Evlendikten sonra sadece kızlık soyadını kullanmak isteyen kadının talebi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararına rağmen Yargıtay’a takıldı. Yargıtay, kadının evlenmeden önceki soyadını kullanmasının yasal olarak mümkün olmadığını savunurken aksi halde “kamu düzeninin bozulacağını” öne sürdü. AİHM, kadınların sadece kızlık soyadını kullanmasına izin verilmemesi nedeniyle Türkiye ’yi mahkûm etmişti.
Türk Medeni Kanunu’nun 187. maddesi, kadınların evlendikten sonra sadece kızlık soyadlarını kullanmalarına izin vermiyor. Ankara’da yaşayan Tutku Yurdakul, evlendikten sonra sadece kızlık soyadını kullanmak için Ankara 11. Aile Mahkemesi’ne dava açtı. Yerel mahkeme de Tutku Yurdakul’un sadece kendi kızlık soyadını kullanmasına karar verdi. Kararın temyiz incelemesi Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından yapıldı.
Daire, yerel mahkemenin kararını bozarken “Kocasının soyadında bir değişiklik olmadıkça evlenen kadın kocasının soyadını taşımak zorundadır. Yasal düzenleme böyledir. Evlilik boşanma veya iptal kararıyla sona ermedikçe evli kadının yalnızevlenmeden önceki soyadını kullanması, yasal olarak mümkün değil” denildi.
Kararda, Medeni Kanun’un 187. maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne dava açıldığı, ancak yüksek mahkemenin bu talebi reddettiği hatırlatıldı. Kararda, “Yasal hüküm yürürlükte bulundukça mahkemenin yasal düzenlemeye aykırı karar tesis etme olanağı yoktur” denildi.
AİHM’nin kızlık soyadını kullanmak isteyen kadına olumlu yanıt verilmemesi üzerine Türkiye’yi mahkûm ettiği de hatırlatılan kararda şu ifadeler yer aldı:
"AİHM, Tekeli- Türkiye kararında kişinin soyadını özel hayatın kapsamında kabul etmiştir. Evli kadının kocasının soyadını kullanma zorunluluğunu özel hayata müdahale olarak kabul etmiştir. Burada ihlale yol açan ulusal mahkemelerin uygulaması veya yasa hükmünün yorum tarzı değil, yasal düzenlemenin kendisidir. Bu düzenleme değiştirilmedikçe mahkemeler yasaya uygun karar vermekle yükümlüdür.”
Kararda, yerel mahkemenin dava açan kadına kızlık soyadını kullanma hakkı verirken, anayasanın 90. maddesini uygulamasının doğru olmadığı da savunuldu: “Yerel mahkemenin olayda uygulanma olanağı bulunmayan anayasanın 90/son maddesinden hareketle ulaştığı sonuç doğru olmadığı gibi Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılık etkisini de bertaraf edici niteliktedir. Böyle bir yaklaşım ‘yürürlükte olan yasa hükmüne aykırı kararlar verilmesi’ sonucunu hasıl eder. Bu ise Türk Medeni Kanunu’nun benimsediği aile birliğinin kocanın soyadı üzerinde devamına ilişkin prensibi ve kamu düzenini bozar.”
Avukat AİHM’ye gidip soyadını kazanmıştı
Mesleğinde kendi soyadı ile tanındığını gerekçe gösteren Avukat Ayten Ünal (Tekeli), 2004’te dava açmıştı. Soyadının sadece ‘Ünal’ olmasını isteyen avukat, davayı Medeni Kanun’da böyle bir hüküm olmadığı için kaybetmişti. Bunun üzerine başvurduğu AİHM ise Avrupa Konseyi üyeleri arasında sadece Türkiye’de bu yönde bir uygulama olduğunu belirterek, avukatı haklı bulmuş ve Türkiye’yi mahkûm etmişti. Avukat bunun üzerine İçişleri Bakanlığı’na başvurarak kararın uygulanmasını istedi. Nüfus Müdürlüğü de mahkeme kararı doğrultusunda soyadını değiştirdi. Kızlık soyadını kullanmak isteyen kadınlar için iki yol var. Birincisi hükümetin söz konusu kanun maddesinde yasal değişiklik yapması. İkincisi, bireysel başvuru yolu ile Anayasa Mahkemesi’ne dava açmak. Eğer Anayasa Mahkemesi’nden sonuç alınmazsa Ünal gibi AİHM’ye dava açmak gerekiyor.