Aralarında T24 yazarı Oya Baydar, Perihan Mağden ve Ayşe Kulin'in de olduğu Kadın Dayanışma Grubu, 1 haftalık sokağa çıkma yasağında 21 kişinin yaşamını yitirdiği Cizre'ye destek olmak için yarın yola çıkıyor. Heyet, vatandaşlarla ve belediye temsilcileriyle konuşarak bölgenin sorunlarını dinleyecek.
24 kişilik heyetin içinde yer alan akademisyenlerden Nişantaşı Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Nil Mutluer, IMC TV 'de yayınlanan Banu Güven’in sunduğu "Artı Haber" programında "Tülbent ve eşarplarıyla Cizre’ye gideceklerini, bölgede olmayan kadınlar olarak oradaki acıyı gördükleri mesajını vermek istediklerini" söyledi. Mutluer, “Hepimizin aslında ortak derdi bu savaş ve şiddet ortamının haksızlığını, dengesizliğini gidip, görüp ‘Biz duyuyoruz ve yanınızdayız’ın mesajını vermek” dedi.
Heyet, Çarşamba sabahı önce Mardin'e ardından Cizre'ye gidecek, Perşembe akşamı İstanbul'a dönüş yapacak.
Cizre'yi ziyaret edecek olan heyette yer alan isimler şöyle:
Gülseren Onanç - Ayşe Kulin - Perihan Mağden - Oya Baydar - Nesrin Nas - Zeynep Oral - Nurcan Baysal - Yasemin Bektaş - Özlem Dalkıran - Ebru Baybora Demir - Ayşe Erzan - Nevin İl - Hande Karakulluk - Ayşe Köroğlu - Çiğdem Mater - Maya Arakon - Nil Mutluer - Filiz Şahin - Mebuse Tekay - Melek Ulagay - Melek Ufuk - Reyhan Yalçındağ - Yaprak Yapsan - Meryem Yavuz.
Barış için Kadın Girişimi de Cizreli kadınlar için yola çıkıyor
Barış için Kadın Girişimi de Cuma günü Cizre'ye gideceklerini duyurdu. Açıklamada, "Kolunda bebeğiyle can vermek zorunda bıraktığınız kadınların yanına Cizre’ye gidiyoruz. Cizre’de ve her yerde silahların susması barışın konuşması için ısrarımızı sürdürüyoruz" denildi.
Açıklamanın tamamı şöyle:
Tüm kadınlara çağrı
Cizre 8 gün boyunca abluka altında, ateş altında kaldı. Elektriği, suyu verilmedi. GSM operatörleri dışarıyla iletişimini kesti. Keskin nişancılar dışarıya çıkanları vurdu. Özel timler halkı, milletvekillerini, kadınları, çocukları taradı. Bebeğinden 75 yaşındaki dedesine kadar 23 kişi öldürüldü.
Gazze’de değil Cizre’de.
Bu sırada bizler olan biteni dehşet içinde izlemek zorunda kaldık. Çünkü bizim buralarda da ırkçılar, linç çeteleri sokaklara çıkmış insan avlıyordu. Cizre’de savaş kadınları, çocukları öldürerek, burada savaş dükkanları yakıp, binaları yıkarak sürdürülüyordu.Cizre’de devletin kolluk güçleri, batıda devlet destekli erkek güruhları sokağa çıkmamıza engel olmaya çalışıyordu.
Büyük bir direniş sonucunda Cizre üzerindeki yasak iki günlüğüne kalktı. Ancak Pazar akşamı itibarıyla tekrar kondu. Cizre’dekileri, Cizre’de yaşayan kadınları merak ediyoruz.
Bizi onlardan uzak tutulan devlete, güvenlik güçlerine, sokak çetelerine rağmen Cizre’de yaşayan kadınlara kavuşmak, onlara sarılmak, bayramlaşmak, acılarını paylaşmak, direnişlerini selamlamak için Cuma günü yola çıkıyoruz.
Savaşa karşı ses çıkarıyoruz. Bizi aynı coğrafyada beraber yaşadığımız kadınlardan ayıramazsınız, göstere göstere kadınlara eşi benzeri görülmemiş bir şiddet uygulayamazsınız diyoruz.
Çocuğunu aç, susuz teskin etmek, öldürülmüş kızının cesedini buzdolabında bekletmek, kolunda bebeğiyle can vermek zorunda bıraktığınız kadınların yanına Cizre’ye gidiyoruz. Cizre’de ve her yerde silahların susması barışın konuşması için ısrarımızı sürdürüyoruz!
Barış için Kadın Girişimi