Peki şimdi ne olacak?

OHAL kapsamında çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle 15 üniversite ve 1029 özel okul kapatıldı, 2 bin 349 akademisyen görevden alındı.

MEB, açığa alınan öğretmenlerin yaklaşık 500'ünün göreve döndüğünü, fakat incelemelerin Ekim ayında bitmesiyle net sayının şekilleneceğini belirtiyor.

Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası açıklama yapan Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, 15 Temmuz'dan bu yana 27 bin 715 öğretmen meslekten ihraç edildiğini ve 9 bin 465 öğretmenin açığa alındığını söyledi.

Milli Eğitim Bakanlığı da (MEB) 20 bin sözleşmeli öğretmen istihdam etmeyi planlıyor. Atamaların Ekim başında yapılacağı bildirildi.

Kapatılan 15 üniversite ve açıkta kalan 65 bin öğrenci hala sıfırdan yaptıkları tercihlerin sonucunda yerleştirilecekleri üniversitelerin açıklanmasını bekliyor.

Açığa alınan 11 bin 285 öğretmenin 9 bin 800'ü Eğitim Sen üyesi.

BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Eğitim Sen (Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası) Genel Başkanı Kamuran Karaca, 2016-2017 eğitim öğretim yılında 'bir milyonu aşkın öğrencinin' öğretmensiz olarak okula başladığını ve bu sene eğitim öğretim yılının her zamankinden daha zor açıldığını söylüyor.

15 Temmuz darbe girişiminin ardından MEB bünyesinde yaşanan açığa alma ve meslekten çıkarma işlemleri iki soruşturma üzerinde odaklanmış görünüyor.

Bunlardan ilkinde 28 binin üzerinde eğitimci Gülen Hareketi soruşturması kapsamında, grupla ilintili oldukları iddiasıyla meslekten ihraç edildi.

İkinci soruşturmada ise, PKK ile bağlantılı oldukları iddia edilen eğitimciler açığa alındı.

Karaca, özellikle PKK soruşturması kapsamında açığa alındığı söylenen eğitimcilerin çok ciddi bir bölümünün Eğitim-Sen üyesi olduğunu belirterek, şu görüşleri dile getirdi:

"Hükümetin darbe fırsatçılığı yaparak 28 bin öğretmene kendini savunma hakkı bile vermeden ihraç etmesi ve sadece sendikal eylemleri nedeniyle 11 bin 301 öğretmenin açığa alınması sonucu binlerce okul öğretmensiz kaldı. Darbeci zihniyetten hiç de farklı olmayan bu hukuksuz uygulamalar bu yıl her zamankinden daha zor bir eğitim öğretim yılının açılmasına neden oldu. Bu tablo, darbeyi fırsata çevirerek, sendikal mücadeleyi bitirme sürecine dönüştürmektir."

Eğitim yılının ilk gününde öğretmenlerin bazılarının itiraz dilekçesi vermek için okullarına gittiklerini, ama okula alınmadıklarını belirten Karaca, öğretmenlerin velileri bilgilendirmelerine de izin verilmediğini aktardı. Eğitim Sen genel başkanı, kendi kurumlarının da özel olarak hedef alındığını öne sürdü:

''Yandaş sendikalar korunup kollanırken bilimsel, laik, demokratik eğitim isteyen sendikamız hükümetin eğitim politikaları nedeniyle hedef alınmak isteniyor. Bugüne kadar darbelerde en çok bedel ödemiş ve darbelere karşı olmuş bir sendika olmamıza rağmen, bizim de bu kapsamda değerlendirilmemiz, üyelerimiz ve sendikamız üzerinde büyük bir baskı oluşturmaktadır."

Son soruşturmayla açığa alınan öğretmenlerden 4 bin 285'i Diyarbakır'da görev yapıyordu.

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, kentte öğretmenlerin neredeyse üçte birinin görevden uzaklaştırılmış olduğunu, bunun Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerindeki fırsat eşitsizliğini daha da derinleştireceği görüşünde.

Tanrıkulu, ayrıca yaşanan çatışmalar ve sokağa çıkma yasaklarının olduğu bölgelerde öğrencilerin eğitime başlayamadıklarını ve binlerce öğrencinin eğitim hakkının 'askıda' olduğunu belirtti:

"Geçtiğimiz üç ay boyunca hükümet eğitim konusunda tutarlı bir adım atmadı. Çatışma ortamı nedeniyle bölgenin birçok kentinde eğitim ve öğretim neredeyse tamamen askıya alındı. Şırnak'ta sokağa çıkma yasağı var ve binlerce insan henüz çadırda yaşıyor. Çatışmanın yaşandığı ve şehirlerin yok olduğu bölgelerde çocukların nasıl eğitim alacakları konusunda hükümet henüz bir plan açıklamış değil. O açık kapatılmadan şimdi bir de böyle bir öğretmen kıyımıyla yeni yıla başlamanın öğrenciler açısından olumsuz etkileri olacak."

