Yargıtay tarafından "terör örgütü propagandası yapma" suçundan hakkında verilen hapis cezası onanan ve dokunulmazlığının kaldırılması istemiyle fezleke hazırlanan HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, "ifade özgürlüğünün ihlal edildiği" gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu.
Başvuruda, “Başvurucunun paylaştığı tweet, Kürt sorunun barışçıl bir şekilde çözümüne yönelik çağrı niteliğindedir. Sorunun çözümü için yeniden müzakere sürecinin başlatılması ve kalıcı bir barışın tesisine ilişkin olarak örgütün yaptığı açıklamayı haberleştiren T24 haber sitesinin ‘PKK: Devlet adım atarsa barış bir ayda gelir!’ başlıklı haberinin URL adres linkini kendi sosyal medya hesabından “Bu çağrı hakkıyla değerlendirilmeli, bu işin sonu yok, Öcalan devreye girerse olur diyorlar” yorumuyla paylaşması başvurucunun eyleminin ifade özgürlüğü kapsamında korunduğu konusunda herhangi bir şüphe bulundurmamaktadır. Paylaşım nedeniyle başvurucu hakkında ceza soruşturması açılması, yargılanması, milletvekili seçilmesine ve dokunulmazlık kazanmasına rağmen yargılanmasına devam edilmesi, hakkında mahkûmiyet kararı verilerek 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmasının başvurucunun ifade özgürlüğüne müdahale teşkil ettiğine kuşku yoktur” denildi.
AİHM’in eski HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş kararında, dokunulmazlıkları kaldıran Anayasa değişikliğinin “öngörülebilirlik koşullarını taşımadığına ve yasal bir dayanak oluşturmadığına” karar verdiği hatırlatılan başvuruda, Gergerlioğlu için “Başvurucunun, ifade özgürlüğüne yönelik müdahalenin hukuki dayanağı, Selahattin Demirtaş kararında olduğu gibi, hakkında dokunulmazlığın geçerli olmayacağına ilişkin Anayasanın 83. maddesi yorumudur. Bu yorumun, yasallık ilkesine uygun olup olmadığının öncelikle saptanması gerekir” ifadesi kullanıldı.
"Hiçbir hukukçunun böyle bir yorum yapması mümkün değildir"
Başvuruda, “…Bir insan hakları savunucusu ve muhalif milletvekili olarak hükümetin ve idarenin insan hakları ihlallerine yönelik ağır eleştirileri nedeniyle cezalandırılması ve susturulması olduğu açıktır. Başvurucu TBMM’de ve kamuoyunda dile getirdiği insan hakları ihlalleri dolayısıyla sıklıkla iktidarın hedefinde yer almıştır. Özellikle son dönemde dile getirdiği, kaçırılmalar, çıplak aramalar gibi ağır insan hakları ihlalleri iddiaları dolayısıyla İçişleri Bakanının, diğer hükümet üyelerinin ve iktidar partisi siyasetçilerinin ağır eleştiri ve hakaretlerine muhatap olmuştur. Açık bir şekilde AİHM, AYM ve Yargıtay’ın yerleşik kararlarının yok sayılarak bir haber paylaşımı ile birlikte yapmış olduğu ‘barış çağrısının’, ‘terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerinin propagandası’ olarak nitelendirilerek ceza verilmesinin meşru bir amaç taşıdığı iddia edilemez. Hiçbir hukukçunun böyle bir yorum yapması mümkün değildir" ifadesi kullanıldı.
"Siyasi faaliyette bulunma hakkına yönelik bir müdahale..."
AYM’nin Sebahat Tuncel ve Enis Berberoğlu kararlarına atıf yapılarak, Gergerlioğlu’nun seçilme ve siyasette bulunma hakkının ihlal edildiği kaydedilen başvuruda, “Seçilme hakkı sadece seçimlerde aday olma hakkını değil, aynı zamanda ilgilinin seçildikten sonra milletvekili sıfatıyla temsil yetkisini fiilen kullanabilmesini de kapsar. Bu bağlamda seçilmiş milletvekilinin yasama faaliyetine katılmasına yönelik müdahale, sadece onun seçilme hakkına değil aynı zamanda seçmenlerinin serbest iradelerini açıklama hakkına ve siyasi faaliyette bulunma hakkına yönelik bir müdahale teşkil edebilir” denildi.
"İktidarın hedefi haline geldi"
Türkiye’nin Demirtaş kararından 18. maddeyi ihlalden mahkûm edildiği hatırlatılan başvuruda, şöyle denildi:
“Başvurucu bir milletvekili ve insan hakları savunucusu olarak parlamento içinde ve dışında adam kaçırma, çıplak arama, işkence vb. ağır insan hakları ihlallerini dile getirmesi nedeniyle iktidarın hedefi haline gelmiştir. Başvurucunun hakkındaki ceza kararının bu ortamda hukukun bütün ilkelerinin yok sayılarak onanmasının siyasi bir amaç taşıdığı açıktır. Özellikle son günlerde HDP’li vekillere yönelik siyasi amaçlı fezlekelerin düzenlendiği, milletvekilliklerinin düşürülerek ara seçim yapılacağı iddialarının gündemde olduğu bir ortamda bu kararın verilmesi, kararın siyasi amaçla verildiğini göstermektedir. Bu nedenle başvurucunun ifade ve siyasi faaliyette bulunma haklarına siyasi amaçla müdahale edilmek suretiyle Anayasanın 14. maddesi, 26 ve 67. maddeleriyle bağlantılı olarak ihlal edilmiştir.”