İstanbul Veteriner Hekimler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan, 14 Ocak'tan sonra yasaklı ırk bir köpeğe sahip olan vatandaşların, hayvanlarını kayıt altına alı, çip taktırıp sahiplenemeyeceklerini söyledi.
'Yasaklı ırk' diye belirlenen köpekler için son kısırlaştırma tarihi 14 Ocak 2022 olarak belirlendi. 'Hayvanları Koruma Kanunu'na göre bu hayvanlar, veteriner kliniklerinde kısırlaştırılacak ve mikroçip takılacak. Sokaklarda yakalandıktan sonra ya da sahipleri tarafından barınaklara teslim edilen yasaklı ırklara ait köpeklerin ömür boyu barınaklarda bakılacağı belirtildi.
"Kayıt altına alınıp, çip takılmış köpekleri sahiplenmek mümkün olmayacak"
İstanbul Veteriner Hekimler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan, "Mevcut mevzuata göre yasaklı ırklar barınaklara koyuluyor. Köpeklerin ömrünü barınaklarda geçirmesi isteniyor. Kayıt altına alınıp, çip takılıp ve kısırlaştırılmış köpekleri sahiplenmek mümkün olmayacak. Herhangi bir vatandaş bugün sahiplenmek istese maalesef sahiplenemeyecek. Bundan sonraki süreçte ömürlerini barınaklarda geçirecekler" dedi.
"Hayvan refahı açısından oldukça zor bir durum çünkü bunlar rehabilite edilmiş hayvanlar değil" diyen Arslan, "Bir sahibinden alınıp bilmedikleri bir ortama getiriliyorlar. Dolayısıyla onların önce bu ortama alışması lazım. Bu süreç hem hayvanlar için hem hekimler hem bakıcılar için çok zor olacaktır. Çünkü hayvanlar kendi bölgelerini kabullendirmek için çatışmaya da girecektir. Onların kendi aralarında da yaralanmalar gibi olumsuz sonuçlar bekleniyor. Barınaklar şu an fiziki olarak yetersiz. Yasaklı ırklarla birlikte sıkışıklık daha çok artacak" diye konuştu.
"Yaklaşık bin 500 civarında yasaklı ırk kayıt altına alındı"
Prof. Dr. Murat Arslan, kayıt altına alınmış köpeklerin sayısını da açıklayarak, "Bugüne kadar bizim aldığımız kayıtlara göre, kısırlaştırılıp, kimliklendirilip, kayıt altına alınan yasaklı ırk sayısı İstanbul'da bin 500 civarında. Ancak İstanbul'da yasaklı ırk olarak bildiğimiz hayvanların sayısı 7-8 bin olarak geçiyor. Bu durumda en az 3'te 2'si kayıt altına alınmayacak. Bu durumda sürenin tekrar uzatılmasıyla ilgili bir ihtiyaç ortaya çıkıyor. Aksi takdirde kimliklendirmenin bir anlamı kalmayacak çünkü kayıt altına alınmayan hayvanların üremesi devam edecektir" diye konuştu.