İzmir Karşıyaka’da bir emeklinin banka ATM’sine konuşlan düzenekle dolandırılınca mahkemeye başvurdu. Ancak mahkeme dolandırılma olayında bankanın sorumlu tutulduğu şikayeti reddetti. Yargıtay’a taşınan dava da “Bankaların ATM’ler üzerinde dolandırıcılık işleminin yapılmasına engel teşkil edecek önlemleri almaması nedeniyle kusurlu olduklarının kabulü gerekir” yönünde karar çıktı.
Bahri Karataş’ın Doğan Haber Ajansı’nda yer alan haberine göre, İzmir Karşıyaka’da 2008 yılında bir bankanın ATM’sinden pazar günü emekli maaşını çekmek isteyen memur Şevki Torni’nin kartı ATM tarafından alıkonuldu. Bu sırada ekrana ’Kartınızın manyetik alanı arızalı olduğundan, güvenlik nedeniyle bloke olmuştur’ yazısı gelince bir şeyden şüphelenmeyen Torni, oradan ayrıldı.
Ancak bir süre sonra hesabındaki 3 bin 350 liranın çekildiğini fark edince ATM’ye konulan düzenekle dolandırıldığını anladı. Emekli memur avukatı Murat Fatih Ülkü aracılığıyla İzmir 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde bankaya karşı dava açtı. Ülkü, dava dilekçesinde müvekkilinin para çekmek isterken kartını bankanın ATM’sine kaptırdığını ve ekranda ‘Kartınızın manyetik alanı arızalı olduğundan, güvenlik nedeniyle bloke olmuştur’ yazısını görünce sorun çıkmayacağını düşünerek ATM’den ayrıldığını, ancak daha sonra hesabındaki 3 bin 350 liranın tümünün çekilmiş olduğunu görünce kartının çalınmış olduğunu anladığını belirtti. Ülkü, hırsızların pazar günü olması nedeniyle bankanın kapalı olmasını fırsat bilerek ATM’ye düzenek kurduklarını, bu düzenek sayesinde ATM’yi kullanan Torni’nin kartını ele geçirdiklerini, tüm maaşını kaybederek mağdur duruma düşen Torni’yi ekranda çıkan uyarı yazısının yanılttığını savunarak, bu konuda bankanın da sorumlu olduğunu ifade etti. İzmir 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin davayı reddetmesi üzerine, Avukat Ülkü konuyu Yargıtay’a taşıdı.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, ‘Bankaların ATM’ler üzerinde dolandırıcılık işleminin yapılmasına engel teşkil edecek önlemleri almaması nedeniyle kusurlu olduklarının kabulü gerekir’ yönünde karar verdi.
Şevki Torni, 6 yıl sonra gelen bu kararla ilgili "Maddi kaybımı gözden çıkardım, davada ısrarcı olmamın nedeni bankaların müşteri güvenliği için daha fazla özen göstermeleri gerektiğinin anlaşılması" dedi.
Avukatı Ülkü de "Bankaların kurdukları ATM’ler ve güvenlikleri her geçen gün daha çok tartışma konusu oluyor. Ülkemizde ATM’lerin kullanımının her geçen gün yoğunlaştığı ve hatta bankaların da şubeye girmeden ATM kullanılmasını özendirdikleri düşünülürse, ATM’lerin güvenliği çok önemli hale gelmiştir. Oysa bu olayda görüldüğü gibi, ATM’lerde gerekli güvenlik önlemleri alınmamakta, bankamatik kartını çalan kişiler, ATM’lere, sisteme ve hatta ekranına girmeyi başarmaktadırlar. İş yükünü azaltmak amacıyla, bir kısım işlemleri şube dışına taşıyarak, ATM’ler kuran bankalar, güvenlik konusunda daha sorumlu davranmak zorundalar. Bu Yargıtay kararı ile bankaların sorumluluğuna işaret edilmiş oldu. Bankalar artık ATM hizmetini ve işlemlerini gerekli güvenliği sağlayacak biçimde yerine getirmek zorundalar. Bu karar emsal teşkil edecek. Mağdur olanlar gidip dava açacak" diye konuştu. Yargıtay’ın bozma kararının ardından dava yerel mahkemede yeniden görülecek.