Gündem

Yargıtay’dan Cumhurbaşkanı'na hakaret suçuna ilişkin önemli karar: Cezayı bozdu, ağır sözleri “yakınma” ve “eleştiri” olarak nitelendirdi

20 Nisan 2022 13:11
Asuman Aranca

AİHM’in, “Cumhurbaşkanı'na hakaret” suçlarından verilen hapis cezalarının hak ihlali olduğuna yönelik kararının kesinleşmesi ve emsal niteliği kazanmasının hemen ardından Yargıtay’dan da bu konuda önemli bir karar geldi. Yüksek Mahkeme, BİMER’e mail atarak kendisini dolandırdığını iddia ettiği firma hakkında şikâyette bulunurken, önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik hakaret içeren ifadeler kullandığı iddia edilen sanığa “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçundan verilen cezayı bozdu. Yargıtay’ın ceza yargılamalarındaki en yüksek organı Yargıtay Ceza Genel Kurulu da itiraz üzerine konunun önüne gelmesi üzerine, dairenin bozma kararını yerinde buldu.

“Dinsiz imansız”

Dava dosyasına göre C.O isimli vatandaş, 2012 yılında Başbakanlık İletişim Merkezi’ne (BİMER) bir e-posta göndererek, bir firma tarafından dolandırıldığını, aleyhine haksız davalar açılarak icra takipleri yapıldığını belirterek, şikayetçi oldu. C.O, şikayet yazısında dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve dönemin Başbakanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alarak, “Cumhurbaşkanı Abdullah Bey'in hanımının adına kayıtlı stanbul ile'deki villa ve arsaların miktarı 150 milyon TL'dir. Babakan Recep Bey'in serveti 500 milyar TL'dir. Bu iki imansız dinsize dedim ki, evime ekmek parası alacak durumda deilim, çocuklarımın ideallerini karılayacak durumda deilim, evimin kirasını ödeyecek durumda deilim, beni bu hale düşüren firmayı müfettilere incelettirin... Türk adı taıyan bir devlet adamı yok mudur?” dedi.

Yazının devamında da “Ancak 13 yıldır bu ii çözmeyenlere bir çift lafım vardır, Allah belanızı versin, Allah yerin dibine soksun sizi, Allah helak etsin sizi, yüce Allah perian etsin sizi, beni mahfettiniz Allah da sizi mahfetsin” ifadelerini kullandı. Bu ifadeler nedeniyle C.O hakkında Cumhurbakanına ve Babakan'a hakaret ettiği gerekçesiyle soruşturma açıldı.

“Psikolojim alt üst oldu”

C.O, mahkemedeki savunmasında, ‘yaklaık 10 yıldır ikayette bulunduu firmanın kendisi aleyhine yaptığı ilemlerle mücadele ettiini, firmanın ikayetleri nedeniyle kendisi hakkında 200'e yakın dava açıldığını ve bu davaları kaybettiini, hakkını hala alamadıını, bu nedenle ruh saının ve psikolojisinin alt üst olduunu, bu firmanın Cumhurbakanına ve Babakan'a da ulaını düşündüğünden dolayı söz konusu ifadeleri yazdığını, kastının Cumhurbakanına veya Babakan'a hakaret olmadıını, yalnızca durumunu ve dosyalarını ve de ilgili firmanın kendisine yaptıklarına yönelik bir müfetti görevlendirilmesini ve inceleme yapılmasını istediini, bu nedenle bu talebinin yerine getirilmemesinden dolayı müsnet sözleri kendisi ile ilgilenilmediini ifade etmek için kullandıını” söyledi.

1 yıl 2 ay hapis

Dosya Gül’e yönelik sözler yönünden “Cumhurbaşkanına hakaret”, o dönem Başbakan olan Erdoğan’a yönelik sözler yönünden de “hakaret” suçu kapsamında kaldığı gerekçesiyle ayrıldı. C.O hakkında, “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “hakaret” suçlarından dava açıldı. Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasına ilişkin iddianamede, söz konusu e postanın BİMER’e gönderilmesi nedeniyle suçun alenen işlendiği öne sürülerek cezada artırım istendi. Davaya bakan Ankara 20. Asliye Ceza Mahkemesi, yargılama sonunda C.O’yu 1 yıl 2 ay hapse mahkum etti ve pişmanlık duymadığı gerekçesiyle de cezayı ertelemedi.

Yargıtay “beraat” dedi

Temyiz üzerine dosya Yargıtay’a geldi. Yargıtay Başsavcılığı, dosyaya ilişkin tebliğnamesinde hükmün onanmasını istedi. Dosyayı inceleyen Yargıtay 16. Ceza Dairesi ise, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken mahkumiyet kurulması nedeniyle bozma kararı verdi. Kararda, BİMER’E gönderilen dilekçe bir bütün halinde değerlendirildiğinde, “sanığın uğradığını düşündüğü haksızlığı dile getirirken kullandığı ifadelerinin eletiri ve yakınma niteliinde bulunduu ve Cumhurbakanına hakaret suçunun unsurlarının olumadıı” belirtildi. Dilekçenin BİMER’e gönderilmiş olması nedeniyle aleniyet unsurunun da gerçekleşmediği kaydedilen kararda, bu gerekçeyle cezada artırım yapılmasının da kanuna aykırı olduğu anlatıldı.

Bozma kesinleşti

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Daire’nin bu kararına, “e-posta içeriinde kullanılan ‘dinsiz- imansız’ ve ‘Türk adı taımayan’ sözleri ile Cumhurbakanının ‘onur, eref ve saygınlıını rencide edebilecek ekilde bir fiil veya olgu isnat etmek’ suretiyle aır eletiri ve yakınma sınırlarını aı ve bu ekilde atılı suçu iledii” gerekçesiyle itiraz etti. İtiraz üzerine dosyayı yeniden ele alan Daire, kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gönderdi. Karara, dairenin iki üyesi “suçun oluştuğu gerekçesiyle” muhalif kaldı. Yargıtay Ceza genel Kurulu da, 7 Nisan 2022’deki toplantısında itirazı ele alarak reddetti. Böylece bozma kararı kesinleşmiş oldu. Karar uyarınca, dosya yerel mahkemeye gönderilecek. Mahkeme de bozma kararına uyarak sanık hakkında beraat kararı verecek.

AİHM: “Düzenlemeyi değiştirin”

AİHM, geçen Ekim ayında Vedat Şorli başvurusunda TCK’nın 299. Maddesinde düzenlenen “Cumhurbaşkanına hakaret” suçuna ilişkin önemli değerlendirmeler yapmıştı. Facebook’ta paylaştığı karikatür ve fotoğraf nedeniyle 2 ay tutuklu kalan ve 11 ay 20 gün hapse mahkum edilen Şorli’nin başvurusunda, bu suçtan verilen hapis cezalarının hak ihlali olduğuna karar vermişti. Kararda, Cumhurbaşkanının herkesten daha çok korunması ve Cumhurbaşkanına hakaretin, genel hakaret suçundan daha ağır ceza ile cezalandırılmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ruhuyla bağdaşmadığı ifade edilmişti. Cumhurbaşkanının itibarının korunması amacıyla söz konusu özgürlüğü kullanan kişiye hapis cezası verilmesinin haklı bir yanının bulunmadığı, aksi tutumun, çağdaş uygulama ve siyasal kavramlarla bağdaşmayacağı vurgulanan kararda, Türkiye’nin düzenlemeyi AİHS ve AİHM içtihatlarına uyumlu olacak şekilde değiştirmesi gerektiği de ifade edilmişti. Karar, itiraz sürecinin tamamlanmasıyla kesinleşmişti.