Gündem

Yargıtay AYM'yi dinlemedi, TİP Milletvekili Can Atalay’ın tahliye talebini reddetti: “Aksi takdirde kanlı terör eylemlerini yapanlar vekil olur”

Atalay’ın başvurusunu görüşen Yargıtay 3. Ceza Dairesi “belirsizlik” tespitini dikkate almadı

13 Temmuz 2023 19:15
Gökçer Tahincioğlu

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Gezi davasında 18 yıl hapse mahkum edilen TİP Hatay Milletvekili Can Atalay hakkındaki yargılamanın durdurulması ve tahliyesine karar verilmesi talebini reddetti. Daire, milletvekili dokunulmazlığını sınırlayan anayasanın 14. maddesini tartışırken, Anayasa Mahkemesi kararını dikkate almadı. Daire, Anayasa Mahkemesi’nin bu maddenin muğlak olduğu ve hangi suçları kapsadığı konusunda kanun çıkartılması gerektiği görüşüne karşılık, maddenin kapsamının yargı organlarınca belirlendiğini savundu. Atalay’ın işlediği suçun da bu kapsamda kaldığını belirterek yargılamanın durdurulması talebini geri çevirdi.

Yargıtay, aksi yöndeki bir yorumun, kanlı terör eylemlerini yapanların da vekil olmasının yolunu açacağını savundu. Atalay’ın bu karara itiraz hakkı bulunuyor. İtirazı Yargıtay 4. Ceza Dairesi karara bağlayacak.

Anayasanın dokunulmazlıklarla ilgili 83. Maddesinde, anayasanın 14. Maddesinde düzenlenen suçların dokunulmazlık kapsamında olmadığı belirtiliyor. 14. Maddede ise Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu’ndaki belli bir maddeye işaret edilmiyor. Soyut biçimde, “devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozma, insan haklarına dayanan demokratik ve laik cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetlerde bulunma” ifadeleri yer alıyor.

Bu kapsama giren suçlardan vekil seçilmeden önce seçilenlerin dosyalarının dokunulmazlık kapsamına girmeyeceği kaydediliyor.

AYM kararı unutuldu

Anayasa Mahkemesi, bir önceki dönem HDP’den vekil seçilen Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun dosyasını görüşürken, anayasanın 14. Maddesinin belirsiz olduğunu, TBMM’nin bu konuda düzenleme yapması gerektiğini belirtmişti.

Yargıtay: Ne olduğu belli

Atalay’ın başvurusunu görüşen Yargıtay 3. Ceza Dairesi ise “belirsizlik” tespitini dikkate almadı. Kararda, “anayasanın 14. maddesinde, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozma, insan haklarına dayanan demokratik ve laik cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetlerde bulunma biçiminde çerçevesi çizilen faaliyetlerin Terörle Mücadele Kanunu’nda aynı kavram ve kurumlara vurgu yapıldığı” belirtildi.

TIKLAYIN | Can Atalay’ın, cezaevinde hazırladığı deprem bölgesi ile ilgili soru önergeleri ‘yemin etmediği’ için işleme konulmadı

Örtülü biçimde AYM kararına atıfta bulunularak, “Anayasanın 14. maddesinin yargı organlarının kararlarıyla belirlilik ve öngörülebilirliği sağlayacak şekilde yorumlamaya elverişli olmadığını değerlendirmek mümkün olmayıp, TCK’nın ilgili maddelerinin bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır” denildi.

“Aksi takdirde kanlı eylemlere karışanlar vekil olur”

Yargıtay, bu tespitini, şu görüşe dayandırdı:

“Aksi takdirde Türkiye Cumhuriyeti’nin devleti ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne kasteden pek çok kanlı terör eylemini gerçekleştirdikleri için haklarında sayılan terör suçlarından soruşturma ve kovuşturma bulunup yakalanması mümkün olmayan ve kırmızı bültenle aranan şahısların seçilmesinin ve yemin ederek göreve başlamalarının önü açılır ki bu durumun hukuken isabetli olduğunu savunmak mümkün değildir.”

Gezi kararı

Kararda, Gezi davasında 18 yıl hapse mahkum edilen Atalay’la ilgili yerel mahkeme kararına da atıf yapıldı. Bu karara göre, davanın anayasanın 14. maddesi kapsamına girdiği belirtilerek, şöyle denildi:

“Atalay’ın bir plan dahilinde yürütülen kalkışma hareketinin başlaması ve tüm ülke sathına yayılarak derinleştirilmesi kapsamında faaliyetlerinin bulunduğu, kalkışma sürecinde yaptığı paylaşımlar ve eylem çağrıları şiddet olaylarının tırmanmasına zemin hazırlayan Takim Dayanışması’nın etkili üyelerinden olduğu, bu suçların asli faili konumunda bulunan Sanık Osman Kavala’nın suçun işlenmesinden önce veya suçun işlenmesi sırasında yardımda bulunarak, suçların icrasını kolaylaştırdığı kabul edilen sanığın mevcut eylemlerinin hükümeti ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmeye yardım mahiyetinde kaldığı değerlendirilerek mahkumiyetine karar verildiğini görülmüştür.”

“Dokunulmazlıktan faydalanamaz”

Kararda, “Bu suçun anayasa 14. madde kapsamında kalması ve soruşturmaya seçimden önce başlanması nedehiyle yasama dokunulmazlığından faydalanamayacağı kanaatine varılmıştır” denildi.