Birgün Gazetesi Eğitim Muhabiri Serbay Mansuroğlu ise, eğitim öğretim yılına öğretmen açığıyla başlandığını, çünkü kadrolardaki öğretmen açığının yalnızca açığa alınan öğretmenlerle sınırlı kalmadığını söylüyor. Normalde 130 bin olan öğretmen açığının son ihraç ve açığa almalarla birlikte 170 bine ulaştığını aktarıyor.

MEB'in Ekim ayında yapmayı planladığı 20 bin kişilik öğretmen alımının da ihtiyacı karşılamayacağını savunan Mansuroğlu, "Türkiye'de öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 21-22 iken Avrupa'da bu ortalama 15-16. Açığa alınan 40 bin kişi toplam sayıya göre küçük görünse bile etkilediği öğrenci sayısı bakımında oldukça büyük bir sayı. Çünkü bu 40 bin öğretmen yaklaşık 1 buçuk milyon öğrencinin eğitim durumunu etkiliyor" diyor.

BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan MEB Müsteşarı Yusuf Tekin, ülkenin tamamında eğitim ve öğretim yılının sorunsuz bir şekilde başladığını, öğretmensiz hiçbir sınıfın ya da okulun olmadığını söyledi:

"Milli Eğitim Bakanlığımız açısından bu eğitim öğretim yılımızın açılışında herhangi bir anormallik yok. Sadece ülkemizin içinden geçtiği olağanüstü koşullar nedeniyle terör ve terör örgütleriyle mücadele bağlamında aldığımız tedbirler var. Bunlar dışında her şey rutin ve bir önceki eğitim öğretim yılı nasıl başladıysa bu yıl da öyle sorunsuz."

Tekin, 'bir milyon öğrencinin öğrenim yılına öğretmensiz başladığı' görüşünü ise doğru olmadığını savunuyor:

"Yaklaşık 40 bin öğretmenle ilgili idari tedbir kararı aldık, ama zaten yaklaşık 41 bin norm fazlası öğretmenimiz var. Herhangi bir okulda çalışan ama okutmakta olduğu bir ders olmayan öğretmenler bunlar. İhraç ettiğimiz ya da açığa aldığımız bu 40 bin öğretmenin yerine norm kadrodaki öğretmenlerden faydalanarak bu sorunu zaten çözdük. Ayrıca Ekim ayı başında 15 bin normal öğretmen 5 bin de dershane öğretmenlerinden olmak üzere 20 bin sözleşmeli öğretmenimizin alımı yapılacak."

Tekin, açığa alınan öğretmenlerden yaklaşık 500'ünün göreve iade edildiğini ama haklarındaki soruşturma sürecinin hala devam ettiğini açıkladı:

"Soruşturmaların bir kısmı tamamlandı, bir kısmının soruşturması ise henüz bitmedi. Soruşturma sürecinde açıkta bulunmasını gerektirecek bir durum olmadığı için görevine iade ettiğimiz ama hala soruşturma sürecinin devam ettiği öğretmenler var. Türkiye genelinde tüm illerde görevine iadeler söz konusu, ama haklarındaki soruşturma süreci paralel olarak devam ediyor. "

Tekin, ihraç ve açığa almalarda Eğitim Sen mensuplarının ağırlığı oluşturduğunu hatırlattığımızda, sürecin 'şeffaf' bir şekilde yürütüldüğü savunuyor:

''Açığa aldığımız kişilerin sendikal aidiyetleri ya da dini mensubiyetleri ya da siyasi görüşleri hakkında hiçbir tasarrufumuz yok. Herhangi bir ideolojik bakış açısıyla hareket ettiğimiz algısı tamamen yanlıştır. Şeffaf bir değerlendirme yürüttük. Haklarında idari tedbir aldığımız her bir öğretmenle ilgili olarak hukuki dayanaklarımız ve refaranslarımız var. Mağdur edildiğini düşünen kişiler başvurularını yapacaklar, inceleyeceğiz, haklı olanlarının durumunu değerlendiririz."